Türkiye, halkı Müslüman olan bir ülkedir. Hiç kimse tepinmesin. Herkes haddini bilsin ki, bu ülkede:

* Kurban yapılacak.

* Ramazan ayında oruç tutulacak.

* Cum a günlerinde topluca namaz kılınacak.

* Her gün beş vakit ezan okunacak.

* Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı bayram olarak yaşanacak.

* Müslümanların cenazeleri, İslâm ın emri üzere yıkanıp, kefenlenip, namazları kılınıp toprağa öyle verilecek.

* Ne kadar baskı yapılırsa yapılsın, İslâm da sınırları çizilen tesettür emrine uyulacak.

* Müslüman gençler dindarlıklarından asla taviz vermiyeceklerdir.

* İnsanlarımızı günaha çağırıcılar da bir gün islâh olup hidayete üzere yaşayacaklardır.

Meselenin böyle olduğundan veya olacağından asla kimsenin şüphesi olmasın. Küçük bir azınlıktan ibaret olan dinsizler zümresi ibreyi kendilerinden tarafa çeviremiyeceklerdir; yaygaraları boşunadır.

Müslümanlar olarak bazı sıkıntılarımızın farkındayız. İçimizde bazılarının zaafları bu sıkıntılarımızın kaynağıdır. Dinsizlerin güçlü olduğu görüntüsü, görüntünün cilalandırılmış olmasındandır. Allah ın izniyle Müslümanların tamamen Aziz/izzetli yaşayacağı günler, atılacak ilk adım kadar yakındır.

Türkiye de hâkim din İslâm dır. Kurban, İslâm ın vâcip (yapılması gereken) bir ibadetidir. Hiç kimsenin bu ibadete karşı çıkmaması gerekir. Medeni insan ibadetlere karşı çıkmaz. Günümüzde ibadetlerimize karşı çıkanlar bedevi kafalılardır. Çünkü medeniyet, haklara hürmet etmeyi gerektirir.

Türkiye de ilericilikleri kendilerinden menkul bir grup, Müslümanların kurbanına, tesettürüne karşı çıkıyorlar, ellerinden geldiğince baskı yapıyorlar. İnancımıza, ibadetlerimize dil uzatıyorlar. Bunlar medeni olmayışın tahammülsüzlüğün açıkçası zorbalığın zorlamalarıdır.

Her ibadette olduğu gibi kurbanda da büyük hikmetler vardır. Lâkin kurban düşmanları bunlar anlayamazlar.

Kurban, belirli şartlara hâiz olan Müslümanlara Allah ın bir emridir. Küfür ehli ikide bir kurbanla uğraşmaya utanmıyorlar.

Kurban, kulun Allah a olan yakınlığını ifade eder. Kurban hem ibadettir, hem de ameldir. Dünya ve ahiret huzurumuzun kaynağı sevdiğimiz şeyleri Allah yolunda harcamamıza bağlıdır. Allah (c.c.) ve Rasûlü ne (s.a.v.) iman, sevdiğimiz şeylerin başında gelir. Daha sonra aile efradımızı severiz. Helâl malı gerektiğinde Allah (c.c.) için harcamak, Allah ve Rasulü nü sevmenin önde gelen alâmetidir.

İşte Kurban, saydıklarımızın başında gelir. Allah yolundaki harcamalarımızın en güzel örneklerinden biri de kurbandır.Kurbandan damlayan kan, Allah (c.c.) katında çok muteberdir. Bu kan, ilahi rahmetin bolca tecellisine sebep olur.

Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v.) buyurur ki:

"Ademoğlu Kurban Bayramı günü Allah rızası için Kurban kanı akıtmaktan daha sevimli bir amel işlemez. Şüphe yok ki, boğazlanan kurban, kıyamet günü boynuzlarıyla, kıl ve yünüyle birlikte gelir. Ondan akan kan henüz yere dökülmeden önce Allah (c.c.) katında müstesna yere düşer. O hâlde siz kendinizi kurban ile hoş tutun."

Kurban, Hz. Adem (a.s.) dan Hz.Muhammed (s.a.v) e kadar bütün semavi dinlerde makbul bir ibadet ve amel sayılmıştır.

Bir defasında Zeyd bin Erkam (r.a.) Peygamber (s.a.v) Efendimiz e sordu:

Ya Rasûllah! Bu boğazlanan kurbanlar neyi ifade ediyor

Efendimiz (s.a.v)

"- Babanız İbrahim in sünnetidir" buyurdu.

Ashab tekrar sordu:

Bizim niçin bunda ne var

Efendimiz (s.a.v):

Kurbanın her kılına karşılık bir iyilik, bir sevap vardır." buyurdular.

Zengin olduğu hâlde, fazilet ve sevabı bu derece çok olan bir ibadeti (kurbanı) yapmayan Müslüman için mal vasıta değil, gâye haline gelmiştir. Allah (c.c.) bu duruma düşmekten hepimizi korusun ve kurtarsın...