Asgari ücret tespit komisyonu, 2025 yılı asgari ücreti 22 bin 104 lira olarak belirledi.
Rakamın açıklanmasının ardından iktidar kanadından muhtelif açıklamalar yapılırken, yeni asgari ücret için muhalefet ve halktan doğal olarak ciddi tepkiler gelmeye devam ediyor.
Hatta iktidar medyasının bazı kanallarında, söz konusu asgari ücretin bile beklentilerin altında kaldığı vurgulandı.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen açıklama ise kafaları karıştırdı.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında, 22 bin 104 lira olarak açıklanan yeni asgari ücret için "Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözüne bir kez daha sadık kaldık" dedi, enteresan şekilde.
Merak edilen soru şu:
TÜİK verilerine göre yıllık enflasyonun yüzde 48 olduğu bir ortamda, asgari ücretliye yüzde 30’luk zam yapılmasıyla çalışan kesim, şimdi enflasyona karşı ezilmiş oldu mu, ezilmiş olmadı mı?
Anlamadık yani!?
Bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın matematiksel hesabına göre ezilmemiş görülüyor.
Peki enflasyon ile asgari ücrete yapılan zam arasında, yüzde 18’lik bir kayıp ve makas farkı varken, Erdoğan’a göre nasıl oluyor da çalışan kesim, enflasyona karşı ezilmemiş oluyor?
Böyle bir fark, ayın on dördü gibi ortadayken asgari ücretlinin hem enflasyon karşısında hem de açlık ve yoksulluk sınırı karşısında büyük bir fakirliğe mahkûm edilmesine rağmen Cumhurreisimize göre çalışanların enflasyona ezilmemiş ilan edilmesi rasyonalitenin resmen askıya alındığını gösteriyor.
Aslında bu farkı görmezde gelme hali, derin bir ekonomik krizin sert yansımalarını orta yere döküyor.
Asgari ücretli, reelde ve vicdanlarda enflasyon karşında buldozerlerin altına konarcasına ezilirken Erdoğan nezdinde ezilmemişse, sırf Erdoğan’ı yanlışlamama adına bugün bütün doğru bildiklerimizi, hesaplamalarımızı, açlık ve yoksulluk sınırını belirleyen verilerin hepsini yok sayalım o halde.
Böyle bir fedakârlığı ülke olarak Sayın Cumhurbaşkanımız için yapabiliriz ve aslında yapıyoruz da.
Çünkü Erdoğan’ın asgari ücretlinin enflasyon karşısında ezilmediğine yönelik iddiasını ispat etme adına, ülke olarak gerçeklikten kopabiliriz.
Bu gerçeklikten kopma halinde ise “Erdoğan’ın yeter ki asgari ücretle ilgili matematiksel hesabı tutmazsa da tutmuş sayılsın; yeter ki ortadaki ekonomik başarısızlık, başarı olarak görülsün” diyesi geliyor insanın.
Aksi takdirde Erdoğan’ın "Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözüne bir kez daha sadık kaldık" şeklindeki açıklaması bir yanılsama olarak varsayılacak.
Ayrıca ne hikmetse asgari ücretle ilgili bütün bu tenakuzluklar içinde aklıma ilk gelen, Erdoğan’ın geçmişte ekranlarda sarf ettiği ‘ben ekonomistim’ sözü oldu.