İçinde bulunduğumuz hafta Vakıflar Haftası…
Her yıl 6-12 Mayıs tarihleri arasında Vakıflar Haftası kutlanıyor.
Vakıf ve vakfiye çok hassas bir konu!
Vakıf, vakfedenin arzu ettiği şekilde kullanılmalıdır.
Aksi halde vebali büyüktür…
Şimdi bir vakıftan söz etmek istiyoruz;
1845’li yıllardı… Bundan tamı tamına 178 yıl önce…
* Osmanlı Padişahı II. Mahmut’un eşi ve I. Abdülmecit’in annesi Bezmiâlem Valide Sultan talimat verdi; “Milyonlarca yoksul ve hasta insana daima en son tıbbi gelişmelerin uygulanması şartıyla bir hastane kurula ve bu hastane benim vakfım ola…”
* 1845 yılında kurulan Bezmiâlem Gureba-i Müslimin Hastanesi, Bezmiâlem Valide Sultan’ın talimatı ile bir “vakıf hastanesi” olarak bu şekilde hizmet vermeye başladı.
* Osmanlı'nın ilk modern hastanesi böylece kurulmuş oldu.
Hastaneyle alakalı birkaç bilgi daha vermek istiyorum;
* 1892’de hastanede ilk defa bölüm ayrımı yapılarak göz ve cerrahi şubeleri kuruldu.
* 1903 yılında Türkiye'nin ilk modern ameliyathanesi hizmete açıldı.
* 1909’da ilk laboratuvar ve deri-frengi şubesi kuruldu.
* 1912’de hastanenin ilk kütüphanesi kuruldu.
* 1929’da, Gureba Hastanesi’nde ihtisas yapan ilk kadın hekim ve aynı zamanda Türkiye'nin de ilk kadın hekimlerinden olan Fatma Şakir Memik dâhiliye ihtisası yapmak üzere asistan olarak tayin edildi.
* 1934’te kanserde ilk modern terapi uygulaması Ord. Prof. Dr. Erich Frank'ın kliniğinde yapıldı.
* 1934’te Türkiye’nin ilk Bilimsel Diyet Mutfağı kuruldu.
* 1949’da ilk kalp kateterizasyonu uygulaması yapıldı.
* 1956’da hastane, bu yıla kadar Sıhhat Vekâleti’ne (Sağlık Bakanlığı) bağlı olan hastane, TBMM kararıyla Vakıflar Umum (Genel) Müdürlüğü’ne bağlandı.
* 1960’ta ilk ileri ihtisas diyabet kliniği kuruldu.
* 1962 yılında inşasına başlanan hastane, bugünkü haliyle, -ödenek yokluğu sebebiyle- ancak 1992'de tamamen hizmete açılabildi.
* 2010 yılında, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi kuruldu. Valide Sultan Vakfı’na ait olan Vakıf Gureba Hastanesi tüm eklentileriyle birlikte üniversiteye devrolarak “Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi” ismini aldı.
Gördüğünüz gibi ‘ilk’lerin ve de garip gurebanın, fakir fukaranın vakıf hastanesi olan Bezmiâlem Gureba-i Müslimin Hastanesi’nin yerinde şimdilerde yeller esiyor!
Hastaneye ayrılan bölümün başında buranın “gurebâ-i müslimîn”e tahsis edildiği birkaç defa vurgulanarak kimsesiz ve fakirlere ücretsiz bakılmasının arzulanması, günümüze kadar süregelen vakıf şartlarının esasını oluşturmaktadır.
Peki, ya şimdi!
Vakıf Gureba Hastanesi (yeni adı ile Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi) ruhuna uygun olarak kullanılıyor mu?
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi özel bir hastane gibi faaliyet gösteriyor. Paralı yani…
Çok sayıda binası var. Yeni yeni hizmet binaları da yapılıyor.
Ama vakfediliş amacına uygun mu değil mi düşünmek lazım!
Bir kez daha hatırlatalım;
Osmanlı Padişahı II. Mahmut’un eşi ve I. Abdülmecit’in annesi Bezmiâlem Valide Sultan şu talimatı verdi;
* “Milyonlarca yoksul ve hasta insana daima en son tıbbi gelişmelerin uygulanması şartıyla bir hastane kurula ve bu hastane benim vakfım ola…”
Oysa bir vakfı asıl gayesinden alarak farklı şekillere büründürmek çok büyük vebaldir!
İnşallah yanlıştan dönülür…




