Çok açık yüreklilik ile yazıyorum. Bunlar çoktan haddi hududu aştılar. Tanrıları reisleri, mabedleri sarayları olan bir din üretmiş durumdalar… Bakanları, milletvekilleri, belediye başkanları, valileri, rektörleri, kurum amirleri bu dinin peygamberleriymiş gibi davranıyorlar. Tanrılarına en ufak eleştiride bulunan herkesi aforoz etmeyi marifet sayan ruh hastası bir yazar-akademisyen-gazeteci-bürokrat-siyaset uzmanı (!) trol kitleleri var ve hiç durmuyorlar. Her geçen gün ahlaksızlıkta zirveyi zorluyorlar. Her geçen gün Allahsızlıkta çıtayı yükseltiyorlar…

Söz konusu Gazze iken bari susun!

Allah’tan korkmuyorsunuz. Kullardan utanmıyorsunuz. Bunu fazlasıyla idrak ettik. Bari Gazze’de Allah’ın lanetlediği kavim tarafından katledilen binlerce masum bebeğin çocuğun hatırına susun! Yapamadık deyin. Beceremedik deyin. Reel konjonktür deyin. Zamanı var deyin. Erbakan gibi erken mi davranalım deyin. Razıyız ulan… Biz üzerimize düşeni yaptık. Yapıyoruz ne demek? Erdoğan el altından neler yapıyor bir bilseniz diyor… Ağam bu insanlar nasıl açlıktan ölüyor o zaman! El altından yapmanın ne demek olduğunu biz biliriz. Erbakan, el altından yaptı. Kıbrıs vatan toprağına katıldı. Erbakan el altından yaptı, Aliya zafer kazandı. Sizin el altından yaptıklarınıza delalet olan zaferler nerede? Sene 2025 ve insanlar açlıktan ölüyorlar Gazze gibi kutsal bir beldede… Bırak Ayşe’yi tatile çıkarmayı, bırak üsleri kapatmayı, ticaretinizden vazgeçemediniz. Varil başına kazandığınız çok küçük miktarları hesaplayacak kadar alçaldınız. Siyonistleri ülkemizden çıkaramadınız. Ne vatandaşlarını ne sermayelerini… Hâlâ Erdoğan’a AKP’ye toz kondurmuyorsunuz… Eleştirenlere saldırıyorsunuz. Ahlaksızlar! Allahsızlar! Sizinle ahirette hesaplaşacağız. Sizinle ahirette hesaplaşacağız. Sizinle ahirette hesaplaşacağız.

Tüm Türkiye’nin Muhammed Emin Yıldırım’ı hocasını eleştirmek size mi kaldı?

Had bilmiyorsunuz. Hudut bilmiyorsunuz. Ahlak kaygınız hiç yok. Erdoğan’ı savunmak için şahsi çıkarlarınız için saldırmayacağınız hiçbir değer yok. Saldırmayacağınız hiçbir değerli insan yok. İhsan Hoca’yı harcadınız. Nureddin Yıldız Hoca’ya saldırdınız kaç sefer… Yıllarca sizin için yazılar kaleme alan, seminerler konferanslar düzenleyen Abdurrahman Dilipak’ı dahi harcadınız. Kullanıp attığınız, size en ufak eleştiri getirdiği için aldığınız kellelerden dağ olur…

Yetmedi cumhurbaşkanınızı ve gelmiş geçmiş tüm kurmaylarını toplumda bir noktaya getiren, dünyanın her yerinde kurdukları kurum ve kuruluşlar ile sadaka-i cariyesi kıyamete kadar kapanmayacak olan merhum liderimiz Necmettin Erbakan Hocamıza dahi saldırdınız. Durmuyorsunuz. Durmuyorsunuz. Rektör olmak için durmuyorsunuz. Milletvekili olmak için durmuyorsunuz. Bakan olmak için durmuyorsunuz. İletişim Başkanlığı aferin desin diye durmuyorsunuz. Aldığınız para taksitlerinize yetmediği için durmuyorsunuz.  Durmamanız için sizi teşvik eden bu beş kuruş etmez sebepler yüzünden en kıymetlilerimize saldırıyorsunuz. Yapmayın. Yapmayın. Yapmayın. Yahudiler gibi ayetleri ve ömrünü o ayetlere vakfetmiş insanları az bir kazanç karşılığında satmayın! (Maide - 44)

Üç gün önce Ankara’da düzenlenen eylemde yaptığı konuşmadan dolayı sıra Muhammed Emin Yıldırım Hocamıza mı geldi? Eniniz, boyunuz, kilonuz, çapınız kaç? Yıllardır bu ülkenin her bir karışında yüzlerce konferans, seminer vermiş… Yüzlerce öğrenci yetiştirmiş… Onlarca eser kaleme almış... Sosyal medya üzerinden milyonlarca insanın kalbine dokunmuş, yönlerini Allah’a dönmelerine vesile olmuş Muhammed Emin Yıldırım Hocamızı eleştirmek… Yok nereye hizmet etiğini sorgulamak… Yok fetöcülük ile itham etmek…

Hayırdır dayı? Hayırdır sen yav? Muhammed Emin Hoca direkt Allah’a bağlıdır. Direkt Allah rızası için hizmet eder. Şehadet arzular. Tüm Türkiye de onun samimiyetine, ihlasına şahittir. Ve senin sunduğun ölçüler ile bakacak olursak… Senin savunduğun siyasi partinin en tepesinden en taşra teşkilatına kadar tamamını itham ediyoruz. Gönül rahatlığı ile… Tamamından daha az fetöcüdür. Fetöcülük ile itham ettiğiniz insanlara uyguladığınız ölçüleri siyasi bağlantılara uygulayabilmiş olsaydınız. AKP çoktan tarihin tozlu raflarında yerini almıştı. Tüm kurmay kadroları da içerdeydi. Müebbet ceza ile… Ne anlatıyorsun sen sofu? 

Zulme rıza göstermeyeceğiz. Bedeli ne olursa olsun!   

Gazze’de çocuklar ölüyor. Kadınlar ölüyor. Yaşlılar ölüyor. Hayvanlar ölüyor. Kâinat ölüme doydu. Cenaze defnedecek yer kalmadı Gazze’de. Yer gök tiksindi insanlığımızdan… Ülkemizdeki birçok Müslüman’ın bu sebeplerden dolayı sinirleri gergin… Psikolojileri altüst… Aranmayın. Aranmayın. Aranmayın. Haddinizi, hududunuzu bilin. Ölürlerse şehit, kalırsa gazi olacakları bir davada insanların sabrını daha fazla zorlamayın. Hz. Ömer’in belirttiği gibi cahillik yapmayın… Başkalarının dünyası için kendi ahiretinizi yakmayın... Biz Allah’ın rızasını kazanmak için tüm kâinatı yakmayı göze alanlar, her daim karşınızda olmaya devam edeceğiz Allah’ın izniyle…