Taksim Gezi Parkı eylemlerinin başından beri masum bir
eylem olmadığı açıktı. Çünkü herhangi bir kalabalık tarafından bir yerde
Türkiye laiktir laik kalacak diye o bildiğimiz bayat, kokuşmuş ve insan
kulağını tırmalayan slogan atılıyorsa o kalabalığın niyeti kesinlikle özgürlük
filan değildir. Bir kere özgürlük isteyen laiklik istemez. Laiklik özgürlüğü
kısıtlayan, hayatın gerçeklerinden uzak yani tam da slogana gidebilecek uyduruk
bir kavramdır. Uyduruk bir kavramın sanal gençlik tarafından atılıyor olması da
epeyce anlamlı.
Taksim de gezi parkı istemek Amerikan askeri istemek
midir ki Taksim eylemcileri caminin içine ayakkabıyla girdikleri yetmezmiş gibi
caminin içinde bira içiyorlar. Türkiye de caminin içinde içki içme domuzluğuna
cüret etmek epeyce cesaret isteyen bir şerefsizlik! Adına gezi parkı eylemi mi
denir ya da şerefsizlik eylemi mi denir her ne halt deniliyorsa densin ama
camiye ayakkabıyla girmek Türk milletinin sabır koordinatlarını test etmek
anlamına geliyor. Burada ilahiyatçı İhsan Eliaçık ın kulakları çınlasın! Camide
içki içmek hangi ayette yer alıyor Eliaçık bir zahmet açıklasın! Arkasındaki
bir gurup gençle birlikte laik kâfirlerle aynı safta yer almak, hangi ayette
yer alıyor bize bunu bir zahmet açıklasın!
Gezi Parkı eylemleri Büyük Ortadoğu Projesi nin son
ayağıdır. İlki Tunus ta başlayan restorasyonun sonuncusu Türkiye olacak. Arap
dünyasındaki eylemlerin daha başlangıcında bu olayların Batı nın ve ABD nin
yeni Ortadoğu dizaynı için kurguladığı olaylar olduğunu ilk defa ben yazmıştım.
Batı nın kendi atadığı diktatörlerin artık işine yaramadığı için işine
yarayacak yeni diktatöryel yönetimler oluşturmak istediklerini söylediğimde
zannediyorum bana inanılmamıştı. Ama gelinen nokta benim söylediklerimi
doğruladı.
Gezi Parkı eylemleri Batı nın Türkiye için kurguladığı
kanlı bir oyundur. Şuan itibariyle ölü sayısı üç ama bu sayı mutlaka
artacaktır. Eylemcilerin ellerinde silah yok ama yarın silah olmayacağını kimse
garanti edemez. Bu anlamda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendi yaptığının
karşılığını Batı dan fazlasıyla görüyor. Bu ne demek Şu; Suriye deki olaylar
başlamadan önce Esad la Erdoğan Akdeniz kıyılarında ailecek piknik
yapıyorlardı. Sonra ne oldu Batı isteyip Suriye de yeni dizayn hareketi
kurgulanınca birden Başbakan Erdoğan Esad a düşman oldu. Aynı şekilde Erdoğan
Türkiye sini destekleyen Avrupa devletleri şuan Erdoğan Türkiye sindeki
yaptıkları karışıklıklar için Türk Baharı adlandırması yaptı. Bu adlandırma
boşuna değil.
Türkiye de Batı destekli Türk Baharı başladı.
Göreceksiniz çok yakında muhaliflere yani şuan Gezi Parkı Eylemcileri denilen
gruplara silahlar verilecektir. Bu eylemlere kendini bilen Müslümanlar
katılmamalı. Çünkü Ortadoğu da benzer eylemleri yaşamış ülkelerde Müslümanlar
eskisinden daha kötü durumda. O eylemleri Batı yaptırmıştı, aynı Batı kendi
güdümünde yeni rejimler tesis etti. Bu Tunus ta da böyle, Libya da da, Mısır da
da. Kimse kusura bakmasın Muhammed Mursi nin Müslüman bir cemaatin ileri geleni
olması maalesef durumu değiştirmiyor. Bizim Başbakanımız da Müslüman ama
Amerika dan izin almadan iş yapamıyor. Bu maalesef böyle. Bunun çözümü ne
derseniz, Müslümanların çoğunlukta olduğu devletlerdeki rejimlerin İslam
kaidelerine göre olması ve aynı devletlerin siyasi gücünün büyük olması gerek.
Bir devletin vatandaşlarının bütününün Müslüman olması yetmez rejimin
Müslümanlar tarafından İslam kaidelerine göre tesis edilmiş olması gerek. Bugün
kalabalık Müslüman nüfusa sahip örneğin Pakistan da Müslümanların kalabalık
olması bir işe yaramıyor. Çünkü rejim kâfirlerin rejimi. Aynen Türkiye de
olduğu gibi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendi eleştirdiğini kendisi
yapıyor. Arap Baharı yaşanan ülkelerde Arap Baharı yaşanırken diktatörlerin
halkını dinlemesi için çağrı yapan Erdoğan, şuan aynı durumla karşı karşıya. O
zaman o ülkelerin muhaliflerini destekleyen Erdoğan bunu Batı ve ABD nin isteği
doğrultusunda yapıyordu. Aynı Batı ve ABD, şuan Erdoğan a karşı ayaklanmış Batı
destekli Türk Baharı nı destekliyor.
Türk Baharı başarıya ulaşırsa vay Müslümanların haline!
Biz Silivri nin yolunu tutmak için şimdiden valizlerimizi hazırlayalım! Başbakan
da artık İmralı da mı ikamet eder yoksa Rusya ya mı sığınır onu bilemeyiz.
Müslümanların kurtuluşu için Müslümanların tek devlet
altında, siyasi gücü Osmanlı nın Kanuni dönemindeki gibi güçlü siyasi güce
sahip olan bir devleti olması gerek. Yoksa bu Bahar ların ardı arkası
kesilmez. Dün Tanzimat Fermanı zorla okutulmuş, sonra Cumhuriyet rejimi zorla
kabul ettirilmiş bugün ise Arap (Türk) Baharı dayatılıyor. İsimleri değişebilir
ama yapılanlar aynı; Müslüman ı Müslüman a kırdırtmak! Müslümanların güçlü
olmasını engellemek! Müslümanlara zulmetmek!
Çünkü küfür tek millettir!