TRT‘nin sürekli yeni kanallar açması, çoğumuzda, kurumun "geleneksel" yapısını sağlamlayacağı, tam da bir devlet televizyonuna yakışacağı gibi, kâr amacı gütmeksizin kamu görevini kesim ve sınıf ayırmadan ifa edeceği sanısı uyandırmıştı.

TRT Şeş, TRT Arapça gibi ‘ilgilisine‘ yayın yapacak olan ve bunu kurumsallaştıracak olan kanal, TRT olmayacaktı da, kim olacaktı?  Ve fakat heyhat, umudumuz kursağımızda kaldı. Tam da ‘ilgilisine‘ kültür-sanat yayını yapan, aynı ilgilinin kültür sanata başka herhangi bir kanaldan ulaşamayacağı kesin gibi olan TRT 2, TRT Haber‘e dönüştürüldü. Oysa, kültür gelenek demekti. TRT 2‘nin yıllardır aşina olduğumuz bir ananevi bir kültür yayıncılığı görgüsü vardı. Gözü dönmüş piyasanın kâr odaklı şartları içinde yarışan özel televizyonculuğun, ciddi, derin, hakiki bir kültür yayıncılığı geleneği oluşturması ne kadar mümkünsüzse, kültür kanalı olmayan bir TRT düşlemek, o kadar absürd olurdu. Biz ne dersek diyelim, oldu. Haniyse toplumun tüm tabakaları için ayrı ayrı kanallar açan TRT yönetimi, haber kanalı kurmak için yeni bir kanal açmak yerine, Türkiye‘de kültür yayıncılığı geleneği oluşturmuş olan tek kanalı TRT 2‘yi haber kanalına dönüştürdü...

Muhabir: Haber Merkezi