ABD’de gerçekleştirilen Dünya Bankası ve IMF Yıllık Toplantıları ile G20 Maliye Bakanları zirvesine katılan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, temaslarının ardından sosyal medya hesabı üzerinden değerlendirmelerde bulundu. Şimşek, yatırımcılardan sivil toplum kuruluşlarına kadar birçok tarafla temas kurduklarını vurgulayarak, Türkiye'nin ekonomik programına olan ilgiden memnun olduklarını ifade etti. Ancak iç kamuoyunda, özellikle esnaf ve sanayicinin bu gelişmelere nasıl baktığı da ayrı bir merak konusu.
“Dayanıklılığımızı ve Potansiyelimizi Ortaya Koyduk”
Bakan Şimşek, Washington’daki toplantılarda Türkiye ekonomisinin genel görünümüne dair olumlu sinyaller verdiklerini ifade etti. Yatırımcılarla yapılan toplantılarda programdaki ilerlemelerin ve Türkiye’nin yatırım potansiyelinin ön plana çıkarıldığını aktaran Şimşek, “Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını, programımızdaki somut ilerlemeleri ve güçlü yatırım potansiyelimizi paylaştık” dedi.
Özellikle yatırım bankalarının düzenlediği geniş katılımlı oturumlarda Türkiye’ye yönelik ilginin yüksek olduğunu belirten Şimşek, bu durumun programın güvenilirliğine işaret ettiğini söyledi. Ayrıca birçok ülkenin maliye bakanı ile ikili görüşmeler gerçekleştirildiğini ve ekonomik iş birliklerinin geliştirilmesi adına önemli adımlar atıldığını vurguladı.
Çok Taraflı Görüşmelerle İş Birlikleri Masada
Şimşek’in aktardığına göre sadece yatırımcılarla değil, çok taraflı kalkınma bankalarının üst düzey yöneticileri, sivil toplum kuruluşları ve düşünce kuruluşlarıyla da temaslar kuruldu. Türkiye'nin orta vadeli programına ve yapısal dönüşüm hedeflerine dair bilgi paylaşımı yapılan bu görüşmelerde, uluslararası desteğin arttığı sinyali verildi.
Bu temasların, küresel ölçekte Türkiye ekonomisinin konumunu sağlamlaştırma ve yatırımcı güvenini pekiştirme amacı taşıdığı değerlendiriliyor. Ancak ekonomik güvenin yalnızca yurt dışı toplantılarla değil, iç piyasadaki beklentilerle de dengelenmesi gerektiği yönünde uzman görüşleri de dikkat çekiyor.
Esnaf ve Sanayici Cephesinden Beklentiler
Her ne kadar uluslararası camiada Türkiye’ye yönelik olumlu bir hava estirildiği belirtilse de, iç piyasanın nabzı da ayrı bir önem taşıyor. Kur, enflasyon ve finansmana erişim gibi temel sorunlarla karşı karşıya olan esnaf ve sanayicinin bu gelişmelere nasıl baktığı sorusu ise henüz net bir cevap bulmuş değil.
Özellikle KOBİ’ler açısından krediye erişim güçlükleri, üretim maliyetlerindeki artışlar ve iç talepteki daralma gibi sorunlar hâlâ sıcaklığını koruyor. Bu nedenle açıklanan her pozitif tablo, iç piyasanın gerçekliğiyle de örtüşmek zorunda. Ekonomide güvenin sürdürülebilir olması için, yalnızca uluslararası temaslar değil, aynı zamanda reel sektörde hissedilen somut etkilerin de göz önünde bulundurulması gerekiyor.
