Okunmuş ve fakat paylaşılmayı bekleyen kitaplar arasından

seçip aldığım üç kitap Ortak bağlamları var: Harflere yaslanmışlar.

Harflere yaslanmadık kitap mı var; nihayet bütün kitaplar

harf ordularının yatağıdır. Hayır, o değil söylediğim; bu kitaplar harfleri

konu almışlar

Terk ettirilen Elifba nın hüzünlü hikâyelerini ihtiva

ediyor birisi

Bir diğeri hâlâ unutulmayan ve hâlâ gündemimizde olan o

Elifba nın harflerine şiirler mırıldanıyor

Sonuncusu, mevcut alfabenin harflerini dillendiriyor;

onları masum çocuk dünyası içinde anlamlandırmaya çalışıyor

Harflere yaslanmış kitaplardan ilki Cemal Şakar ın

editörlüğünde hazırlanmış olan bir hikâye antolojisi: Sessiz Harfler (Okur

Kitaplığı, 2013).

Kitaba yazdığı önsözde gerekli izahatları yapıyor Cemal

Şakar. Mesela şunları söylüyor: Bu kitap sadece; bir dönem ecdadımızın

Osmanlıca okuyup yazdıklarını tatlı bir hatıra olarak gelecek nesillere

aktarmak için yapılmadı. Duvarın öte yakasında nelerin kaldığını, hangi

acıların, sevinçlerin nasıl bir sessizliğe gömüldüğünü, edebiyatın o diriltici,

umut aşılayıcı diliyle yoklamak, sorgulamak, hatırlamak ve hatırlatmak

öncelikliydi bizim için.

Bu öncelikli durum için öykücülerimiz harekete geçer.

Uzun bir süre çalışırlar. Aralarından yirmi dört yazarın metni, işte bu

kitaptadır. Sessiz Harfler kitabı, Harf Devrimi nden sonra bu cidden sorunlu

hamleye yönelik soylu bir eleştiri kitabı değildir. Daha da ötede, onun

oluşturduğu faciaları yıllar sonra edebî bir dil ile ve elbette mana âleminde

sorgulama çalışmasıdır

İkinci kitap bir şiir kitabıdır. İbrahim Eryiğit in

Hurûfât ı (Hece Yay., 2012). Şair Eryiğit, bu kitaptaki şiirlerini birkaç

yıldan beri dergilerde peyderpey yayınlamıştı. Doğrusu farklı dergilerde

yayımlanan bu şiirlerin iki kapak arasında bir araya gelmesi gerekiyordu.

Gereken oldu.

Hurûfât, Elif ten Ye ye Elifba harflerinin adını taşıyan

şiirlerden oluşuyor. Şair, o harflerin kendi ruhundaki çağrışımlarını anlatıyor

şiirler boyunca. Hemen her bir şiir bir harfin dile gelmesi. Mesela şöyle der

Cim de:

Karındaki noktası ceninidir güzelliğin

Görkemini andırır doğum bekleyen annenin

İçindeki çocuğa titreyen bir annedir Cim

Coşkulu canları sicimleştiren ilahi seçim.

( )

Sevgilinin saçlarına benzer zülfü hilâldir

Noktası mâşûkun al yanağındaki benidir.

Hurûfât taki şiirleriyle soylu bir geleneği tekrar

dirilten İbrahim Eryiğit, bunu hemen her bir şiirin başına eski üstatlardan

seçtiği iktibaslarla da pekiştirir. Bâkî den Muhibbî ye, Nev î den Sümbülzade

Vehbî ye, Enverî den Nedim e, Hz. Ali den Fuzulî ye pek çok zirve isimden

yapılan bu iktibaslar İbrahim Eryiğit in sağlam temellere yaslandığını

gösteriyor. Kitapta Sin Şın a Girdiğinde başlığıyla Yavuz Sultan Selim

etrafında geçen bir olayla ilgili anlatıma ve akademisyen Emine Terzioğlu na ait

kısa bir makaleye de yer verilmiş

İbrahim Eryiğit in Hurûfât ta yaptığının bir benzerini

Gökhan Akçiçek Her Harfin Bir Şiiri Var (Kumdan Yazılar, 2012) ile uyguluyor.

Fakat bu kez kitapta şiirsel takdimi yapılan harfler Latin harfleridir. Yani

ilk iki kitapla aynı potada buluşmayacak bir mahiyeti var Gökhan Akçiçek in

kitabının. Fakat onu o potaya sokan unsurları öncelersek, mesele biter.

Nihayet, Gökhan Akçiçek bir şair olarak harfler aracılığıyla ince duyguları,

çileyi yansıtan sızıları anlatıyor.

Bu arada Akçiçek in kitabının sadece ilk bölümü bu konuya

ayrılmış. 95 sayfalık kitabın 46 sayfasında A dan Z ye harfler konuşturulmuş,

anlatılmış. Kitabın sonraki bölümleri daha farklı bir forma sahip

Yazımız bağlamında bir örnek almamak olmaz. Bölümün son

şiiri, Z/ Mahcup Zerdali yi alıyorum:

Aramızda kalsın

Küçük zerdali

Kimselere söyleme

İnanmıyorsan eğil bak

Sabah akşam mendilime

Bir rüzgâr dadandı.

Çevirme yüzünü

Hep öyle kalsın,

Anne öpücüğüne

Ayarlı.