Bismillâhirrahmanirrahîm!
13 Haziran 2025 günü, İsrail’in İran’a saldırısıyla başlayan süreci birlikte izliyoruz. İsrail, operasyonuna “Yükselen Aslan” adını koymuş, “Saldırıyı tamamladık” diyerek küstahça övünmüştü. İsrail; İran’ın Genelkurmay Başkanı’nı, 20 üst düzey komutanını ve nükleer bilimcilerini şehit etmişti. İran da “misilleme” yapmakta gecikmedi. Tel Aviv’deki askeri ve stratejik hedefleri vurdu; harabeye çevirdi. İran’ın yenilgi ve perişanlığını 17 Haziran tarihli Millî Gazete’den okuyalım:
“İran, ‘Yükselen Aslan’ı, ‘alçalan fare’ye çevirdi. İsrail, İran’a güç yetiremedi; İngiltere ve Fransa’dan yardım istedi. ‘El yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz zanneder.’ Kendini yenilmez ve gücünü sarsılmaz olarak gören, Orta Doğu’nun baş belası Siyonist İsrail, İran karşısında tarihî bir hezimet yaşıyor. Filistin topraklarını yüz yıllardır işgal altında tutan azgın ve lânetli kavim, İran’ın devasa füzeleri karşısında adeta sığınak farelerine dönüştü.”
Zalimlerin maddi gücü ne kadar yüksek olursa olsun, zulüm ve baskılarını sonsuza kadar sürdürebilmeleri mümkün değildir. Hangi sinsi tuzağı kurarlarsa kursunlar oyunları bozulacaktır. Rabbimiz müjdeler: “Şeytanın dostları ile savaşın. Esasen şeytanın hilesi zayıftır. (Nisâ, 76)
Zalimlerin birbirini desteklediklerine, işbirlikçilerini peşlerine taktıklarına bakarak sakın ola ki, endişe ve korkuya kapılmayın! Yaptıkları algı oluşturmaktan başka bir şey değildir. Onların gerçek yüzlerini Rabbimiz şöyle bildirir: “Sen onları derli toplu sanırsın. Hâlbuki kalpleri darmadağınıktır. Çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.” (Haşr, 14)
SALDIRININ YANKILARI
HER şer görülen olayın bir de hayra bakan bir tarafı vardır. Hikmet ve basiret sahipleri bunu kolayca görebilirler. Küslük, kavga, çatışma ve savaşların kazananı olmaz. Her iki tarafın da farklı dozajda kayıpları olur. Akıl, yaşananlardan ders almayı gerektirir. Dikkat ediyor musunuz? Gazze Savaşı ve İsrail’in İran’a saldırmasından sonra güzel şeyler düşünülüp gündeme gelmeye başladı. Bunlardan bazıları şöyle:
İran eski Devrim Muhafızları Komutanı Muhsin Rızai; Türkiye, Suudi Arabistan, Pakistan ve bazı ülkelerle İslâm Ordusu” kurmak istediklerini” (16. 6. 2025) anlattı. Bunu geçmişte kurulmuş olan Sadabat Paktı’nın (8 Temmuz 1937) yeniden canlandırılması olarak da okuyabilirsiniz! Pakistan bu gelişmeden sonra, İran’ın İsrail’le savaşında İran’ın yanında yer almaya hazır olduklarını açıkladı. (17 Haziran 2025)
İsrail terörizm ve soykırımına karşı Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, Norveç gibi bazı ülkelerin İsrail’e yaptırım uygulayacaklarını açıklamaları önemli bir gelişmeydi. Dünyanın pek çok yerinde halklar teröre, soykırıma ortak olmayacaklarını anlatan gösteriler yapıyorlar.
İran, İsrail’in peşini bırakmayacağını, saldırılarına karşı sert misillemeler yapacağını; hatta İsrail’e karşı olan bazı ülkelerle birlikte ortak eyleme geçebileceklerini açıkladı. İran halkı da İsrail’e karşı daha da bilendi. Halk, Silahlı Kuvvetleri’nin yanında olduklarını söyleyerek, İsrail’e daha sert karşılık verilmesini istiyor. İran’ın morali yüksek; İsrail hezimet psikolojisi yaşıyor. İnanmış bir topluluğun karşısında hiç bir beşerî güç duramaz.
İSRAİL DURDURULMALI
DÜNYA, İsrail’in terör ve soykırım uygulamasına; insanlık ve savaş suçu işlemesine daha fazla seyirci kalamaz; kalmamalıdır. İsrail’in bütün insanlığı ateşe sürükleyen terörist zihniyeti mutlaka durdurulması bir insanlık görevidir. 21. yüzyılın terör, çatışma, savaş ve soykırımla anılıyor olması dünyanın en büyük insanlık ayıbıdır. İnsanlık bu ayıpla daha fazla yaşamamalıdır.
Artık arayış başlamıştır. 13-15 Haziran 2025 tarihinde Viyana’da, 3 gün süren “1. Antisiyonist Kongre” toplandı. Programda pek çok ilim insanı söz alırken; Siyonizm karşıtı bazı Yahudiler de konuştu. Kongre bazı Siyonist odaklarca engellenmek istenmesine rağmen hedefine ulaştı. Siyonizm’in “insanlığa karşı işlenen suç olduğu” ilân edildi. Irkçılık, vahşet, soykırım lanetlendi. Filistin’e destek olmanın “insanî bir görev” olduğu vurgulandı.
Rusya Devlet Başkanı Putin, “3. Dünya Savaşı ihtimali yükseliyor” (21 Haziran 2025) açıklaması yaptı. Dünyanın akil insanları böyle bir insanlık faciasına izin vermemelidir. Önce terörü yöntem olarak kullanan İsrail’in işgalci zihniyetine son verilmelidir. İsrail durdurulmalı; Ortadoğu’nun çıbanbaşı olması engellenmelidir.
Siyonizm’e, teröre, soykırıma, savaşa destek veren ABD gibi bütün unsurlara karşı birlikte hareket edilmelidir. Unutmayın ki, “Şeytanın hilesi zayıftır.” Zalimler, mazlumların sessizliğinden güç ve cesaret alıyor. İnsanlık olarak yasal sınırlar içinde kalarak hakkımızı arayalım. Bu seferberlikte İslâm âlemi ve özellikle Ortadoğu’nun amiral gemisi durumundaki Türkiye’nin görevinin büyük olduğu açıktır.