Türkiye’nin havuç ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Ankara’nın Beypazarı ilçesinde kışlık havuç hasadı tüm hızıyla sürüyor. Bu yıl dönüm başına alınan verim üreticinin yüzünü güldürse de bölgedeki ciddi su sıkıntısı tarımın geleceği için alarm veriyor.
Ankara’nın bereketli topraklarıyla ünlü ilçesi Beypazarı’nda, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte tarlalarda hummalı bir çalışma başlıyor. Yaklaşık 120 günlük zorlu bir yetiştirme sürecinin ardından topraktan çıkarılan havuçlar, tarladan sofraya uzanan titiz bir yolculuğa çıkıyor. Haziran ayında ekilen ve kış soğuklarına dayanıklı yapısıyla bilinen Beypazarı havucu, bu yıl kalitesiyle dikkat çekiyor.
- TARLADAN SOFRAYA 4 AŞAMALI YOLCULUK!
Topraktan söküldükten sonra çuvallanan havuçlar, yıkama tesislerinde detaylı bir temizlik ve ayrıştırma sürecinden geçiyor:
- Kaba Temizlik: Havuçlar ilk olarak büyük havuzlarda kaba toprağından arındırılıyor.
- Yıkama ve Parlatma: Özel makinelerden geçirilerek tamamen temizleniyor.
- Kalibrasyon (Sınıflandırma): Ürünler; iri, ince, kıtır ve kırık olmak üzere kullanım amacına göre (yemeklik, meyve suyu vb.) ayrılıyor.
- Paketleme: 25 kilogramlık torbalara giren havuçlar ya hemen pazara sunuluyor ya da talebe göre sevkiyat için soğuk hava depolarına kaldırılıyor.
- VERİM ARTTI, KALİTE YÜKSELDİ!
180 dönümlük arazisinde üretim yapan çiftçi Sezai Aydoğan, bu yılki rekoltenin geçen yıla oranla daha iyi olduğunu belirtti.
Geçen yıl dönümden 8 ton ürün alırken, bu yıl bu rakamın 10 tona kadar çıktığını aktaran Aydoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
"Şu anda kazım zamanına geldik, işleme yapıyoruz. Haziranda ekiyoruz. Tabii işlerken toprak işlemesine çok dikkat ediyoruz. Sulama, gübreleme, ilaçlama, ot ayıklama, bunları yapa yapa 120 gün falan sürüyor. Şu an tahmini verim dönüme 10 ton. Geçen sene bir tık bundan düşüktü, 8 ton falandı. Bu seneki daha kaliteli.”
- ÜRETİCİNİN KÂBUSU: “SU PARMAK KADAR AKIYOR!”
Yüksek verime rağmen üreticinin en büyük sıkıntısı giderek artan kuraklık.
Su kaynaklarının tükenme noktasına geldiğine dikkat çeken Aydoğan, yaşanan zorluğu şu çarpıcı sözlerle anlattı:
"Susuzluk her sene artıyor. Sondajlardan suyu damla damla topluyoruz, sular parmak kalınlığında akıyor. Eskiden 2 gölde biriktirdiğimiz suyla işi çözüyorduk, şimdi köyün dört bir yanından 10 ayrı gölde su toplayıp aktara aktara tarlaya getiriyoruz. İlkbaharda biraz birikim oluyor ama 1 ay sonra su bitiyor. Su yetersiz olursa 10 ton yerine 3 ton alır, zarar edersiniz."
Havuç üretimi bölge ekonomisi ve istihdamı için de can damarı niteliğinde. Tesislerde ve tarlalarda yerel halktan oluşan daimî kadroların yanı sıra, hasat döneminde çevre illerden gelen 70-80 kişilik mevsimlik işçi ordusu çalışıyor.
- “BURADA GÜNLÜK 60-70 TON ÜRETİM OLUR!”
Taşkıran Tarım tesisi çalışanı Yahya Göktaş ise tesisin kapasitesine değinerek, "Burada günlük 60-70 ton havuç üretimi olur. Tarladan gelir, burada yıkarız, İstanbul’a yollarız. Her tarafa yollarız. Burada 12 ay devamlı havuç var. Marul olur yazın, soğan, ıspanak. Şimdi kış mevsimi, havuç olur. Bu makine kalibre. İriyi, inceyi ayırır. Yukarıdaki havuza dökülüyor, havuzdan kazanlara geliyor ve oradan temiz suyla yıkanıyor, çamuru akıyor. Temizi bu yana geliyor. Sonra paketleniyor ve ihraç oluyor. Bunlar 25’er kilo, iri ve ince olarak ayrılıyor" ifadelerini kullandı.
Kış mevsiminin vazgeçilmez vitamin kaynağı olan Beypazarı havucu, üreticinin su mücadelesine rağmen tezgahlardaki yerini almaya devam ediyor.
