Ne diyordu Bedri Rahmi Eyüboğlu: "Ben şairim, karanlıkta gelse şiirin hası, ayak sesinden tanırım, ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım" Türküler bu toprağın sesidir Anadolu coğrafyasının sesi-soluğudur Kültürümüzdür, örfümüzdür, ananemizdir Çocuk evermedir Kız alıp, vermedir Sevdadır Gurbettir Hasrettir Sıladır Asker yolu gözetlemedir Heyecandır, coşkudur Malumaliniz, son dönemde ilginç bir akım başladı Batılı enstrümanların da kullanıldığı ezgilere, İngilizce sözler giydirerek, türkü söyleme modası Kafalarını batılı hayranlığıyla bozmuş olan akıl babaları, bu akımı çok tuttular, hatta yere göğe koyamıyorlar. "Çok iyi oldu Barlarda, pavyonlarda türküler çalınıyor, ne hoş oluyor " filan gibi yorumlar yapıyorlar. Akımın zirve şarkılarından birisi İbrahim Tatlıses in okuduğu, "One, Two, Three, Foro" diye başlayıp, "Kop evladım kop" diye ara nakaratlarına argo bir şeyler sıkıştırdığı Ağrı Dağın Eteği nde türküsü. Geçtiğimiz günlerde bir kuşak programında konuyla ilgili bir tartışmaya denk geldik. Meğer, ismi Türk Halk Müziği yle özdeşleşmiş, yılların sanatçısı Nuri Sesigüzel de, böylesi bir saçmalığa tevessül etmiş Kendi kendine İngilizce bir şeyler mırıldanıp duruyor Bu akımı çok tehlikeli bulduğunu, hatta kültürümüze ihanet olduğunu belirten Anadolu Rock Müziği sanatçısı Kıraç ise, "Gidişat çok tehlikeli" değerlendirmesini yapıyor. Doğru Gidişat çok tehlikeli Hatta ne yönü, ne adresi belli değil!...Sürekli yazıyor, gündeme getiriyoruz Bugün sıcak savaşlarla işgal dönemi sona erdi Artık, topyekün kültürel işgal dönemi başladı Dilde, kültürde, örfte, ananede işgal Önce yabancı dil hayranlığını soktular zihinlerimize "Pazarlama, ihracat, dünyaya açılım, dünyadan kopmama" dediler, kendi dilimizi unutturdular Markalarımızın isimlerini, dükkan tabelalarımızı bile değiştirdiler Tavuk döner oldu, chicken döner Bol kepçe lokantalarımız oldu, restaurant Mağazalarımızın ismi oldu Civik Giyim, LC Giyim, MC Giyim Sokaklara çıktığınızda Türkçe isimli mağaza ismi göremez olduk. Selamlaşmalarımız bile değişti Allah ın selamı, "Selamün Aleyküm" unutturuldu, "Heyo, Naber " geldi "Byy, Byy" girdi hayatımıza Şimdi sıra geldi, kültürümüzün temel taşı olan türkülere Biz, türkülerin türkü gibi seslendirildiği dönemde, şöhretin zirvesini yakalamış Nuri Sesigüzel in böyle bir şeye tevessül etmesini anlayamadık. Halk Müziği sanatçısı olarak yola çıkan, fakat kültürümüze, örfümüze, ahlak değerlerine nice zararlar veren İbrahim Tatlıses için bir şey diyemiyoruz O nu ıslah etmek çok zor Herşeyi, "Paranın rengiyle" değerlendirdiği ve şöhrete doyduğu için, kültürümüzün temel taşı olan türkülerin deformasyonuyla ilgili O na birşeyler anlatabilmemiz mümkün değil.
Geçtiğimiz aylarda kendisiyle yaptığımız röportajımızda, Türk Halk Müziği ni gerçek formuyla okuyan usta sanatçı İzzet Altınmeşe, medyanın kültür deformasyonunda nasıl sorumsuzca hareket ettiğini ve çanak vazifesi gördüğünü teferruatlıca anlatmıştı TRT de bile artık "reytingin" kamu hizmeti zihniyetinin önüne geçmeye başladığını dile getirmişti.
Demek istediğimiz şu: Halk Müziğimizle ismi özdeşleşmiş birileri üzerinden sonuçları telafi edilemez bir oyun oynanıyor Yapılan iş, Halk Müziği ni uluslar arası arenada tanıtmak, yerel ezgilerimizle evrenselliği yakalamak ise, bunun yöntemi başka bir şey olmalı Türkülerimizin dilini ve kimliğini bozup, gece kulüplerinde, barlarda, pavyonlarda amaçsız zıpırların oyuncağı haline getirmek hiç kimsenin haddi değildir!