Doğu Akdeniz üzerinde yaşanan tartışmalar üzzerinde diplomasi trafiği baş döndürürken, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) İsrail ile kurduğu "derin" temaslar Atina’da çatlak seslerin yükselmesine neden oldu.

YAPTIRIM BEKLERKEN ÖDÜL VERİLDİ

Filistin topraklarında yaşanan insani dram ve yıkım politikaları dünyanın tepkisini çekerken, Atina ve Lefkoşa’nın Tel Aviv ile el sıkışması şaşkınlık yarattı. Kountouris, bu zirvenin İsrail yönetimine verilmiş açık bir "ödül" olduğunu vurguladı. Özellikle Filistin’deki Helenistik ve Ortodoks mirasının sistematik olarak tahrip edildiği, kiliselerin tehdit altında olduğu bir dönemde Miçotakis’in sessizliğe gömülmesi, eleştirilerin dozunu artırdı. Atina’nın bu tavrının, Netanyahu hükümetinin sert adımlarına meşruiyet kazandırdığına dikkat çekildi.

ATİNA ABD'YE GÖRE HAREKET EDİYOR

Meydana gelen olanların yalnızca bölgesel bir "dostluk" olmadığı, perde arkasında çok daha büyük bir stratejinin yattığı dile getirildi. Sürecin Washington tarafından kurgulandığı ve ABD’nin, Rusya ile Türkiye’yi enerji denkleminden tamamen silmek için Yunanistan ve GKRY’yi sahaya sürdüğü kaydedildi. Geçmişte Balkanlar’a Rus gazı taşıma projelerinin neden rafa kalktığı hatırlatılırken, "Karamanlis’e yapılan baskılar bugün şekil değiştirerek devam ediyor" yorumları yapıldı. Hesapların şaştığı bu denklemde, Atina’nın ulusal çıkarlarından ziyade ABD'den gelen talimatlara göre hareket ettiği savunuldu.

İSRAİL'E "DEMOKRATİK DEVLET" TANIMI ORTALIĞI KARIŞTIRDI

Geçtiğimiz hafta Batı Kudüs’te gerçekleşen ve savunma iş birliğinin konuşuldupu zirve, Netanyahu’nun uluslararası yalnızlığını yok etme girişimi olarak değerlendirildi. Fakat asıl fırtına, Miçotakis’in İsrail’i "demokratik bir devlet" olarak tanımlamasıyla koptu. Vatandaşın aklında "Hangi demokrasi?" soruları dolaşırken, Yunanistan’ın İsrail’in politikalarına dolaylı yoldan kefil olması tarihsel bir hata olarak değerlendirildi

Bölgede kartlar yeniden dağıtılırken, Atina hükümetinin kendi içinden yükselen bu "vicdan muhasebesine" nasıl yanıt vereceği merak konusu. Gözler şimdi, sivil toplumun ve muhalefetin bu tehlikeli yakınlaşmaya karşı yükselteceği seste.

Muhabir: Abdulkadir Çeribaş