Suriye ve Irak’taki iç çatışmaları uzun süre seyreden güçler işlerin giderek karıştığını, çatışan tarafların sayısının her gün biraz daha arttığını görünce özellikle Suriye’deki muhalifleri eğitmek için harekete geçtiler. Sadece eğitmekle yetinmeyip ayrıca eğittikleri güçleri donatmak, yani silahlandırmak üzere harekete geçtiler. Bunun için de gönüllüler toplamaya başladılar. Bu gönüllülerin Türkiye’de eğitilmeye başlandığının haberleri de medyada yer almaya başlanmıştı. Bu noktada Suriye’de muhaliflerin çatı örgütü ABD’nin şartlı eğitimine katılmama karı aldıklarını açıkladı. Muhaliflerin açıklamasına göre eğit-donata katılan muhaliflere Suriye devlet güçleri, Şii milisler ve Hizbullah’la savaşmayacaklarına dair form imzalatıyorlarmış. Forma imza atmak istemeyen bin muhalifi eğit-donat uygulamasından vazgeçmiş.

Suriye’deki muhaliflerin çatı örgütü Suriye Devrim Komuta Konseyi (SDDK)  sorumluları Esad rejimi yerine sadece IŞİD’i hedef alan bir programa katılmanın anlamsızlığına dikkat çekiyorlar. Örgütün kurucu üyelerinden Mustafa Secari bu tavrı ile Amerikan yönetiminin muhalifleri sadece IŞİD militanlarına karşı kullanma konusunda ısrar ettiğini, bu durumun kuruluş gayelerine aykırı olduğunu söylüyor. IŞİD, Suriyeli muhalifler eliyle devre dışı bırakılacak ama Esad yine aynı güçler tarafından korunacak, bunun mantığı olabilir mi Aslında İslam dünyasında yaşananların mantığını ararken sömürgecileri iyi tanımak ve ona göre değerlendirme yapmak gerekiyor.

Suriyeli muhalifler işin başından beri Esad yönetimine karşı mücadele verirlerken, varlık ve ortaya çıkış sebepleri Esad yönetiminin zulmüne son vermek iken bugün Esad’ın korunmasına hizmet etmelerinin istenmesi aslında anlaşılması zor bir olay değil. Secari, Obama yönetimi istese Suriye’de çatışmaları 3 ayda bitirebileceğini hatırlatarak ayrıca hava desteği olmadan eğit-donat ile yetiştirilecek militanların başarılı olamayacağına, öyle bir noktaya gelindiğine dikkat çekiyor. Dikkat çekilen bir başka husus ise, Halep’e doğru ilerleyişe geçen IŞİD militanlarına karşı koalisyon güçlerinden hava saldırısı talebinde bulunduklarını, ancak Batılı yetkililerin telefonlarına bile cevap vermedikleri hususuna vurgu yapıyor.

Bizim bu köşede çeşitli kereler dikkat çekemeye çalıştığımız Suriye ve Irak’ın parçalanması planının Batılı sömürgeciler tarafından, yerli güçler eliyle hayata geçirilmesi söz konusudur. Suriye üçe bölünecek ama bir parça üzerinde Esad hâkim olacak, bir diğer parça Kürtler, üçüncü parça ise kapanın elinde kalacak. Görünen bu. Belli ki, Suriye Kürtleri Kobani ve çevresinin el geçirilmesi ile istediklerini elde etmişlerdir. Batılı güçler Esad’ın da düşmesini istemiyorlar. Bunun yanında sergilenen tavır gösteriyor ki, IŞİD’e öldürücü bir darbe vurulması en azından şimdilik gündemde değil. Çatışmalar devam etsin, Suriye ve Irak iç çatışmalarda tüm enerjilerini bitirsin, sömürgeci güçlere kayıtsız şartsız teslim olsun isteniyor. Eğit-donat da bunun bir parçası. Bu arada özellikle Musul’un ele geçirilmesi sırasında IŞİD’in eline geçen Irak ordusunun silah ve zırhlı araçları, Kobani’de Peşmerge’ye atıldığı iddia edilen silahlarında IŞİD’in eline geçmesi bölgemiz üzerinde sergilenen kirli oyunu bütün çıplaklığı ile ortaya çıkarmaya yetiyor. Ne var kimi bir takım yöneticiler koltuklarını korumak adına bu kirli oyuna gözlerini kapıyorlar. Bilerek ya da bilmeden sömürgeci güçlerin planlarına destek veriyorlar.

Kısacası, eğitilecek Suriyeli muhalifler ABD’nin silah ve zırhlı araçlarına sahip IŞİD’e karşı savaşacaklar, hem de Esad iktidarını korumak adına. Bu gerçeği görerek ABD ve yandaşlarının hâlâ bölgeye demokrasi getireceğine inananlar varsa hemen bir psikiyatra gitmelidirler.