Bugünkü yazımda kısaca tarım ülkeleri ile sanayi ülkeleri konusunu kurcalamak, bu ülkeler arasında var olması gereken dengeli ve adil işbirliği üzerinde durmak istiyorum.
Bu arada önemli bir hatırlatma;
İnsan sanayi ürünleri olmadan da yaşayabilir ama tarım ürünleri olmadan yaşayamaz.
Gıda önemli.
Yaşamak tarıma bağlı.
Yaşamak için yemek şart.
Sanayi mamulleri karın doyurmaz!
Tarım ülkelerinin toprakları geniş ve bâkirdir, henüz sanayinin sebebiyet verdiği çevre kirliliğine maruz kalmamıştır. Ayrıca, tarım ülkelerinin sanayi ve teknolojileri olmasa da, nüfusları artıyor. Nüfus da başlı başına bir güç ve değerdir. Sanayi ülkelerinin teknolojileri ileridir ama nüfusları yaşlıdır ve azalmaktadır.
Dünyadaki tarım ülkeleri sanayi ülkelerine şöyle deseler yeridir:
Gelin aramızda işbölümü yapalım; siz sanayi ülkesi olunuz, biz tarım ülkesi olalım. Biz sanayiyi beceremiyoruz, siz de tarım yapacak topraklara sahip değilsiniz, aynı zamanda tarım yapmayı da bilmiyorsunuz. Sanayi ülkeleri olarak çok büyük bir yanlış yapıyor ve tarımı da sanayi metotları ile işletmeye çalışıyorsunuz. Oysa tarım sanayi metotları ile işletilemez.
*
Tarım-Sanayi metod farkları
1. Sanayi cansız varlıklara hitap eder. Kâinat kanunlarına uygun ne söyler ve ne yaparsanız, bu cansız varlıklar hiç itirazsız yaparlar. Dolaysıyla sanayide üretimi siz kendiniz istediğiniz gibi yaparsınız.
Tarım ise canlıdır. Siz ona emredemezsiniz, sadece onu desteklersiniz, üretimi o mevsimdeki şartlara göre bizzat kendisi yapar. Bir tarım ürününü herhangi bir sanayi mamulünü üretir gibi topraktan üretemezsiniz.
2. Sanayi merkezî yerlerde yapılır. Sanayi ürünleri şehirlerde, fabrikalarda, sanayi sitelerinde üretilebilir.
Tarım üretimi yaygındır. Tarım ürünlerini üretmek için dağlara ve bayırlara varıncaya kadar dünyanın her tarafına gidilmesi gerekir. Tarım ürünlerini üretmek için siz onun yani arazinin ayağına gitmek zorundasınız. Tarım üretimi fabrikalarda değil, tarlalarda olmaktadır.
3. Sanayide üretim birbirine çok benzer. Makinelerle aynı model üretimi her zaman yapabilirsiniz.
Tarım üretimi ise her parsele göre değişir. Sadece bir tarlanın bile her yerinde benzer tarımı yapamazsınız.
Sanayide işbölümü yapar ve birkaç günde üretim yapacak kişileri yetiştirirsiniz.
Tarım ise geçmiş deneyimlere dayanır, bundan dolayı tarım ancak babadan ve dededen öğrenilerek yapılabilmektedir.
4. Sanayide standartlaşma vardır. Sanayide benzer ürünleri elde edersiniz, bu sebeple sanayide standartlaşma çok kolaydır.
Tarımda ise her yıl her tarladan ayrı kalitede mahsul alırsınız. Tarım ürünlerinde standartlama ancak harmanlama yani üretilen ürünleri karıştırma ile olabilmekte, yöreye ve yıla göre de değişmektedir.
*
İşte, durum özet olarak böyle.
Sanayi ülkeleri sanayide inkılâplar yapabildiler ama tarımda yapamadılar. Tarım hâlâ Nuh Nebi den kalma usullerle yapılıyor. O halde sanayi ülkeleri tarım üretimini tarım ülkelerine bıraksınlar. Tarım ülkeleri ile sanayi ülkeleri arasında dengeli ve adil bir işbirliği oluşsun. Sanayi ülkeleri sanayi mamullerini tarım ülkelerine satsın, tarım ülkeleri de tarım ürünlerini üretip sanayi ülkelerine satsın.
Bu arada önemli bir şeye daha dikkat edilsin:
Bu karşılıklı alış-veriş tekel oluşturmadan gerçekleştirilsin. Serbest arz ve talep kanunları ile fiyatlar oluşsun. Gümrükler kaldırılsın. Vize ve kotalara son verilsin. Faizli sömürü sona erdirilsin...
İşte, "Adil Düzen Çalışmaları"ndan bir uzlaşma formülü daha.
Son hatırlatma: Tarım çok önemli. Tarım ülkeleri sanayisiz yaşar ama sanayi ülkeleri tarımsız yaşayamaz. Vesselâm