Gündem

Kızlarımızı nasıl öğreteceğiz

Kızlarımızı nasıl öğreteceğiz?

Abone Ol

Tesettürün İslam adına yapılması zorunlu bir görev olduğunu, Müslümanlar kadar Müslüman olmayanlar bile anladılar ve kabullendiler. Önceki yıllara göre tesettürün gerekliliği konusu daha benimsenmiş bir vakıa olarak önümüzde durmaktadır.

Tesettürümüzü bir asra yakın bir zaman, bize fikirlerini din olarak aşılamak isteyenlere karşı müdafaa ettikten sonra bugün, ‘tesettürü‘ örtülü kadınlardan korumaya mecbur kalmış gibiyiz. Örtülü ama tesettürlü olmayan Müslüman kadınlar olarak adlandırabileceğimiz bir sorunla yüz yüze geldik. Tesettür de marka ile uygulanır oldu. Tesettür, güzelliği teşhir, cazibeyi artırma unsuru hâlini aldı. Müslümanların küçücük kızları, annelerinin kıyafetinden daha pahalı kıyafetlerle sokaklara çıktılar. Kurstur, kolejdir, toplantıdır derken Müslümanlara ait yerlerde bile genç kızlar birbirlerine markalarını tanıttılar. Örtü yeni bir şekil aldı. Örtü güzellik için aranır oldu neredeyse. İlginç ve gülünç kıyafetler peyda oldu. Başörtüsü ile alt teşhiri aynı kişide birleşebildi. Tesettür yeni bir anlam kazanmaya başlayınca çoban kıyafeti kot pantolon bile tesettür ismi ile bir arada anıldı,  uygulandı.

Bu durumda Müslüman aileler, çocuklarının nasıl giyinecekleri hususunda tam bir çıkmaza sokulmuş durumdadırlar. Aslında erkek çocuklar için de küçümsenemeyecek bir sorun vardır. Yine de biz âdet olduğu üzere, erkek çocuklarını kurtulmuş kabul edelim de kızların giyiminin ne olacağını araştıralım. Araştırmamızın ana sorusu, kızlarımızı ne zaman ve nasıl tesettürle buluşturacağız?

Hiçbir ailenin bu soruşturmadan kendini kurtaramayacağı kadar yaygın bir sorunla iç içe yaşıyoruz. Kızlarımız kaç yaşında ve hangi kıyafetle tesettüre bürünecekler? Bu sorun, aslında dinimiz için ne fedakârlıklar yapabileceğimizin de göstergesidir. Hâlimizin izahı açısından da iyi bir göstergedir bu.

Kadının tesettürü

Öncelikle şunun tespit edilmesinde fayda vardır. ‘Tesettür‘ asla giyim değildir. ‘Tesettür‘ bir kıyafet tarzının  adı da değildir. Bilakis ‘tesettür‘ görmemesi gerekenin gözünden korunmaktır. Görmemesi gerekenin gözünden korumadıktan sonra hatta biraz daha ‘gör beni‘ dedikten sonra hiçbir kıyafeti tesettür adı ile anamayız. O, giyinmedir.

Kadının tesettürü öncelikle, güzelliği gizleme, gözlerden uzak tutma üzerine kurulu olmalıdır. Bu imkânı hangi kıyafet veriyorsa o tesettürdür. Bunun adı çarşaf veya başka bir şey olsa durum değişmez. İslam, belli bir kıyafet emretmemiştir denirken de kastedilen budur. Zamanımızda karşılaştığımız sıkıntı hadiste açıklanan ‘giyinmiş çıplaklar‘ hakikatini önümüze koymuştur.

Müslüman kadının tesettüründe şu incelikler bulunmalıdır:

a- Tesettür olan kıyafet, bütün bedeni örtmelidir. Tek başına başörtüsü veya tek başına bir şalvar tesettürün adı değildir.

b- Kıyafetin kendisi mıknatıs vazifesi görmemelidir. Kıyafet, alttaki bedenden önce ‘bak bana‘ diyorsa onun adı İslamî tesettür nasıl olur? Bir kıyafetin satıcısının Müslüman olması, satın alınan mağazanın kapısında tesettür yazması bir şey değiştirmez. Müslüman kadının üzerindeki dış kıyafetin kendisi ziynet niteliğinde olmamalıdır.

c- Kıyafet, bedenin ayrıntılarını teşhir edecek nitelikte ince ve şeffaf olmamalıdır.

d- Elbise veya kıyafet, darlığı nedeni ile bedenin ayrıntılarını ortaya koyacak şekilde de olmamalıdır.

e- Müslüman kadının kıyafeti erkeklerle benzeşen bir kıyafet de olmamalıdır.

f- Kâfirlere mahsus bir kıyafet de olmamalıdır ki Müslüman kimliğini yansıtsın. Ana hatlarıyla bu özelliklere sahip bir kıyafetle Müslüman kadın sokağa çıkmalıdır.

