Dünya üzerindeki birçok kaosun, karışıklığın ya da aile içinde ufak boyutlu kavgaların sebebi, okuduğumuz tarih savaşlarında da büyük role sahip olanlar büyük ihtimalle kadınlar olmuştur. Bu yadsınacak veya şaşılacak bir durum değildir. İslam hem kadınlara hem kadınların emanet edildiği erkeklere, kadının bir fitne sebebi olarak kullanılabileceğinin uyarısında bulunmuştur zaten. Bu yüzdendir ki kız çocuğu yetiştirmek ilk insandan ve ilk var oluştan beridir hep çok zor olmuştur. Kız çocuğu yetiştirmenin önemini ve iyi yetiştirilememiş bir kızın ileride fitne sebebi olabileceğini bilen Allah Resulü, kızların utanç vesilesi olarak görüldüğü ve yeni doğan kızların diri diri toprağa gömüldüğü bir devirde “Kim üç tane kız çocuğunu yetiştirir, güzelce terbiyesini verir, evlendirir ve onlara iyilikte de bulunursa, onun için cennet vardır” (Ebu Davud, Edeb:130) müjdesini vermiştir.
Çocuk yetiştirmenin elbette birçok kuralı, dikkat edilmesi gereken pek çok yönü vardır. Fakat kız çocuğu dediğimiz zaman, son günlerde havaların da çok fazla ısınmasıyla beraber şahit olduğumuz ve günden güne İslami camiada da dikkatimizi çeken bir sıkıntı vardır. Bu sıkıntı, tesettürlü annelerin ellerinden tutmuş yürüyen, çocuk olduğu halde “Ben buradayım” diye dikkat çeken, yaşı küçük olmasına rağmen giydiği kıyafetlerle genç bir kızmış gibi görünen çocuklarımızdır.
Bu, üzeri kapalı anlatılabilecek bir konu değildir. O yüzden özellikle Müslüman annelerin dikkatini çekmek için olanca yalınlığıyla bu sıkıntıyı dile getirmeye çalışacağız.
Kız çocukları güzel görünmeyi, güzel giyinmeyi, beğenilmeyi severler. Rengârenk kıyafetleri, dikkat çekici modelleri seçerler. Biz de anneler olarak onları güzel giydirmeyi ister, nerede cicili bicili bir kız kıyafeti görsek imrenip almak isteriz.
“Allah güzeldir, güzeli sever” derler ve elbette biz de kız olsun erkek olsun çocuklarımızı bir Müslümana yaraşır şekilde güzel ve temiz giydirmek zorundayız. Fakat “Müslüman’a yaraşır” tabirinin altını çizmemiz ve üzerinde çok fazla düşünmemiz lazım. Kız olsun erkek olsun çocuklarımıza sınırları çok iyi öğretmemiz lazım. “Siz de çok abartıyorsunuz canım, küçücük çocuk daha onlar” demeden ve böyle diyenlere aldırmadan hareket etmek ve dinimizin kurallarının bizim keyfimize göre değişmeyeceğini, çizilmiş sınırları kendi isteğimize göre esnetemeyeceğimizi bilmek zorundayız.
Evet, nihayetinde onlar çocuktur ama her şey çocuklukta zihne kazınır. “Ağaç yaşken eğilir” diyenler boşa konuşmamıştır. Kız çocuklarımızı daha ilk yürümeye başladıkları, sosyal hayata ilk atıldıkları andan itibaren Müslüman’ca giydirmek zorundayız. Göbek ve diz kapağı arasının hem cinslerinin yanında bile olsa haram olduğunu önce kendimiz içimize sindirmek sonra onlara anlatmak zorundayız. Elbette küçücük çocukları zora sokacak şekilde giydirecek değiliz fakat giydikleri kıyafetlerle bir kadın gibi görünen, vücut hatlarını belli edecek şekilde dar olan, diz kapağını örtmeyen elbiselerle de çocuklarımızı dışarıya çıkarmamız doğru değildir. Giydikleri kıyafetlerin üzerinde mini etekli, mayolu, makyajlı barbie bebeklerin olduğu süslemelerin, daha körpecik beyinlerinde nasıl bir tahribata yol açacağını düşünmek ve küçük prensesimize elbise seçerken çok iyi ölçüp tartmak mecburiyetindeyiz.
Bu hem dinimizin bir gereğidir hem de yaşadığımız dönemde yapmaya mecbur kaldığımız bir şeydir. Çocuk tacizlerinin arttığı ve tacizci sapıkların sokaklarda, parklarda, okul önlerinde, alışveriş merkezlerinde kurbanlarını aradığı bir zamanda onları teşhir edercesine giydirmek, zaten pürüzsüz olan güzelliklerini iyice cilalamamak aslında onlara yaptığımız bir kötülüktür...
Evet, bu konu hafife alınamayacak kadar mühimdir. Kız çocuğu korunmaya daha fazla muhtaç olduğu ve kızın muhafazası çok daha fazla elzem olduğu için özellikle üzerinde durulması lazımdır. Müslüman anneler olarak bilmeliyiz ki, “Nasılsa büyüyünce giyemeyecek, şimdi hevesini alsın” diyerek olanca rahatlığıyla giymesine izin verdiğimiz çocuklarımızı vakti geldiği zaman tesettüre alıştırmamız çok daha zor olacaktır. Evdeki giyinme tarzıyla dışarıya, diğer insanların yanına çıkarkenkinin aynı olamayacağını, dış kıyafetlerinin daha özel ve daha kapalı olması gerektiğini vaktinde aşılayamazsak, kendisi türbanlı fakat kızı olabildiğine açık olan ve kendince dokunulmazlık kazanmış evlatlara sahip ebeveynler olmaktan kendimizi kurtaramayız.
Bu yüzden ey Müslüman babalar ve özellikle anneler, kız çocuklarımızı dışarıya çıkarırken daha özenli giydirmeye gayret gösterelim. Unutmayalım ki iffet aşısı hele ki bu çağda çok kolay tutan bir şey değildir. Bu yüzden vakit geçmeden, genç fidanlarımız yanlış yerlere eğilip bükülmeden onları elimize alalım ve kırılabilecekleri yerlerden destekleyelim ki, sağlam bir şekilde kök salsınlar. Büyüdükleri zaman etraflarını da koruyan, besleyen, faydalanılan, en şiddetli rüzgârlara bile direnen ulu çınarlar olsunlar...