İSLAM dini fertlere=bireylere ve toplumlara birtakım
zarurî maslahatlar sağlar.
İslam ın zarurî kabul ettiği başlıca maslahatlar
şunlardır: Dinin, aklın, neslin, malın ve canın korunması. (Lütfen bu beş
değeri ezberleyiniz )
DİNİN KORUNMASI: İslam dini Allah ın göndermiş olduğu hak
ve doğru dindir. Ona inanan dünyada aziz, ahirette mesud=mutlu olur. İmanın
altı, İslam ın beş temel şartı vardır. İtikadın yani inançla ilgili bilgilerin
Kur ana ve Sünnete uygun, doğru bilgiler olması gerekir İslam insanlara,
Allah ın rızasını kazanıp kurtulmak için namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek,
gücü yetiyorsa haccetmek gerektiğini; Kur anın ve Sünnetin yapılmasını istediği
iyi şeylerin yapılmasını, kaçınılmasını istediği kötü şeylerden uzak
durulmasını; güzel ahlakla ahlaklı olunmasını emreder. Müslüman toplumların
temel vazifelerinden biri İslam ın hükümlerini hayata uygulamak, Müslüman
olmamış insanlara da bunları anlatıp İslam a çağırmaktır.
İslam ı insanlığa tebliğ davet yoluyla yahut cihad
fisebillah ile yapılır.
Müslüman fertler ve toplumlar İslam ı korumakla
yükümlüdür. Halkı dinsizliğe, İslam a aykırı hükümleri benimsemeye, Kur ana ve
Sünnete aykırı yollar tutmaya, dinde bidatler çıkartmaya kalkışan sapıklar
önlenir, engellenir ve cezalandırılır. Müslümanların temel vazifelerinden biri
İslam ı korumaktır. Bu vazifelerini doğru dürüst yapmayan kimseler zillet ve
esarete duçar olurlar, maazallah edebî saadetlerini yitirebilirler.
AKLIN KORUNMASI: Allah insanlara akıl vermiştir.
Müslümanlar akıllarını korumakla yükümlüdür. Alkollü içkiler, uyuşturucu
maddeler, kötü medya, kötü eğitim, bozuk toplum, insanların şehvetlerini
kamçılayıp azdıran her şey, israf tutkunluğu, her çeşit fuhşiyyat, beşeri
ihtirasların hâkimiyeti akla zarar verir, doğru düşünülmesini önler. Ümmet,
akla zarar ve ziyan veren şeyleri yasaklar.
NESLİN KORUNMASI: İslam nikâha ve iffete çok önem
vermiştir. Nikâh dışı birlikte oluşları yasaklamıştır. Aile sarsılır, yıkılırsa
ümmet de sarsılır ve yıkılır. Bugünkü sefih seküler medeniyette aileye gereken
önem verilmiyor. Bir kadınla bir erkeğin nikâhsız olarak yaşamasına, nikahsız
çocuk yapılmasına hoşgörüyle bakılıyor; hatta evli olmayan bir kadın çocuk
doğuruyor, babasının kim olduğu belirtilmeden nüfusa kaydettiriliyor. İslam
ırz, namus, neseb, nesil konusunda böyle laubalilikleri asla kabul etmez.
Cinsellik konusunda İslam da esas olan iffettir. Kur an bize şehvet
azgınlıkları yüzünden azaba uğramış ve yok olmuş kavimleri anlatmaktadır.
Neslin korunması konusunda Müslüman bireyler ve toplumlar bana ne, beni
ilgilendirmez, onlar ne yaparsa yapsınlar diyemez. Mutlaka dil ile veya gücü
yetiyorsa aksiyon ile neslin, ailenin, iffetin korunması gerekir. Şu hususu da
belirtelim ki, nikah dinî-şer î bir kurumdur. Bazı reformcu ilahiyatçıların bu konudaki aykırı ve sapık görüşleri
bâtıldır.
MALIN KORUNMASI: İslam dini helal yollarla ve kazançlarla
elde edilmiş malları koruma altına almıştır. Hırsızlık, yankesicilik, gasp,
başkasının malına zarar vermek gibi şeyler haram kılınmıştır. İslam hırsızların
elinin kesilmesi haddini=cezasını koymak suretiyle hırsızlığın kökünü kesmiştir.
Mallarını korumaktan aciz olan deli, çocuk, bunamış ve beyinsiz kimseler hacr
altına alınır. İslam sadece bireylerin mallarını korumakla kalmaz, topluma ait
malları, devletin ve belediyelerin bütçelerini de titizlikle korur. Topluma ait
malları ve bütçeleri zimmetine geçirenlere, saçı bitmedik yetimlerin haklarını
yiyenlere, ihalelere fesat karıştıranlara, gayrimeşru rantlar elde edenlere
İslam nizamında ağır cezalar verilir. Gerçek İslam düzeninde kokuşma olmaz.
CANIN KORUNMASI: İslam dini haksız yere bir adamın
öldürülmesini bütün insanlığın öldürülmesi gibi görmüştür. Cana kıymalar iki
şekilde ortaya çıkar. Ateşli, kesici, öldürücü silahlarla katletmek İkincisi
de uzun vadeli zehirlerle öldürmek. Alkollü içkiler, sigara, içlerine kimyevi
maddeler konulmuş gıda maddeleri ve içecekler İnsanların soludukları havanın
zehirli olması, içtikleri suyun içinde sağlığa zarar veren maddeler bulunması
Deniz sularının kirlenmiş olması dolayısıyla balıkların cıva gibi madenlerle
zehirlenmiş bulunması İslam düzeni insanların doğrudan doğruya haksız yere
öldürülmesini, yahut tedric yoluyla zehirlenmesini büyük bir zulüm sayar ve
bunları önler. Kur anda Kısasta sizin için hayat vardır buyrulmaktadır.
