Son dönemde toplumsal suç oranlarında dünyada ve ülkemizde meydana gelen artış dikkat çekiyor.
Toplum, Mattia Ahmet Minguzzi cinayetini çok konuştu...
Toplumsal suç oranlarının artışlarında ana etkenler nelerdir?
Hukuk kuralları ve kanunlar, yasalar, düzenlemeler bu suç oranlarını nasıl etkiliyor?
Hepsinden öte tam da bu aşamada 'ahlak' ne kadar etkilidir?
İşte tam da bu hususta...
Yani, toplumsal suç oranlarının artışlarında ahlakın yeri hususunda, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi hukukçu, Av. Alev Sezen önemli bir yazı kaleme aldı.
Sezen, "Ahlaki düşüklük ne yazık ki insanları suç işleme konusunda cesaretlendirmekte ve hatta suç işlemeyi yeri gelip kahramanlık olarak görmelerine sebep olmaktadır." görüşünü ifade etti.
HUKUK KURALLARI UYULMASI ZORUNLU KURALLARDIR
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Av. Alev Sezen, Sosyologlar Derneği sayfasında, "Ahlak Toplumsal Suç Oranlarını Nasıl Etkiler?" başlıklı yazısında önemli hususlara değindi. Sezen'in bu konudaki görüş ve düşünceleri şu şekilde;
“Ahlak” insanın davranışlarına yön veren karakter özellikleri sonucu iyi veya kötü olarak nitelendirilmesine sebep olmaktadır. İnsan sosyal bir varlık olduğu için iyi veya kötü nitelemesini yapacak olan da yaşadığı toplumdur. Toplumların yapıları farklı olduğu için ahlak anlayışı da toplumlara göre farklılık gösterebilir.
Toplumlar düzeni ve adaleti sağlamak, insanlar arasındaki ilişkileri düzenlemek amacıyla “hukuk” kurallarını oluştururlar. Bu kuralların yazılı ve yazılı olmayan kaynakları vardır. Teamüller, örf ve adetler yazılı olmayan kaynaklardır. Yazılı olmayan kaynakların maddi yaptırımı olabilmesi devlet otoritesi tarafından yazılı hukuk kurallarında yer verilmiş olmasına bağlıdır. Hukuk kuralları uyulması zorunlu kurallardır ve uyulmadığında cezai yaptırım söz konusudur. Toplumların yapıları farklı olduğu için hukuk kuralları da toplumlara göre farklılık gösterebilir.
Toplumların “ahlaklı” davranışları tasdik “ahlaksız” davranışları reddetmesi sonucunda “ahlaklı” davranışlar ödüllendirilir, ahlaksız davranışlar ise cezalandırılır. Bir davranışın “ahlaklı” ya da “ahlaksız” olarak nitelendirilmesi toplumun genelinin bakış açısıyla doğru orantılıdır.
Hukuk kuralları ile müeyyideye bağlanmamış ahlak kuralları da “mahalle baskıları” ile kontrol altına alınmaktadır.
Ahlak ile hukuk arasında bir denge söz konusudur. Toplumlarda ahlaki zayıflama oranında hukuk kuralları ihdas edilir. Bir toplumda ahlak ne kadar düşükse hukuk kuralları o kadar çok ve ayrıntılıdır. Çünkü her “ahlak dışı” davranış toplumun hedeflenen düzenine aykırılık teşkil eder ve bu düzenin tesisi için bu davranışların önlenmesi gerekir. Toplumlarda yüksek ahlak seviyesi varsa hukuk kurallarının her konuyu kapsamasına ve ayrıntılı olmasına gerek kalmaz. Çünkü “yüksek ahlak” toplumsal ve bireysel ilişkilerde çıkması muhtemel sorunları en aza indirger. Aksi taktirde; sarhoş olarak başkalarının huzur ve sükununu bozmayı (Kabahatler Kanunu m.35), başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olmayı (Kabahatler Kanunu m.36), çevreyi kirletmeyi-çöp atmayı (Kabahatler Kanunu m.41), Acil Çağrı Merkezi’ni meşgul etmek amacıyla arayarak görevlilerle konuşmayı veya ısrarla çağrı bırakmayı (Kabahatler Kanunu m.42/A) bile yaptırıma bağlamanız gerekir."
"CEZA ALMAMIŞ OLMALARI DA SUÇA MEYİLLİ İNSANLARI ETKİLEMEKTEDİR"
"Birçok etken sebebiyle toplumlarda ahlaki bir düşüklük söz konusu olabilir. Ancak insanların geneli bu şekilde davranıyor diye “ahlak dışı” bir davranışı “ahlaklı” olarak nitelememiz mümkün değildir.
Çünkü birçok disiplinin ve toplumun tarihten bugüne yapmış olduğu, tecrübe edilerek kazanılan ve aktarılan yeri gelip inançlara dayandırılan nitelendirmeleri mevcuttur.
Ahlaki düşüklük ne yazık ki insanları suç işleme konusunda cesaretlendirmekte ve hatta suç işlemeyi yeri gelip kahramanlık olarak görmelerine sebep olmaktadır. Ahlak dışı davranışların tümünün hukuk kuralları ile müeyyideye bağlanması gibi bir durum söz konusu olamayacağı için eğitim ile de giderilmeyen bu durum toplumları derin bir çukurun içine çekmektedir.
Buna en yakın örnek Mattia Ahmet Minguzzi cinayetidir. Yaşı küçük iki sanık ceza almış, yaşı küçük olan diğer iki sanık ise beraat etmiştir. Mahkemenin beraat edenlerle ilgili “kasten öldürmek suçuna yardım” suçundan ceza vermesini bekleyenler büyük bir hayal kırıklığına uğramışlardır.
Ancak burada mahkeme “hukuk” kurallarını uygulamıştır.
Beraat eden sanıkların, ceza alan ve cinayeti işleyen sanıkları Minguzzi’yi nasıl bıçakladıklarını anlatırken gülerek dinlemelerine ait kamera kaydı gündem olmuş ve bu durum vicdanları derinden yaralamıştır.
Beraat edenlerin cinayeti işleyenlerin yanında bulunmalarına rağmen onlara engel olmamaları ve gülerek bıçaklamayı dinlemeleri tamamen “ahlak dışıdır”.
Tüm bunlara rağmen ceza almamış olmaları da suça meyilli insanları etkilemektedir."
"YÜKSEK AHLAKLI TOPLUMLARDAKİ SUÇ ORANLARI DÜŞÜK"
"Sonuç olarak; ahlak insanların iyi veya kötü davranmalarını etkileyen bir faktördür.
İyi davranışlar toplumsal barışa hizmet edecek ve bireyler arasındaki ilişkilerin sağlıklı bir şekilde idamesini sağlayacaktır.
Kötü davranışlar ise toplum barışını, düzenini bozacak ve bireyler arasındaki ilişkilerde çatışmaların çıkmasına sebep olacaktır.
Dolayısıyla yüksek ahlaklı toplumlardaki suç oranlarının düşük olması, ahlaki düşüklüğün yaygın olduğu toplumlarda da suç oranlarının yüksek olması tesadüfi değildir."
---