Çocuklar için tesettür vakti

Çocukların tesettürü için bir eğitim vaktinden bir de kesin tatbik vaktinden söz etmeliyiz.

Fukahanın görüşlerine bakıldığında şu yaş veya bu yaş şeklinde bir izah yaptıkları görülecektir. Özet olarak, dört yaşından önce avret mefhumunun oluşmadığını ama on yaşında da büyük gibi tutulduğunu görüyoruz. Yedi yaşından itibaren de tesettür eğitimine alınmalıdır deniyor.

Burada üzerinde durulması gereken çok önemli bir husus şudur:

Pek çok anne baba, bir türlü çocuklarının büyüdüğünü kabullenemezler. ‘Daha çocuk!‘ kadar yaygın bir hata örneği az bulunur. Ne hikmetse bu ‘daha çocuk!‘ mantığı namaz ve tesettüre, Kur‘an öğretmeye gelince devreye girer. O imtihandan bu imtihana, hafta içi okula hafta sonu dershaneye gönderilirken çocuk birden bire büyür. Dershanedeki tesettüre gelince, tıp okumayı planlayan çocuk için ‘daha çocuk‘ kararı verilir ve iş biter. Bu, ebeveyn adına bedeli ağır bir hatadır. Hele bu zamanda küçük mü kaldı? Çocuklarımızın, cinselliği ve silahı tanıma yaşı hızlı bir şekilde aşağılara doğru inmektedir. Bunu da herkes görüyor ve biliyor.  Dün için çocuk denebilirde ama bugün çocuk yok artık.

Bunun aksine doğru bakıldığında bir husus daha ele alınmayı bekler:

Bazı aileler, bebek denecek yaşta iken çocuklarını büyük kadınlar gibi giydirmeyi bir eğitim olarak tatbik ederler. Beş yaşındaki bir kız çocuğunun elli yaşındaki ninesi ile aynı kıyafetleri paylaşması da gerekmiyor. Evet, beş yaşında bir kız çocuğu bacakları açık gezmemelidir. Kendisi mini olduğu gibi mini bir tesettür o çocuk için yeterlidir. Erken meyve talebinin tamamen kaybetme riski taşıdığı unutulmamalıdır.

İdeal olan şudur:

Kız çocuğu, yedi yaşından itibaren tesettür üzere olmalıdır. Ancak bu tesettür yaşı ile uyumlu kıyafetler üzerinden uygulanmalıdır ki erken bir bıkkınlık gelmesin. Kızımız, on yaşından gün aldığında tesettürün hacmi ve şekli büyümeye başlamalıdır artık. Kızımız on beş yaşından gün aldığında veya daha önce aybaşı olduğunda ise annesi gibi örtünmeli ve namahremlerinden kaçınmalıdır. Aybaşı olmuş hiçbir kız ‘daha küçük!‘ kesinlikle değildir.

Tesettüre büründürme aşamaları:

a- Tesettürden önce Allah ve din duygusu güçlendirilmelidir. ‘Bu Allah‘ın emridir‘ dendiğinde teslim olacak mantığa sahip olması işimizi kolaylaştırır.

b- En önemli mesele de çocuğu iyi örneklerle doldurmaktır. Mahallenin tek örneği olmak, gerçekten çocuk için zordur. Gerekiyorsa semt değiştirmek ailenin görevidir. Ve bu örnekleme gayreti yıllar öncesinde oluşmalıdır. Okuldaki durum, aile ziyaretçileri, geziler, TV ve internet gibi göz dolgu malzemeleri, önceden düşünülmeli tedbirler alınmalıdır. Öğretmenin, yakın akraba arasındaki okumuş veya iş sahibi hanımların etkisi ihmal edilmemelidir.

c- Kız çocukları, ev dışındaki yerlerde kalma oranları arttıkça tesettürü kavramaları da zorlaşmaktadır. Mümkün olduğunca en yoğun süreyi evlerinde anne ve babalarının yanında geçirmelidirler. Gezi ve diğer dış beraberlikler de gözlerden ırak mekânlar seçilerek gerçekleştirilmelidir. Ticaret merkezleri ve turizme açık alanlar afete davetiye durumundadır.

Bilinmelidir ki çocuklarımızın iman ve takva üzere yetiştirilmeleri temenniler üzerinden yürümeyecektir. Bu bir cihattır. Cihadın her türlü zorluğuna hazır olmak ve uzun süreli bir sabır sahibi olmak şarttır. Bir emirle, bir örnekle iş bitirmek belki dün mümkündü ama bugün bir ömür mücadeleye hazır olmamız gerekecek bir zamanda yaşıyoruz. Bilhassa, kız çocuklarımızın birbirlerinden etkilenmelerini özellikle dikkatten kaçırmamalıyız. En yakın aile dostumuzun veya akrabamızın evindeki bir mikrobu ellerimizle evimize taşıyabiliriz. Dikkat etmek ve dua etmek çaremizdir.