Louis de Bernières efsanevî köpeğini feci bir ölümle bu
dünyadan uğurlamaya çalışır. Çünkü ancak böylesi bir ölüm Kırmızı Köpek i
destan kahramanı yapabilir. Bunun için farklı alternatiflere müracaat
edilebilir.
Anlatıcı, Kırmızı Köpek i cennete uğurlamak için
öncelikle bir hastalık icat edecektir. Veteriner hazretleri bu noktada imdada
yetişir. Kanında yürek solucanı vardır ve tedavi için Kırmızı Köpek in gözetim
altında tutulması gerekir. Bir alternatif bulunur bunun için. Başıboş
köpeklerin resmi bakıcısı Shire ınla yapılan işbirliği sayesinde sorun çözülür.
Fakat Kırmızı Köpek in kanındaki hayvanlardan haberdar olmayan dostları, onu
barınaktan kaçırırlar. Neyse ki köpeğimiz vefalıdır ve kendi ayaklarıyla geri
gelir. Uygulanan tedaviyle yürek solucanlarından kurtulur. Aksi olsaydı,
kanındaki hayvanlardan ötürü ölseydi sıradan bir ölümle bu dünyadan çekip
gidecekti. Destansılık zarar görecekti.
Müthiş son için bir başka vasıta köpeğin silahla yok
edilmesidir. Karavan parkının köpek düşmanı olan güzide yöneticileri Cribbage ların
huysuzlukları bu noktada işe yarayabilir miydi Bay Cribbage eline silah alır,
fakat sonunu getiremez. Sonunu
getirmesine izin verilmez. Dahası, Kırmızı Köpek karşısında kendi sonlarını
getirir. Park ahalisinin toplu tepkisiyle karşılaşan Cribbage lar parkı terk
etmek zorunda kalır. Bu kurgu, köpeğin destansılığını pekiştirir.
Bir köpeği öldürmenin en vahşi yönü onu zehirlemek
olmalıdır. Artık sekiz yaşında olan ve yıpratıcı bir hayatla bugünlere gelen
Kırmızı Köpek günün birinde böylesi bir vahşete maruz kalır. Striknin adlı
maddeyle zehirlenen kahramanımız kasılma ve ürpermeler eşliğinde ölüme doğru
yol almaktadır. Kırmızı yı perişan vaziyette bulan polis memuru Bill ile
komşusu Peeto, onu hayata döndürmek amacıyla harekete geçerler. İyi ama veterinere
ulaşmak için epey bekleyeceklerdir. Üstelik Kırmızı nın ölümle pençeleşmesini
izlemek kendilerini perişan etmektedir. Acaba öldürülse nasıl olur Bill bunu
yapmak zorundadır sanki. Ama tetiği düşürüp son hamleyi gerçekleştiremez. Bu
kurgu epik metnimiz için işe yarayacaktır. Kırmızı Köpek in dostları veda
partisine davet edilecektir. Onlar ölüp gitmekte olan şu zavallı köpekle olan
eski maceralarını tek tek anlatacaklardır. Bir süre Preto, Nancy, Patsy, Ellen,
Vanno, Jocko dan mazi hikâyeleri dinleriz, Kırmızı yla ilgili destanî notlar
düşmektedirler Son sözü söyleyen Jocko şöyle der: Herkesin Kırmızı Köpek le
ilgili bir hikâyesi var, keşke birileri bunları yazsaydı.
Bu anlatılar eşliğinde biten umutları veterinerin son bir
hamlesi yeniden diriltir. Bir iğneyle Kırmızı yı sakinleştien veteriner yerel
gazetelerde onun kurtuluşuna dair haberlerin yayınlanmasına da fırsat tanımış
olacaktır. Nitekim ayağa kalkan Kırmızı, sevenlerini yeniden mutlu etmeye
başlamak üzeredir. Fakat hayır, zehirden beyninde hasar oluştuğu için hayata
tutunamamaktadır. Veteriner hazretlerinin şırıngası bu kez ölüm zerkedecektir
onun vücuduna
Kırmızı Köpek in bu ölüm şekli pek çokları için
etkileyici olmayabilir. Bir destan kahramanı böyle mi ölmeliydi sorusunu
soracaktır onlar. Kanlı bir mücadelede büyük bir kahramanlık gösterisi
sonrasında öldürülseydi ya! demeyi de ihmal etmeyeceklerdir. Oysa sahih
destanlar doğu toplumlarına mahsustur. Batılılar ise yanıltma üstadıdırlar, bir
yanılsama oluştururlar, örneğin trajediyi epik görürler, gösterirler. Kendi
epik anlayışlarını pekiştirmek için ise başka yollara başvururlar. Dampier
şehrine dikilen Kırmızı Köpek heykeli bu yollardan birisidir. Bir de ölüden
geriye kalanlara (terekeye) verilen yüksek değer. Kırmızı dan kalan tasmanın
baştacı edilmesi gibi
Her neyse, artık ölü bir köpek var elimizin altında.
Dünyanın en gözde yazarlarından olduğu ileri sürülen Bernières kötü bir roman
yazıp ölümsüz bir ceset bıraktı. Elimizde kalan bu köpek cesedini ne yapacağız Aslında cevabı
biliyorsunuz, başlığa da çıkardığımız üzere, bir şair tipiyle mukayese
edeceğiz. Hayır, bir şair tipini öldüreceğiz