Cuma namazı müminler için bir toplanma ve istişare
fırsatıdır aynı zamanda gövde gösterisi mahiyeti de taşır yani güç ve kuvvet göstergesidir.
Burada Cuma namazı ile ilgili teferruata girecek değilim bu konuda ilmihal
kitaplarında zaten yeterince bilgi mevcut.
Geçen Cuma günü İstanbul un büyük bir ilçesinde namazı
eda etme fırsatı buldum. Geç kaldığımdan cami içine değil de sokağa serili
hasırlarda yer bulabildim. Müslümanların sokağa taşması, caminin cemaate
yeterli olmaması sevindiricidir. Rabbim beş vakitte bunu görebilmeyi nasip
eylesin. Dışarıda durduğum zaman zarfında sokaktan gelip geçmekte olan
insanları izledim bir davranış bilimci edasıyla. Gençler, yaşlılar geçip
gitmekte kimisi mahzun gözlerle kimisi de umursamazca bakmakta namaz kılanlara.
Buraya kadar pek sıkıntı yok neticede bildik haller ülkemiz için. Asıl ilginç
olanı kinle bakanlar oldu. Nefret dolu bakışlar fırlatanlar vardı namaz
kılanlara. Bu durumu garipsedim ve irkildim birden. Sayıları birkaç tane de
olsa namaz kılanlara nefretle bakmak da neyin nesi.
Ülkemizde son yıllarda bir kamplaştırma, ayrıştırma
çabaları malumdur. İnsanların birbirlerine nefret nazarıyla bakmaları hiç de
hoş değil inanın. Geçmişte sevmese de saygı duymasını bilen insanların
çocukları birbirlerinden nefret eder hale geldiler ne yazık ki! Böyle olmamalı
yurdumun insanları. Sevmeyebilirsin ama nefret etmek başka bir şey. Tebliğe ne
kadar da ihtiyaç var aslında. İnsanlar bilmiyorlar, bilseler yapmazlardı
Hoşgörü mü vurdumduymazlık mı
Ciddi anlamda bir ahlaki erozyon içerisindeyiz. Temel
birçok değerimiz sürekli değerini yitirmekte. Geçmişte bırakın yapmayı,
düşünmeyi hayal bile edemeyeceğimiz şeyleri yaşamaya, görmeye, yapmaya başladık
nasıl olduysa.
Namaz kılmayana ileride kılar nasılsa; ihaleye fesat
karıştırana adamlar çalışıyor kardeşim o kadar olacak; sarmaş dolaş olan
çiftlere gençler yapsınlar o kadar canım; hemcinsiyle evliliğe izin verilmesine
hoşgörüyle bakmak lazım; domuz etinin kasaplık hayvan sayılmasına Hristiyanlar
var bu ülkede kardeşim; zinanın serbest bırakılmasına ne yani CHP mi gelsin
demeye başladık birden bire.
Avrupa başkentlerinde İslam a mugayir dansa ve tiyatro gösterisine
bile müdahale eden bir dedenin torunları şimdi hoşgörü adı altında her türlü
gayri İslami tavra ses çıkart(a)mıyorlar. Hoşgörünün bizi getirdiği yere
bakınca gelecek açısından kaygı duymamak elde değil gerçekten. Nasıl bir nesil
yetişti böyle ki tek derdi takipçi, RT, FAV ve beğeni vb. olmuş. Mazlumlar için
yapılan eylemlerde bile gözler fıldır, fıldır etrafı taramakta. Eylem sonrası
çifter, çifter kafelere gidilmekte. Çaylar, kahveler yudumlanırken koyu
sohbetlere dalınıp gidilmekte. Yere bakması gereken gözler karşısındakinin
gözünün içine bakmakta.
Bir an önce kendimize gelmemiz ve taşıdığımız değerin,
yüklendiğimiz misyonun farkına varmalıyız. Korkarım yarın çok geç olacak yoksa!
Minik bir tebessüm
Mısır daki piramitlerden birinin içindeki mumyanın kaç
yıllık olduğu ve kime ait olduğu araştırılmaktadır. 4 ekip görevlendirilir.
İngiliz ekibi piramide girer, 2 gün sonra çıkarlar, tahminimizce 4000- 5000
yıllık, ama kime ait olduğunu bulamadık derler. Fransızlar girer, 3 gün sonra
çıkarlar, 4500-4800 yıllık, kime ait olduğunu biz de bulamadık derler. Rus
ekibi girer içeri 4 gün sonra çıkar, 4600-4700 yıllık, ama biz de kime ait
olduğunu çözemedik derler. Ardından Temel in liderliğinde Türk ekibi içeri
girer, bir hafta, iki hafta derken sonunda dışarı çıkarlar, bu mumya 4638
yıllık, 2. Ramses in aşçısı derler. Diğer bütün araştırmacılar şaşkındır,
nasıl ulaştınız bu bilgilere derler, Temel cevap verir, zor oldu ama
konuşturduk herifi.
İlgilisine notlar:
Eyüp Belediyesi, Sultan Center ile bu kadar neden
ilgileniyor acaba Önceleri hastane olması düşünülen yer şimdi de üniversite mi
yapılmak isteniyor İlginç.
Muhakkak ki dünya fani, ahiret ise bâkîdir. Fani olan
sizi şımartıp azdırmasın, bâkî olandan alıkoymasın. Hz. Osman