Türkiye’nin Suriye’de güvenli bölge oluşturmak, böylece hem sınır ötesinden bir takım tehditleri bertaraf etmek hem de ülkemizdeki Suriyeli sığınmacıları ülkelerinde güvenli bir ortamda barındırmak için aldığı askeri harekât kararı dünyadan farklı tepkiler alıyor, ülkemizde de farklı değerlendirmelere yol açıyor.
Söz gelimi ABD’nin Suriye’de belli noktalardaki askerlerini çekme kararı ilk anda genellikle, “ABD Suriye’den çekiliyor” şeklinde nitelendirildi. Hâlbuki böyle bir durum yoktu. Sadece ABD Türkiye’nin harekât yapacağını açıkladığı bölgelerde bulunan askerlerini daha aşağıya, güneye çekiyordu. Bu arada özellikle vurgulanan husus ise ABD’nin PKK/YPG’yi kendi haline yalnız bıraktığı şeklindeydi.
Aslında ABD Suriye’den değil, kuzeyinden aşağıya doğru çekilmekte olduğu düşünüldüğünde PKK/YPG’yi terk etmiş, söz konusu terör örgütünden desteğini çekmiş olmuyor. Sadece, PKK/YPG’ye verilmiş olan özerk bölge sözünün kuzeyde değil, güneyde oluşturulacağı akla geliyor. Kısacası, Suriye, terör örgütlerinden temizlenmiş olmayacak, herkes en azından bu dönem için yerlerini ve konumlarını belirlemiş olacaklar. Böyle olunca da Suriye’de oluşturulacak Kürt özerk bölgesi bir diğer ifadeyle ikinci İsrail planı gündemden düşmüş olmuyor. Dikkat edilirse ABD uzunca bir zamandan beri terör örgütüne verdiği ağır silahları geri almak gibi bir tavrın içinde olmadığı gibi, olacağa da benzemiyor. Ayrıca medyaya yansıyan haberlere göre 2020 yılında da terör örgütüne silah sevkiyatını sürdürecek. Çünkü örgüte önümüzdeki yıl ne tür silahlar verileceğinin bile listesi şimdiden hazırlanmış durumda.
Bu tespitlerin arkasından rahatlıkla söyleyebiliriz ki, ABD’nin terör örgütleri ile ittifakı son bulmuş olmadığı gibi söz konusu örgütün Suriye’deki varlığını koruma altına almış oluyor. Böylece bir yandan Türkiye’nin güvenli bölge oluşturulması isteğine karşılık Suriye’nin kuzeyinde 30-32 kilometrelik bir alan boşaltılmış, hem de sınırımızdan biraz uzakta teröristler varlıklarını korumuş olacak. Kısacası ABD ikili oynuyor. İki taraf ı da idare etmeye çalıyor. Meseleye bu açıdan baktığımızda Suriye’nin daha uzun süre huzura kavuşması mümkün görünmüyor. Çünkü terör örgütleri varlıklarını korudukları sürece rahat durmayacaklar, efendileri kendilerine ne zaman bir karışıklığın çıkartılması için emir verirse çatışmalar yaşanacaktır. Bu arada, zaman zaman şimdiye kadar olduğu gibi farklı isimler altında kendilerini gösterebilecekler, ama görevleri değişmeyecektir. Öyle anlaşılıyor ki, ABD ve müttefikleri Irak ve Suriye’nin terörden temizlenmesini istemiyorlar. Sadece şimdilik oluşacak bir güvenli bölgeye göz yumuyorlar. Bunun ötesinde ABD’nin Suriye’den çekildiği şeklinde yapılan değerlendirmeler bize gerçekçi gelmiyor. Eğer öyle olsaydı, ABD daha düne kadar terör örgütüne silah sevkiyatını sürdürür müydü? Bu arada medyaya yansımayan başka bir takım ilişkilerin geliştirilmekte olduğunu unutmamak gerekiyor. Özellikle de Siyonistlerin Irak’tan sonra Suriye’de de bir özerk Kürt bölgesi, -buna ikinci İsrail de diyebiliriz- oluşturmaktan vazgeçtiklerini düşünmek kendimizi aldatmak anlamına gelecektir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, Suriye’de yıllardan beri oynanmakta olan oyunun kartları yeniden karılarak oyuna kaldığı yerden devam edilecektir. Bu noktada Pentagon’dan yapılan, “Operasyon sahasından çekildik” açıklaması da yukarıdan beri dile getirmeye çalıştığımız düşüncelerimizi sanıyorum doğrular niteliktedir.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.