22-28 Eylül tarihleri arasında kutlanan 38. Ahilik Haftası...

Sahi nedir Ahilik!

“AHİ” Arapça bir kelime.

Türkçe karşılığı “kardeşim” demek.

Ahilik teşkilatı meslek kardeşliği birlikteliğidir.

Bu müessese:

* “Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz…” (Hadis-i Şerif)

* “Müslüman Müslümanın kardeşidir” hadis-i şeriflerinden ve;

* “Mü’minler birbiriyle kardeştirler” (Hucurat Sûresi, âyet: 10) âyetinden ilham alınmış bir  müessesedir.

* Günümüzde bütün toplumlarda ahlâkî çöküntü dibe vurmuştur. Bundan dolayı bunalımlar ve sıkıntılar insanlara kan kusturmaktadır. Böylesi olumsuzluklardan kurtulmanın yollarından biri de ahilik teşkilatının biran evvel kurulup hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Öncelikle “Fütuvvetnâme”ler okullarda mutlaka ve ivedilikle ders olarak okutulmalıdır.

Devlet bu mesleği gündem oluşturarak toplumda konuşulmasını, meslek mensuplarının yönlendirilmesini sağlamalıdır.

“Fütuvvetnâme” ahiliğin dinimizden çıkarılan bütün temel esaslarının yazıldığı kaynaklardır. Mevzuat olarak ifade edebileceğimiz “Fütuvvetnâme”lerde esnaf birliklerinin nasıl davranacakları hususu kaidelere bağlanmıştır.

Esnaflık yapacak olanların bu işi yapabilmeleri için önce yazılı esasları yerine getirmeleri mecburi görülmüştür.

AHİLİKTE TEMEL VASIFLARDAN BİRKAÇ TANESİ!

Esnaf ve tüccarlarda aranan temel vasıflardan birkaç tanesi şunlardır:

* Vefa, doğruluk, emniyet, cömertlik ve tevazu gibi hasletlere sahip olmak…

* Meslek kardeşlerine (ihvâna) nasihat etmek…

* Affedici, bağışlayıcı olmak.

* Başkasının kazanç ve malında kesinlikle gözü olmamak.

* Kazanç ve kârda başkalarını kendi nefsine tercih etmek.

* Helâl kazanca riâyetle aza kanaat ve sabır göstermek.

* Kaliteli mal üretip hile gibi çirkin fiiller meslekten men’i gerektiren suçlardandır.

Ecdadımız helâl-haram konusunda çok hassas idi.

Madde ile mânâyı birbirine bağlamayı bilirdi. Dünya hırsına kapılmazlar, hep kanaatkâr yaşarlardı. Kimsenin malına göz dikmezlerdi.

* Meslekte sadakat ve istikamet konusunda çok hassas idiler.

* Meslektaşlarına ve müşterilerine daima saygı gösterirlerdi.

* Mallarına hile karıştırmazlardı. Malın kusuru varsa müşteriye söylerler, kimseyi zarara uğratmazlardı.

* Maiyetinde olanlara dinî, ticarî nasihatlarda bulunurlardı. Halka şefkat gösterirler, âlimlere saygılı olurlardı.

Müslim-gayri Müslim ayırt etmeden insanlara yardım ederlerdi.

Çalışanlarını evlatlarından ayırt etmezlerdi.

KGM açıkladı: Hangi yolda trafik yoğunluğu ve çalışmalar var?
KGM açıkladı: Hangi yolda trafik yoğunluğu ve çalışmalar var?
İçeriği Görüntüle

Ahilik, temel hususiyetleri itibariyle günümüze kadar ismen de olsa devam edegelmiştir.

Ecdadımızın değerlerinin sadece ismen günümüze taşınması milletimiz için utanılacak bir durumdur.

Bugün esnafın kardeşçe dayanışmasına ne kadar da muhtacız… Ticarette, zanaatta, ziraatta, çıraklıkta, kalfalıkta, ustalıkta, sevgiye, sevmeye, sevilmeye, hürmete ve saygıya ne kadar da hasretiz…

ÖNEMLİ BİR ÖRNEK!

Fatih Sultan Mehmed, henüz İstanbul’u fethetmemiştir.

Arada bir tebdil-i kıyafet ederek, halkın arasına karışıyor, oradaki Türk esnafla hasbihal ediyordu.

Sultan Mehmed, yine tebdil-i kıyafet edip Edirne’de esnafla alışveriş yapmak için dükkânları dolaşıyordu.

Sabah yeni açmış bir dükkâna girdi. Esnaftan bir okka tuz, bir okka şeker ve birkaç sabun istedi.

Dükkân sahibi, bir okka tuzu tartıp Fatih’e uzattı. Ancak diğer istekleri için, “Olmaz” dedi, “Öteki ihtiyaçlarınızı karşıdaki komşumdan alın. Çünkü o daha siftah yapmadı!” dedi.

Genç Fatih, söyleneni yaptı ve karşı dükkâna girip, bir okka şeker ve sabun istedi.

Dükkân sahibi bir okka şekeri uzattı ama sabun vermedi. O da, “Diğer istediklerinizi yan komşumdan alın, o henüz siftah yapmadı!” diyerek, yan tarafındaki esnafı işaret etti.

Üçüncü dükkân sahibi de aynı şekilde davranınca, Sultan Fatih Han’ın gözleri doldu!

El açıp Allah’a (cc) şükretti ve yanındaki vezirine, “Ben böyle bir ahlaka sahip millet ile değil, Konstantiniyye’yi tüm cihanı fetheylerim.” ifadesini kullandı.

Çünkü Osmanlı’da Ahilik Teşkilatı vardı.

Ahilik Teşkilatı, imanın amele dönüştüğü, Anadolu'nun vatanlaşmasını, Osmanlı'nın “cihan devleti” olmasını sağlayan dünyevi ve uhrevi bir sistemdi.

Muhabir: Millî Gazete