Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (ESAM) geleneksel Çarşamba Konferansları’nın bu haftaki konuğu Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İsmail Şahin oldu. Şahin, konuşmasında İsrail’in Kıbrıs üzerindeki uzun vadeli planlarını, Ada’nın bölgesel güvenlik mimarisindeki rolünü ve Orta Doğu dengelerine etkisini değerlendirdi.

“100 YILLIK PLANLAMA SONUCU”

Şahin, İsrail’in Kıbrıs’a yönelik ilgisinin yeni olmadığını vurgulayarak, Gazimağusa–İskele hattındaki bölgelerin tarihten bu yana sistemli bir Yahudi yerleşim alanı olduğunu ifade etti. Yahudi göçünün Filistin’e aktığı dönemlerde hedeflerden birinin de Kıbrıs olduğunu belirten Şahin, “Bu yerleşimler yeni değil, yüz yıllık bir planlamanın parçası. Kıbrıs, Filistin’e geçişin bir basamağı olarak görüldü; İngiliz yönetiminde olması, elverişli iklimi ve coğrafi yakınlığı da bunu cazip kıldı” dedi. Şahin, İsrail’in Kıbrıs’ı “ertelenmiş bir fikir” olarak gördüğünü belirterek, “Vadedilmiş topraklarda Ada yok; ancak o toprakların güvenliği için Kıbrıs stratejik bir zorunluluktur. Kıbrıs kimin elindeyse Doğu Akdeniz’in egemenlik ve güvenlik dengesi de ondadır” ifadelerini kullandı.

“İsrail, Kıbrıs Üzerinden Bölgesel Gücünü Genişletiyor”-3

“İNGİLİZ ÜSLERİ İSRAİL’E KOORDİNAT SAĞLADI”

Kıbrıs’taki İngiliz askeri üslerinin bölgesel operasyonlarda etkin şekilde kullanıldığına değinen Şahin, özellikle 7 Ekim’de Filistin’e yönelik başlayan saldırılar sırasında bu üslerin İsrail’e aktif destek verdiğini ileri sürerek, “Ada’daki İngiliz hava üsleri, İsrail’in vuracağı koordinatları belirleyen kritik merkezler hâline geldi” dedi.

“GÜNEY KIBRIS ÜZERİNDEN TÜRKİYE’YE MESAJ VERİYOR”

İsrail’in askeri ve diplomatik hamlelerinin bir boyutunun da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile işbirliği olduğunu belirten Şahin, bu adımların Suriye ve Türkiye ekseninde yeni bir baskı alanı oluşturduğunu söyledi. Şahin, “İsrail adeta Türkiye’ye ‘Suriye’de bana tehdit olursan, ben de KKTC’ye tehdit olurum’ mesajı veriyor. GKRY’ye yerleşme arayışının arkasında hem Baas rejiminin sürmesi hem Türkiye’nin Suriye’deki varlığı hem de İsrail’in bölgesel caydırıcılık stratejisi bulunuyor.” Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri varlığının bugün yalnızca Rumlara karşı konumlanmış bir güç olmadığını vurgulayan Şahin, Ada’daki Türk askerinin ana amacının “İskenderun Körfezi’nin güvenliği” olduğunu söyledi.

“EASTMED, TÜRKİYE’Yİ ÇEVRELEYEN ENERJİ HATTIDIR”

Şahin, EastMed boru hattı projesinin de İsrail’in Kıbrıs üzerindeki nüfuzunu artırma hedefiyle şekillendiğini kaydederek, “Bu proje, Kıbrıs’ı enerji bakımından İsrail’e bağlayan, Türkiye’yi ise yeni güvenlik mimarisinde çevreleyen bir hat olarak sunuldu. İsrail, Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ı kullanarak Doğu Akdeniz’de kendisine geniş bir operasyon sahası açtı” ifadelerini kullandı.

“FEDERASYON FİKRİNİN ARKASINDA DA İSRAİL VAR”

Konuşmasında Kıbrıs’taki federasyon tartışmalarına da değinen Şahin, “Bugün Kıbrıs’ta sürekli gündeme getirilen federasyon fikrinin itici güçlerinden biri de İsrail’dir. Ankara’nın garantörlük hakkının ortadan kaldırılması için uluslararası zeminde ciddi bir çaba yürütülüyor” diye konuştu. Şahin, İsrail’in KKTC’de Hizbullah yapılanması olduğuna dair iddiaları diplomatik baskı amacıyla kullandığını kaydederek, “Rumlara, ‘Sizi Türkiye’den ve Hizbullah’tan biz koruyoruz’ söylemiyle kendine bağımlı bir yapı oluşturuyor” dedi. Şahin ayrıca İsrail’in Ada üzerindeki etkinliğini artırmak için toprak satın almaları, sahil bölgelerinde liman yatırımları ve nüfus yerleştirme faaliyetlerini hızlandırdığını da belirtti.

Muhabir: ABDULLAH KUTAY ESKALEN