Milli Görüş ile AK Parti zihniyetinin AB ye bakışını

birlikte aktararak, zaman zaman yöneltilen Onlar da sizin içinizden çıktı.

Niçin eleştiriyorsunuz şeklindeki soruların sahiplerine bir hatırlatma yapmak

istiyorum. Bu sorunun sahipleri de AK Parti yi kuranların Milli Görüş gömleğini

çıkartarak bu yola girdiklerini bildikleri halde bir savunma mekanizması olarak

yukarıya aldığım soruyu kullanıyorlar. Kaldı ki, iktidarlar icra

makamındadırlar ve bu yüzden eleştiriye açık olmaları, hatta eleştirilerden

yararlanmaları gerekir. Bu arada eleştiri ile düşmanlığı ve hakareti de

birbirine karıştırmamak önemlidir.

Bu kısa girişin ardından Mustafa Yılmaz kardeşimin

editörlüğünü yaptığı Erbakan Hocamın konuşmalarından oluşan DAVAM kitabından

rahmetli Hocamın Avrupa Birliği konusundaki düşüncelerini kısaca aktarmak

istiyorum. AB hafta başında hem Başbakan Erdoğan ın Brüksel ziyareti

vesilesiyle gündeme geldi hem de Ahmet Çavuşoğlu nun Avrupa Birliği Bakanı ve

Başmüzakereciliğe atanması ile boşalan Dış İlişkilerden Sorumlu AK Parti Genel

Başkan Yardımcılığına Yasin Aktay ın getirilmesi münasebetiyle düzenlenen

devir-teslim sırasında yapılan konuşmalar iktidar partisinin Avrupa Birliği ne

bakışını bir kez daha ortaya koymuş oldu. Bu bakımdan öncelikli olarak rahmetli

Erbakan Hocamın Anadolu yu dolaşarak her fırsatta dile getirdiği AB

değerlendirmesini DAVAM kitabından kısaca aktarmak istiyorum. AB nin kuruluş

aşamasını hatırlattıktan sonra Erbakan Hoca şu değerlendirmeyi yapıyor:

Avrupa Birliği nin temeli Hıristiyan medeniyetine

dayanmaktadır. Bizim medeniyetimiz ise İslam ın asırlar boyu insanlığa saadet

getiren ve hakkı üstün tutan ulvi prensiplerine dayanmaktadır. Tarih boyunca

insanlığa saadet getiren bizim medeniyetimizi bırakıp da Hıristiyan

medeniyetini benimsemeye kalkışmak büyük şuursuzluktur ve asla kabul edilemez.

Biz bin yıl insanlığa ışık tutmuş bir milletiz. Bize

yaraşan, insanlık ve ahlâk çöküntüsü bakımından bir felakete giden Batı nın

arabasına atlamak değildir. Bize yaraşan Müslüman ülkelerle adil, Hakk a dayalı

bir birlik kurmak, Batı ya da Doğu ya da örnek olmaktır.

İşbirlikçiler vasıtasıyla Türkiye, AB ye girme

teşebbüsleriyle yıpratılmakta, itibarı yok edilmektedir. Uygun zaman geldiğinde

Türkiye özel statü ile AB ye alınacak, hemen arkasından İsrail in de AB ye

alınması suretiyle Türkiye İsrail ile aynı birliğin parçası olacaktır.

Siyonizm bir timsaha benzer. Bu timsahın üst çenesi

Amerika ise alt çenesi Avrupa Birliği dir. Beyni Siyonizm, gövdesi ise işbirlikçilerdir.

Türkiye üzerinde oynanan oyunları bilmek için milletimizin iki asırdır

sürüklendiği Batılılaşma macerasını ve Avrupa Birliği ni yi bilmek gerekir.

Başbakan Erdoğan ise hafta başında Brüksel de yaptığı

açıklamalarda AB hedefinden vazgeçilmesinin söz konusu olmadığını, bu konuda

gerekenlerin yapılacağı, şeklindeki açıklamalarının ardından AB Bakanı

Çavuşoğlu ile Dış İlişkilerden Sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcılığı na

getirilen Yasin Aktay ın devir teslim sırasında söyledikleri, İstikametimiz

Avrupa Birliği. Türkiye AB hedefinden vazgeçmeyecek değerlendirmeleri

sanıyorum fazla söze gerek bırakmayacak kadar Milli Görüş ile AK Parti

zihniyeti arasındaki farkı göstermeye yetecektir.