Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah’a hamt, Peygamberimize, âline ve sahabelerine salât ve selam ederiz.

Din ve düzen olarak İslam’ın bilinip hayata ikame edilmediği bir dönemde yaşıyoruz. Yeryüzü, ırkçı emperyalizmin, Siyonizm’in, sınır tanımaz vahşet ve zulmünün kıskacında inim inim inlemektedir. Küfür tek bir millet olarak, Büyük İsrail’i kurmak için, tam bir seferberlik halinde Gazze’de ve bütün İslam coğrafyasında kan dökerken, bu zulme karşı direnmesi gereken biz Müslümanlar, Siyonizm’in tiyatrosunda İslam piyesi oynamakla yetinen kölelere dönüştürüldük. İnsanları hayra çağıran, marufu emreden, münkeri engellemek için savaşan tek bir ümmet olmakla emrolunmuş Müslümanlar, aralarında İslam’da ittifak etmemek üzere ittifak etmişlerdir. Hâlbuki Allah tefrikayı haram kılmıştır. Enbiya 92: “Gerçekten, sizin bu ümmetiniz, tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse bana ibadet ediniz.” İslam ümmeti; tek bir lider etrafında aynı vahye tabi olarak bir araya gelmiş, tevhit dinine gönül vererek birlik olmuş, aynı amaca ulaşma gayretinde olan tek bir teşkilattır. Birlik olmak, birlik içinde ikilik çıkarmamak, Allah’ın emridir. Birlik olmanın tek adresi İslam’dır. İslam’da birlik olmanın şartı ise, bir lider etrafında kenetlenmiş, iyiliği emreden, kötülükten men eden ve Allah’a iman eden hayırlı bir topluluk olmaktır. Milli Görüşçü olmak, böyle bir topluluk olmaktır. Araf 181: “Yarattıklarımız içinden hak kitap Kur’an ile toplumda adil bir düzen gerçekleştirmek için, hakkı, hayrı gözeterek doğru yolu gösteren, hakkı ayakta tutarak adaleti yerine getiren teşkilatlı, tutkun, eğitimli, yetişmiş bir ümmet vardır.” Milli Görüş, bu ayette beyan edilen ümmet olmanın derdini taşımaktır. Milli Görüşçünün temel görevi, Siyonizm fitnesi yok oluncaya, zulüm son buluncaya, din ve düzen olarak Allah’ın rızası olan İslam, hayata ikame edilinceye kadar, Allah için zalimlerle savaşmaktır. Çünkü Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak savaşanları sever. Böyle bir topluluğu cihattan alıkoyacak tek şey, aralarında birliği bozacak tefrika fitnesidir. Peygamberimiz şöyle buyurur: “Allah, yeryüzünü benim için dürüp topladı; ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır. Bana iki hazine verildi: Kırmızı ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesini, ümmetime kendi nefislerinden başka bir düşman musallat edip çoğunluğu helak etmelerine meydan vermemesini talep ettim. Rabbim bu isteklerime şöyle cevap verdi; ‘Ey Muhammed, bir hüküm verdim mi artık o geri alınmaz. Ben senin ümmetine 'Onları umumi bir kıtlıkla helak etmeyeceğim, kendileri dışında, çoğunu helak edecek bir düşman da musallat etmeyeceğim, hatta yeryüzünün her tarafında bulunanlar, onlar aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarında birbirlerini helak edecekler.” (Müslim) Tek bir ümmet olmak için, tefrika içinde olmamak gerekir.

İTAAT

Bir ümmeti bir arada tutan en etkili şey, itaattir. Müslüman bir topluluk, Allah’a, peygamberine, onlara liderlik eden emir sahibine itaat eder. Nisa 59: “Ey iman edenler, Allah’a itaat edin; peygambere ve sizden olan emir sahiplerine de itaat edin. Eğer bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz, Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız onu Allah’a ve Peygambere götürün. Bu daha hayırlı ve sonuç bakımından da daha güzeldir.” Samimi bir Müslüman hayatının her safhasında bu esasa riayet eder. İtaat etmez ise olacak olan şudur. Al-i İmran 32: “De ki; ‘Allah’a ve elçisine itaat edin.’ Eğer yüz çevirirlerse şüphesiz Allah, kendisinden gelen gerçekleri örtbas eden kâfirleri sevmez.” Allah, iç çekişmeleri de yasaklamıştır. Enfal 46: “Allah’a ve Resulüne itaat ediniz, Kur’an’a ve sünnete tabi olunuz. Birbirinizle çekişmeyiniz, düşmanca bir mücadele içine girmeyiniz. Dağılıp gidersiniz. Manevi gücünüz, kamuoyundaki etkiniz ve itibarınız kaybolur. Maddi gücünüz, kuvvetiniz elden gider. Sabırla mücadeleye devam edin. Allah sabrederek mücadeleye devam edenlerle beraberdir.” Emir sahibine itaat konusunda Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Bir Müslümanın, bir günah işlemekle emrolunması dışında, hoşlandığı ve hoşlanmadığı her hususta Müslüman emirine itaat etmesi gerekir. Bir günah işlemekle emrolunduğu zaman dinlemek ve itaat etmek yoktur.” (İbni Mace) Burada itaat edilecek emir sahibi günümüz için cihat emiridir. Bu emir, idari ve strateji gerektiren konularda işleri istişare ederek yürütür. İstişare ettiği konularda verdiği karara itaat etmek farzdır. Bu, yukarıda zikredilen naslarla sabittir. Bunun tartışması ve geri vitesi olmaz. Emirin meşru kararlarına itaat etmek, cihat ibadetinin esaslarındandır.

BİZ NEYİZ?

Biz Milli Görüşçüler olarak İslam ümmetinin evlatlarıyız. Biz, Milli Görüşçüler olarak, hoşumuza gideni, aklımıza geleni yapan bir topluluk olamayız. Biz işlerimizi Kur’an’a, sünnete ve salim fıkıh üzerine bina edilmiş düzene göre yürütürüz. 24 Kasım 2024 tarihinde Saadet Partisi 9. Olağan Kongresi’ni yapacaktır. Bu kongre camiamız için çelikleşmeye, kadrolarını takviye etmeye, nöbet değişikliklerine vesile olacaktır. Biz Milli Görüşçüler, aralarındaki meseleleri parmak esasına göre değil, istişare ile çözeriz. İstişare sonunda ilan edilen karar, bizim teklif ettiğimiz fikre uygun olamasa da, bu karara, inancımız gereği itaat ederiz. Biz inandığımız temel esaslara göre, çok adaylı bir kongreye de gidemeyiz. İslam tarihinde bunun bir uygulaması da yoktur. Milli Görüş tarihinde de bu duruma müsamaha edilmemiştir. Kongre süreciyle ilgili bir istişare yapılmıştır. Emir sahibi önümüzdeki kongrede Genel Başkan adayı olarak Mahmut Arıkan Bey’i ilanen teklif etmiştir. Bize düşen görev, bu karara uygun hareket etmektir. Bunun dışındaki eğilimler, birlik ve beraberliğe, tevhide zarar verir. Selam hidayete tabi olanlara…