Yılmaz, altının yaklaşık 45 yıl sonra ilk kez böyle bir performans ortaya koyduğunu ifade ederek 2026 yılına yönelik görüşlerini paylaştı. Son dönemdeki yükselişin kendi öngörülerini de aşan bir boyuta ulaştığını söyledi. Bu tablo, altın piyasasına yönelik merakın artmasına yol açtı. Yatırımcıların geleceğe dönük beklentileri yeniden gözden geçirmesine neden olan bu süreç, küresel risklerle birlikte ele alındı. Altın ve gümüşün portföylerdeki yeri ise yeniden tartışılmaya başlandı.

Altının Rekor Kırmasına Aldanmayın! İşler Kötüye Gidiyor

Spot sonrası giriş bölümü: Yılmaz, katıldığı programda altın ve gümüş piyasalarına ilişkin soruları yanıtladı. ‘Nasıl Bir Ekonomi TV’ YouTube kanalında Şenay Zeren’in sorularını cevaplayan Yılmaz, altın ve gümüşte ortaya çıkan performansı beklemediğini açıkça ifade etti. “Açık söyleyeyim, 2026’daki en büyük yanılgılarımdan bir tanesi. Böylesine bir performansı ne altında ne gümüşte beklemiyordum” sözleriyle gelinen noktayı değerlendirdi. Ağustos aylarında 3300 dolar seviyelerinden başlayan yükselişi hatırlatarak, ilk zirve denemelerinde altının 4 bin doların altına sarkabileceği yönünde beklenti içinde olduğunu ancak bunun gerçekleşmediğini söyledi. Yaklaşık 45 yıl sonra görülen bu performansın istatistiksel açıdan da dikkat çekici olduğunu dile getirdi.

“45 Yıl Sonra Ortaya Çıkan Performans” Nasıl Okunmalı?

Yılmaz, 45 yıl sonra ortaya çıkan bu ölçekteki performansın iki yıl üst üste tekrar etme ihtimalinin zayıf olduğunu belirtti. İstatistikle yakından ilgilendiğini aktararak mevcut tablonun sıra dışılığını vurguladı. Bununla birlikte dünyadaki ezberlerin değiştiğini ve altına bakışın farklı bir noktaya geldiğini ifade etti. Altın ve gümüş piyasalarındaki mevcut hareketlerin, yeni bir dönemin işareti olarak değerlendirildiğini söyledi. Yaşanan gelişmelerin yatırımcıların risk algısını da etkilediğini belirtti. Bu açıklamalar, 2026 yılına ilişkin beklentilerin daha dikkatle ele alınmasına yol açtı.

Klasik Nedenler Yeterli mi?

Yılmaz, altına yönelik talebin geçmişte enflasyona karşı korunma ve düşük reel faiz dönemleriyle açıklandığını hatırlattı. Bugün gelinen noktada ise bu açıklamaların tek başına yeterli olmadığını söyledi. Merkez bankalarının artan altın talebi, değerlendirmelerinin merkezinde yer aldı. Rusya-Ukrayna savaşı sonrası bazı rezervlerin bloke edilmesinin birçok ülke için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Bu nedenle ilişkilerinde sorun yaşama olasılığı bulunan ülkelerin rezerv tercihlerinde altına yöneldiğini dile getirdi. Böylece altının küresel riskler karşısında yeniden öne çıkan bir araç haline geldiğini ifade etti.

2026 ve Sonrası İçin Temkinli Mesajlar

Yılmaz, 2026 yılına yönelik net bir yükseliş beklentisi açıklamadığını belirtti. Altın ve gümüşün portföylerde “sigorta” olarak bulunması gerektiğini vurguladı. Mevcut seviyelerden yeni alımlar konusunda temkinli durduğunu söyledi. Hızlı yükselişlerin ardından düzeltme ihtimalinin her zaman var olduğuna dikkat çekti. Jeopolitik riskler ve küresel siyasi belirsizliklerin sürmesi halinde sert geri çekilmeler beklemediğini ifade etti. Ancak bu seviyelerden yeni alım yapmayı tercih etmediğini belirtti. Böylece hem ihtiyatlı yaklaşımını hem de risk unsurlarının devam ettiğini dile getirdi.

Kaynak: Haber Merkezi