Almanya seçimleri her zaman Türk insanını yakından ilgilendirmiştir. Çünkü, bu ülkede yaşayan insanlarımızın sayısı 2.5 milyonun üzerindedir. Bu bakımdan hangi partinin ya da partiler birliğinin Almanyada iktidar olacağı Almanyadaki Türkler kadar Türkiyeyi de yakından ilgilendirir. Aslında 1960lı yıllarda başlayan Almanya göçünün ardından insanımız uzunca bir süre kendi başının derdine düşmüş, gittiği bir yabancı ülkede kök salmaya, orada dikiş tutturmaya çalışmıştır. Öyle ki uzun yıllar Türkiye de, Avrupaya giden işçilerimizle ilgilenmemiş, onları kendi hallerine terketmiştir. Gİderek dil öğrenen ve Alman vatandaşı olan vatandaşlarımızın sayısı milyonla ifade edilir hale gelmiştir. Artık Türkler Almanya seçimlerinde bizzat seçmen ve aday olarak sahneye çıkmıştır. Dolayısıyla seçimlerin bir parçası haline gelmiştir.
Bugün yapılan seçimlerin tüm bunlara ilaveten bir başka boyutu daha vardır. O da, 3 Ekimde başlayacak olan müzakereler ve Türkiyenin ABye üyeliğinde Almanya seçimlerden birinci çıkacak ve iktidar olacak parti açısından önem taşıyor. Çünkü, şu anda favori iki adaydan Angela Merker açık açık Türkiyenin ABye girmesine karşı olduklarını, buna karşılık özel bir statü verilmesini istemektedir. Sosyal Demokrat Schröder ise Türkiyenin AB üyeliğine destek vermektedir. Böyle olunca da Türkiyenin ABye girmesini isteyen ve savunanlar Schröderin seçimleri kazanmasını arzu ediyor. Kısacası, bugünkü Almanya seçimleri Almanlar kadar olmasa bile Türkiye ve Türkleri de çok yakından ilgilendiriyor.
Olayı Türkiyenin AB üyeliği dışında ele aldığımızda bile Almanyada yaşayan Türkler açısından bu seçimler sanki dönüm noktası olacak gibi bir görüntü veriyor. Sanki Merkel seçimleri kazanır iktidar olursa Almanyadaki Türklerin hayat şartları daha da zorlaşacak ve belki de pek çok Türk ülkelerine geri dönmek zorunda kalabileceklerdir. Hatta, Almanyada yabancı düşmanlığının yeniden hortlaması tehlikesi bile vardır. Bunun için tüm Türkiyenin Almanya seçimlerini sadece AB açısından değerlendirmesi ve yorumlaması bize göre yanlıştır, hatta tehlikeli gelişmelere zemin bile hazırlayabilir.Çok büyük bir farkla olmasa bile sanki seçimlerden Merkel galip çıkacak gibi görünüyor. Tüm medya ağız birliği etmişcesine Schröder kazansın diye tempo tutuyor. Tempo tutuyor diyorum, çünkü sergilenen tavır temenniyi çok aşıyor.
Peki seçimlerin sonunda Merkel iktidara gelirse -Öyle görünüyor- Türkiye Almanya ile ilişkilerini mi kesecek Meseleyi AB açısından ifade ediyor değilim.. Almanyada yaşayan Türkler açısından dile getirmeye çalışıyorum. Almanyada iktidarda kim ya da hangi parti olursa olsun bu ülkede çalışan Türklerle ilgili sorumluluklarımız yok mu, onların hayat tarzlarını daha iyi hale getirmek için çaba sarfetmek durumunda değil miyiz
Yoksa ABye girme sevdası bize Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki vatandaşlarımızı unutturdu mu Çünkü, Avrupa ile ilgili tüm değerlendirmelerimizi ABye göre yapıyoruz ve Birliğe girince sanki gerek Türkiye olarak gerek o ülkelerde çaşılan Türkler olarak tüm meselelerimiz bitecekmiş gibi bir hava estiriyoruz. Bize göre böyle bir havanın estirilmesi yanlıştır. Bunun da ötesinde Almanyada seçimleri ister Merkel ister Schröder kazansın Türkiye ABye alınacaksa bile girmesi için en az 10-15 yıl vardır. Kaldı ki büyük bir ihtimalle 10 yılı aşkın müzakerlerin sonunda Türkiyenin ABye alınma ihtimali çok zayıftır. Hatta yoktur. Olaylar ve gelişmeler bunu gösteriyor.
Nedense her olayda olduğu gibi bunda da hislerimizle hareket ediyoruz ve olayları bir tek hadise ile izah ediyor ona göre tavır belirliyoruz. Almanya ile ilişkilerimiz sadece AB ile ilgiliymiş, onun dışında ilişkimiz yokmuş gibi hareket ediyoruz.