Soru: Müslümanların adet ve yaşayış tarzlarındaki bazı farklılıklar, İslâm ın toplumlara göre farklı olmasından mı kaynaklanmaktadır.
Cevap: Bismillahirrahmanirrahim.
İslamiyet e inanan tüm insanlar sağlam bir imana sahip olmak için dinimizi kaynaklarından öğrenmeli, anlamalı ve samimi olarak inanmalıdır.
Bütün çağlara hitap eden İslam Dini çok yücedir. En önemli özelliği cihanşumul (evrensel) olmasıdır. İslam bütün insanlığa gönderilmiş bir dindir. İslâm dininde akla, mantığa ters düşen bir tek bir ayet yoktur. İslam Dini iyi anlaşılıp, bu millete iyi anlatıldığı takdirde, Türk Milleti, maddî ve manevi gelişmesini daha kısa sürede ve daha uygun bir şekilde yapacaktır. İslam Dini ve tebliğcisi Hz. Muhammed (S.A.V.) evrensel, Hz. Muhammed (S.A.V.) herkesin peygamberidir. Kendisine gelen Kur ân-ı Kerim Allah ın son kitabıdır. Zaten ilmin getirdiği yenilikler, Kur ân gerçeklerine uymaktadır. İlmî hiçbir gerçekle ters düşmemektedir. Bu özellik sadece Kur ân da vardır. Bu durum da gösteriyor ki Kur ân hak dindir ve bilim gibi evrenseldir.
İslâm Dini nin Allah tarafından peygamberi aracılığıyla insanlığa tebliğ edildiğini, şahıslara, toplumlara ve ülkelere göre değişmeyen evrensel hükümler içermektedir. Aklî ve entellektüel yeni değişmelere ve toplumların dine aykırı olmayan örf ve geleneklerine de kendi fıkıh metedolojisi içinde yer ve değer vermiş olan İslâm Dini, geniş bir hoşgörüyü ve birlik içinde müesseseleştirerek yaşatmıştır.
İlâhî bir dine mensûp olan toplumların zamana, ülkelere ve toplumlara göre değişen kendilerine has yaşam tarzları, örf, âdet ve gelenekleri vardır. Bu kültür değerleri içinde bazı dinî motifler bulunsa da bunların din sayılması mümkün değildir. Ulusa ait değerlerinin dinden birer unsur kabul edilmesi halinde dinin, ilâhî, evrensel ve zaman üstü olma özelliği yok olacak, örf ve âdet din haline dönüşecektir.
Bu itibarla çeşitli ülkelerdeki Müslümanların örf, âdet, gelenek ve yaşayış biçimlerindeki bazı farklılıkların Arap Müslümanlığı, Hint Müslümanlığı veya Türk Müslümanlığı ve benzeri şekilde algılanmamalıdır. Müslümanlık, Hz. Peygamber in tebliğ ve hayatında tatbik öğrettiği din olup, tektir. Cihanşûmüldür. Irklar için ayrı din değildir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: "Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler."
Hesabı sorulacak
Soru: Hicr Sûresi: 92-93. "Rabbin hakkı için, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı sorguya çekeceğiz" ayet-i kerîmelerini izah eder misiniz
Cevab: Bismillâhirrahmânirrahîm.
İnsan bütün yaptıklarının sonucunu görecek. Karşılığını bulacaktır. İnsan başıboş değildir. Hareketleri karşılıksız kalamaz. Ömür defterinin her sayfasının hesabını büyük mahkemede verecektir. Evet. Hakim-i Mutlak olan Allah, Ahkemü l-Hakimîn olan Allah, insana soracaktır. Attığın her adımının, hangi sebeple, hangi niyetle ve ne gayeye attığının hesabını soracaktır. Bakışının gayesini, kalbinde gizlediğinin güzelliğinin ve çirkinliğinin hesabını soracaktır.
Yeryüzüne hayat veren suların ışıl ışıl aktığı, gönüllere nur kattığı yerde niçin abdest almadığının hesabını soracaktır. Peygamber in mir acı gibi, senin de yücelmene vesile olan, seni ahlâk mertebelerine çıkaran namazı terkettiğinin hesabı sorulacak. Kahvede huzurla, sokakta gururla dolaşmana rağmen, camide gönül rahatlığı duyamadığının hesabı sorulacak.
Kalbine nur veremediğin, dili dudağın sağlamken Allah diyemediğinin hesabı sorulacaktır. Günde birçoklarının boş yere zikretmene, methetmene rağmen, kainatın sevgilisiHz. Muhammed e bir salâvatı çok gördüğünün hesabı görülecek. Çiğnediğin her lokmanın, içtiğinin her damlasının hesabı sorulacak. "Nereden kazandın " sorusuna muhatab olacak. İnsanları sevmen gerekirken basit bahanelerle nefret etmenin, kalbinde zerre kadar bile olsa kibir gütmenin hesabı sorulacak. İnsanlara vermediğin selâmın, boş yere tükettiğin kelâmın da hesabı sorulacak.
Ailene kıymet vermediğinin, çocuklarına gereken ihtimam ve terbiye edemediğinin, yuvanda huzur ve saadet yelleri estiremediğinin hesabı sorulacak. Bu büyük mahkemeyi düşünerek hareket et ve Enbiya Sûresi nin birinci ayeti bak ne buyuruyor ona da öncelikle kulak ver: "İnsanların hesaba çekilecekleri (gün) yaklaştı. Hâl böyle iken onlar gaflet içinde yüz çevirdiler." Diğer bir ayet-i kerîme: "Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.