KUR’AN VE İLİM haftalık seminerlerimiz devam ediyor, 1219’uncu seminerimizi de 17 Haziran Cumartesi günü Rûm Sûresi 37’nci ayetle ilgili gerçekleştirdik elhamdülillah…
Ayetin meali: “Kesinlikle Allah’ın rızkı istediği kimse için açtığını ve ölçülü verdiğini hiç görmediler mi? Kesinlikle iman eden bir kavim için ayetler onda vardır.”
On sayfalık seminer notlarımızın en sonundaki ayetin ikinci bölümü ile ilgili çok yönlü ve faydalı değerlendirmelerimizi çok yönlü önemine binaen istifadenize sunuyorum…
“Ayetin sonunda “ayet” değil de “ayetler vardır” deniyor. Ayetler nekredir. Kavim de nekredir. Ayetler çoğuldur ve en az üç tane olması gerekir. Ayetlerin nekre olması ve kavmin de nekre olması bu olaydaki göstergelerin her kavimde her dönem için farklı farklı olmasındandır. Her dönemde, her yüzyılda, herhangi bir kavim kendisi için bu rızkın açılması ve ölçülü verilmesinde ayetler bulunacaktır.
Biz de şimdi bizim sağlık açısından olan ayetini gösterelim. Rızkın açılması ve ölçülü verilmesi sağlık açısından kötü bir şey değil, tam tersine iyi bir şeydir. Oruç, bunun 24 saat içindeki örneğidir. Aralıklı orucu bilmeyen yoktur. Gece saatlerinde bir şey yenmemesidir. Senede bir ay tuttuğumuz Ramazan orucu da bunun tersidir. Asıl olan geceleri aç kalınan aralıklı oruçtur. Ramazan orucu da bunu tersine çevirerek gündüzleri aç bırakmakta, geceleri yedirmekte, böylece vücudu uyarmakta ve adaptasyon mekanizmalarını geliştirmesini uyararak vücudun sağlıklı olmasını sağlamaktadır. Senenin her günü oruç tutmak yanlıştır. Haftanın belli günleri oruç tutmak doğrudur. Vücut değişiklikler ister. Aniden soğuğa maruz kalmak ve kısa süre içinde bu soğuktan normal sıcaklığa dönmek iyidir. Her gün yürüyüş yapmak iyidir ama arada koşmak daha iyidir. Arada ağırlık kaldırmak iyidir. Arada bir arı sokması iyidir ama çok yoğun bir şekilde arı sokmalarına maruz kalmak iyi değildir. Allah, vücudumuzu bu şekilde yaratmıştır. Adaptasyon kapasitesi inanılmayacak derecede yüksek olarak yaratılmış vücudumuzun sağlığı için rızkın zaman zaman ölçülendirmesi gereklidir. Zaman zaman da bol alınması gereklidir. Statiklik iyi değildir. Dalgalı hayat iyidir. Vücudu sıkıntıya sokan dönemler vücudu güçlendirir. Buna “hormesis” denir, hormesis işte bu ayetlerden birisidir.
İman eden kavim için ayetlerden bir ayeti görüyorsunuz. “Rızkımız azaldı, Allah bize kötülük etti demez” iman eden kavim. Allah’a güvenmektedirler. Bunun da bizim için iyi bir tarafı vardır derler ve ayetleri görürler. İman etmeyenler ise, “Allah bizi aç bıraktı” derler. “Oruç, boşu boşuna aç kalmaktır” derler. İman eden kavim ise Allah’a güvenir. Bu kavmin ferdi olan mümin Kur’an’ın ayetlerine güvenir. Allah’ın ayetlerine güvenir. Allah’a güvenir. Ayetleri kabul eder, onları toplumun beğenip beğenmeyecek olmasıyla ilgilenmez. Çoğunlukların, kalabalıkların fikri onu ilgilendirmez. Allah ne diyorsa o doğrudur. “Ama, fakat, günümüzde…” ile başlayan ayetlere uymayan gerekçelerle ilgilenmez. Kur’an’da yazılanlarda onun için ayetler vardır. İman edenler Kur’an’ı tahrif etmezler. “Tahrif”, “harf” ile aynı kökten mastardır. “Harf” uçurumun kenarıdır, bir sözcüğün en uç manasıdır. Tahrif manalarda yapılır. Ayetteki kelimeyi bağlamından çıkarıp en uç manayı vermektir. Ana mana dışında başka mana verilmesine engel bir karine yoksa bu yapılamaz. Karine varsa diğer manalar ve mecazi manalar verilebilir. Tahrif sözcüğün başka bir sözcükle değiştirilmesi değildir. Tahrif bir karine olmadan ikincil, üçüncül ve mecaz manalar vermektir. Bu açıdan günümüzde Kur’an o kadar fazla tahrif edilmiştir ki; Kur’an’daki “tahrif” sözcüğünün manası bile tahrif edilmiştir.
Mümin tahrif yapmaz. Mümin “günümüzdeki insanlar bunu böyle anlarlarsa sıkıntılar çıkar, toplum bunu kabul etmez” diyerek manaları zorlamaz, tahrif yapmadan Allah’ın kelimelerini açıkça söylemekten çekinmez. Gerçek manalara başka manalar yüklemez. “Öyle olması gerekir” diye ayetlere “Ey Muhammed!” diye parantezler açmaz, olmayan bağlantılar üretmez, “ayet ne diyorsa o doğrudur” der. Hoşuna gitmese bile Allah’tan iyi bilmediğini bilerek en iyisinin o olduğunu kabul eder. Allah’ın rızkı kısması da iyidir der, bundan en ufak bir şüphe duymaz, oradaki yani Kur’an’daki ayetleri görür ve yapılması gerekenleri yapar.”
Kur’an’ın gerçek anlamda anlaşılıp uygulanması dua ve dileklerimizle…