Kasıtlı olarak adam öldürenin cezası kısas yoluyla idam edilmektir. Maktulun
veresesi kısas yerine diyet almayı kabul ederse o yol seçilir Gözü dönmüş bir
alçak, dokuz yaşındaki bir çocuğa tecavüz ediyor, sonra başını taşla ezerek
feci şekilde öldürüyor. Böyle azgın bir katile idam cezası uygulamamak topluma
yapılacak en büyük kötülüktür.
Çoğunluğu Müslümanlardan oluşan bir toplum ama orada
yukarıda saymış olduğumuz beş maslahat, beş güvenlik yok Böyle bir toplum
nasıl bir İslam toplumudur Kötü bir İslam toplumudur.
İslam düzeninde katillere, hırsızlara, zina edenlere, suç
işleyenlere caydırıcı cezalar verilir. Cezalar caydırıcı olmazsa suç
patlaması olur.
Gerçek bir İslam düzeninde dev gibi büyük adliye
sarayları, kale veya kışla gibi büyük ceza evleri olmaz. Darülislam da
mahkemeler işsiz, hapishaneler ıssız olur.
Baştaki ihtar ve ricamı tekrar ediyorum. Lütfen, İslam ın
beş temel ve zarurî maslahatının dinin, aklın, neslin, malın ve canın
korunması olduğunu ezberleyiniz.
İkinci yazı
Emr-i Mârufu ve Nehy-i Münkeri Terk Eden Müslümanlar
Bütün doğruların, iyilerin, güzellerin kaynağı Kur andır.
Kur andan sonra Sünnettir. Kur an ve Sünnetten çıkartılmış hükümlerin bütünü
olan Şeriattır.
Kur anın, Sünnetin, Şeriatın yapılmasını emr ve tavsiye
ettiği iyi şeylere mâruf denir, yapılmamasını istediği kötü şeylere münker
denir.
İslam dininde ve Şeriatinde emr-i mâruf ve nehy-i münker
denilen bir farz vardır. Yani iyilikleri emr etmek, kötülükleri yasaklamak.
Bir İslam toplumu bu farzı toptan terk veya vahim şekilde
ihmal ederse bütün Müslümanlar sorumlu olur ve vebale girer.
Sorumlu, güçlü, muktedir, vasıflı Müslümanların ehliyetli
bir İmam etrafında birleşip, ona biat ve itaat ederek şu temel vazifeleri
yerine getirmeleri gerekir:
Ümmetin bütün fertlerine, öğrenilmesi erkek kadın her
Müslümana farz olan ilmihal bilgilerini öğretmek
İtikadı tashih etmek yani inançla ilgili bilgilerin
doğru=sahih olmasına dikkat etmek
Bütün Müslümanların beş vakit namazı doğru bir şekilde
kılmaları için propaganda yapmak
Hür ve mukim erkeklerin farz namazları camilerde cemaatle
kılmalarını sağlamak
Zekatın Kur ana, Sünnete, Şeriata ve fıkha uygun olarak
verilmesini sağlamak
Kadınların ve kızların tesettüre girmelerini sağlamak
Çocukların, gençlerin İslamî ve tevhidi bir eğitimle yetiştirilmesini
sağlamak, bu maksatla öğrencilerinin tamamının beş vakit namazı cemaatle
kılacakları İSLAM MEKTEPLERİ açmak.
Fertlerin ve toplumun Allahın inzal etmiş olduğu
kurtarıcı hükümler, normlar, değerler ile idare edilmesini sağlamak.
Toplumu fesada veren, sarsan ve yıkılmasına yol açan her
türlü âşikâre günah, fısk, fücur, azgınlık, israf, içki, kumar, seks ticareti
ve köleliği ve diğer bozukluklarla etkili bir şekilde mücadele etmek.
Ülkede ve toplumda adaleti sağlamak.
En büyük günahlardan ve suçlardan biri olan riba ile
mücadele etmek.
Müslümanları ilim, irfan, medeniyet, kültür ve sair
sahalarda yetiştirmek, güçlendirmek, düşmanları ile mücadele edebilecek ve
onları yenebilecek bir seviyeye getirmek.
Bugün Türkiyede emr-i maruf ve nehy-i münker yapmak için
imkan, fırsat, para, hürriyet var; lakin bu farz güçlü, etkili, genel, yaygın,
yoğun bir şekilde yapılamıyor. İlmi ve parası olup da bu farzı yapmayanlar
büyük bir sorumluluk altındadır.
Bu farzın ve daha nice feraizin yapılamamasının sebebi, Ümmetin
bir yığın birbirinden kopuk İslamcılık, reformculuk fraksiyonuna ayrılmış,
tefrikaya düşmüş olmasıdır.
Müslümanlar başı boş kalmıştır. Yani mü minler ehliyetli
bir İmama biat ve itaat etmemektedir.
Bir İslam toplumu emr-i maruf ve nehy-i münker farzını
tamamen veya büyük ölçüde yerine getirmezse toplum bozulur, fitne ve fesat
başlar ve sonunda çürüyüş ve çöküş olur.
02.04.2013