Parlamentoda temsil edilen iktidar ve muhalefet partileri seçim beyannamelerini açıkladıkça ortaya pek çok vaat dökülmeye başladı. Bunun yanında hepsinin ortaklaşa paylaştığı bir husus ise mevcut sistemde ekonomi ve dış politikaya yönelik bir değişiklik teklifinin olmayışı. Yani sistem muhafaza edilecek, küresel sermayenin sömürü hortumları insanımızın cebindeki parayı emmeye devam edecek. Buna mukabil toplumun daha rahat edebilmesi için bir takım yeni adımlar atılacak.

7 Haziran seçimlerinde asgari ücret artışı esas alınan bir yarış sürdürülmüştü, bu defa vaatler listesi daha da genişletildi. Elbette verilen sözlerin özellikli iktidar olacak parti ya da partiler tarafından unutulmaması esas olmalıdır. Bir başka husus ise iktidar partisinin açıkladığı vaatler listesinde yer alan hususların 12 yıl boyunca niçin yapılmadığı ya da yapılamadığı sorusunun cevabıdır. Bir diğer ifade ile iktidar partisinin vaatler listesi şimdiye kadar yapılmayan/yapılamayanların listesi olmasıdır. İnsana sormazlar mı, söz gelimi geçen seçimlerde asgari ücretin artırılması ve özellikle de Saadet Partisi sözcülerinin dile getirdiği asgari ücretten vergi alınmaması konusunda iktidar partisi sözcüleri, “Parayı nereden bulacaksınız da vereceksiniz Ya da bizim doldurduğumuz hazineyi boşaltmaya mı talipsiniz ” şeklinde niçin karşı çıkıyordu Elbette olmayan paranın verilmesi mümkün değildir. Ancak, bundan 5 ay önce asgari ücretin artırılmasına bütçenin imkân vermediğini ileri süren iktidar partisinin bu defa asgari ücretin az olduğuna kanaat getirerek artırma talebine katılmış olması ister istemez 5 ay içinde hazine doldu da asgari ücretin artırılmasına karar verildi ya da 5 ay önce de dolu idiyse bir kısmının topluma aktarılmasına iktidar partisi karşı mı çıkıyordu Ve yine 7 Haziran seçim kampanyasının partiler açısından ana konularından birisi de emeklilerin hayat şartlarının düzeltilmesine yönelik tekliflerdi. Aslında emeklilerin durumunun içler acısı olduğunu söylemeye bile gerek yok. Öyle olmasaydı 65 yaşın üzeri yaşlı ve emeklilere belediye otobüslerini ücretsiz yapmak söz konusu olur muydu Her ne ise, AK Parti’nin seçimlerden tek başına iktidar olma çoğunluğunu elde edemeden çıkması öyle anlaşılıyor ki, iktidar mensuplarına gerçeği göstermiş, emekli aylıklarına seyyanen 100 lira zam yapmayı beyannamelerine koymuşlar. Bu zam iktidar partisi tarafından daha önce de gündeme getirilmişti ama maaşı bin yüz liranın altında olanlara 100 lira şeklinde olmuştu. Böyle olunca da emeklilerin çok büyük bir bölümü zam dışı kalmıştı. Anlaşılan yanlışın farkına varılmış, uygulamayı yeniden düzenlemeye karar verilmiş. Bu arada kadın girişimcilere 100 liraya kadar 5 yıl vadeli kredi verilmesi, esnafa faizsiz kredi ve TOKİ evleri ile ayda 250 lira taksitle emekli ve asgari ücretlilerin ev sahibi olabilmesi gibi aslında uygulanmakta olan pek çok vaatte bulunuluyor. Özellikle esnafa, çiftçiye kısacası üreticilere faizsiz kredi verilmesi yıllar önce Erbakan Hoca’nın başbakanlığı döneminde uygulanmıştı. Ne var ki, bu gerçeğin iktidar partisi tek başına iktidar olma imkânını kaybedince farkına varmış. Çünkü üretim maliyetleri içinde faizin büyük bir payı olduğunu, rahmetli Erbakan Hoca yıllar boyu tüm Anadolu’yu dolaşarak 100 liraya satılan bir ürünün fiyatının üçte birinin faiz olduğunu şemalarla anlatmaya çalışmış ve neticede bu faizi tüketici olan fakir fukaranın ödediğini, fakir fukaranın cebinden faiz hortumu vasıtasıyla küresel semeye sahiplerinin kasalarına aktığını anlatmaya çalışmıştı.

Belli ki bir zamanlar rahmetli Erbakan Hocanın talebesi konumunda olanlar o zaman Hocayı iyi dinlememişler. Ne zaman ki, tek başına iktidar olma tablosu bozulmuş o zaman bir şeyleri hatırlamaya çalışmışlar. Böyle olunca da 7 Haziran’dan bu yana geçen sürede neler oldu da vaatler yumağında ya da sepetinde bu değişiklik oldu, bu değişiklikler tek başına iktidar olabilmek için söylenmiş sözler mi, kalıcı olacak mı sorularının cevabını zaman gösterecek.