İçişleri Bakanlığı, gazeteci Saygı Öztürk’ün Sözcü gazetesinde yayımlanan “Telefonla arayan kişi ben Yeşil dedi” başlıklı yazısıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Bakanlık tarafından yapılan bilgilendirmede, Saygı Öztürk’ün 9 Aralık 2025 Salı günü üç kez telefonla arandığı belirtildi. Açıklamaya göre ilk görüşme 1 dakika 59 saniye, ikinci görüşme 15 dakika, üçüncü görüşme ise 13 dakika 34 saniye sürdü.
Söz konusu aramalarda, Abdullah Öcalan’a yönelik Suriye’de planlandığı öne sürülen suikast girişimiyle ilgili dikkat çekici bir iddianın paylaşıldığı aktarıldı. Buna göre, daha önce bilinen isimlerin dışında, Bursa Cezaevi’nden bir kişinin de bu süreçte yer aldığı yönünde yeni bir bilginin verildiği ifade edildi.
CEZAEVİNDEKİ HÜKÜMLÜYLE GÖRÜŞTÜ
İçişleri Bakanlığı, telefon görüşmelerinin ismi açıklanmayan bir açık cezaevinden C.A. adlı hükümlü tarafından yapıldığını duyurdu. Açıklamada, bu kişinin “adam öldürme, kasten yaralama ve mala zarar vermek” suçlarından kaydının bulunduğu bilgisine de yer verildi.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞINDAN YAZILI AÇIKLAMA YAPILDI
İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
"11 Aralık 2025 tarihinde 'Telefonla arayan kişi ben Yeşil dedi' başlıklı bir medya haberi yayınlanmıştır. Şahsın söz konusu gazeteyi santral numarasından 9 Aralık 2025 günü 3 kez aradığı belirlenmiştir. İlk arama 1 dakika 59 saniye sürmüştür 2. arama 15 dakika sürmüştür. 3. arama ise 13 dakika 34 saniye sürmüştür. Kişinin tespitine yönelik yapılan çalışmalarda aramanın bir açık cezaevinden yapıldığı; aramayı yapanın ise C. A. adlı hükümlü olduğu tespit edilmiştir. Şahsın, 'Adam öldürme, kasten yaralama ve mala zara vermekten' suç kaydı bulunmaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."

PEKİ NE OLMUŞTU?
Gazeteci Saygı Öztürk, 11 Aralık Perşembe günü Sözcü gazetesinde yayımlanan yazısında, kendisini “Yeşil” olarak tanıtan bir kişi tarafından telefonla arandığını belirtmişti.
Öztürk’ün aktardığına göre söz konusu kişi, bir süre Suriye sınırında “güvendiği bir ülkücü arkadaşının yanında” kaldığını ifade etti. Aynı kişi, Türkiye’ye döndüğünde Konya’da yakalandığını ancak “yukarılardan” gelen bir talimat doğrultusunda serbest bırakıldığını ileri sürdü.




