Bazı fanatik AK Partililer…

Bizi köşeye sıkıştırmak kabilinden olsa gerek, itham ediyorlar:

“AK Parti bu kadar olumlu işler yaptı. Bunlar için bir teşekkür yazısı yazmayacak mısınız ”

Satırbaşları ile sayarak şu hizmetlerine teşekkür ediyoruz:

Çok geç de olsa kesintisiz eğitimin kaldırılması, noksan da olsa, bazı derslerin gençlerimize öğretilmeye başlanılması.

Kalitesini arttırıcı düzenlemeler olmasa da, İmam Hatip Liselerinin önünün açılması.

Yasal güvenceye kavuşturulamamış olsa da, üniversitelerde kılık kıyafet kısıtlaması yanlışlığına son verilmiş olması.

Sivil uzantılarına uzanılamamış olsa da, Türkiye’nin önünü tıkayan cunta heveslilerinden hesap sorulmaya başlanılması.

Kalitesi çok düşük de olsa, ulaşım ağının genişletilmesi, hızlı tren yollarının yapılmaya başlanılması.

Olmaması gereken bazı sınırlandırmaları bulunsa da, kadınlarımızın kıyafetlerinden dolayı kamuda çalışmasının önündeki engellerin kaldırılmış olması.

Bunlarla sınırlı değil. Müspet bir takım icraatlar elbette var.

Bundan önceki yazılarımız tetkik edilirse bu hizmetleri takdir ettiğimiz görülecektir.

Bu hizmetlerin maliyeti nedir diye sorduğumuzda ise, korkunç durumlarla karşı karşıya kalıp acı acı gülümsüyoruz.

Buyurun satırbaşları ile bir kısmını hatırlayalım:

Borca dayalı ekonomik sistem dolayısıyla ülkemizin borç batağına sürüklenmesi.

12 yılda yaklaşık 600 milyar TL faiz ödenmesi. Bu miktar iki de bir gündeme getirilen duble yol maliyetlerinin en az 20 katıdır.

Verimli verimsiz, neredeyse tüm sanayi tesislerimizin satılarak faizcilere ödenmiş olması.

Orman arazilerinin satılarak faizcilere ödeniyor olması.

Stratejik ve verimli topraklarımızın satılarak faizcilere ödeniyor olması.

Sanayimize hiç önem verilmemiş olması.

Tarımın ve hayvancılığın teşviki ve himayesi yerine, dışarıdan ithallerle öldürülmesi.

Ordu donatımımızın dışa bağımlılıktan kurtarılması gerekirken, daha da bağımlı hale getirilmesi.

Türkiye’nin her tarafına Haçlı silahlarının ve gözetleme- dinleme-karşı tedbir alma tesislerinin yerleştirilmesi, bunların kontrolünün de yine Haçlılara verilmesi.

Zinanın cezai müeyyidesinin kaldırılmış olması, yenilmesi haram gıdaların ticaretinin serbest bırakılması, marketlerde rahatlıkla satılır hale getirilmesi.

Mahalle ve sokaklarda kiliselerin rahatlıkla açılıyor olması. Manastır, kilise ve havralar inşa ve restore edilmesi, ibadete açılması.

Ahlaki erozyonun hızlandırılması, gençlerin ve hatta çocukların bu konularda yeterince korunmaması.

İslam ülkelerine saldıran ve işgal eden Haçlı ve Siyonist güçlerle işbirliği yapılması.

NATO işgal ve tecavüzlerine fiilen iştirak edilmesi.

İslam Birliği için hiçbir adım atılmamış olması. Aksine Müslüman ülkelerin darmadağın olmasına sebep olacak icraatın yapılmış olması ve yapılmaya devam edilmesi.

İslam Birliği için büyük bir imkan olan D-8’in önünün kesilmesi. Haçlı emellerine hizmet ettiğini açıkça söyledikleri halde, Birleşmiş Milletlerin alternatifi olan, İslam Birleşmiş Milletlerini kurmak için hiçbir adımın atılmamış olması.

Milyonlarca Müslüman’ın katledilmesine, Müslüman ülkelerinde yapılan tecavüz, yağma, gasp, sömürü, tahrip, gibi alçakça işlenen zulümlere maddi, manevi ve lojistik destek verilmesi.

Yanlış politikalarla tarihinde bir ilk olmak üzere Türkiye’nin yapayalnız bırakılması.

Avrupa kapısında illa bizi de alın diyerek nöbete yatılmış olması, bu uğurda çok yanlış icraata imza atılması ve atılmaya da devam edilmesi.

Tecavüzkar NATO’da bulunmaya devam edip de onların tecavüzlerini önlemek yerine, irade kullanamayıp mecburmuş gibi peşlerinden sürüklenmeleri.

ABD’nin iradesinin dışına çıkılamaması.

Başkaları da var. Bir köşe yazısına hacminin sınırlı olması itibariyle ancak birkaç konunun satırbaşını yazabildik.

Dostlar, şimdi bu icraatın müspet olanlarını terazinin bir kefesine, her biri yıkım sayılacak diğer icraatlarını da öbür kefesine koyalım.

Bizi nankörlükle ve müspet icraatları görmezden gelmekle suçlayan fanatik arkadaşlar! Allah aşkına sizce bu terazinin hangi kefesi ağır basar

Ya da bir kefeye kiloluğu koyun, diğer kefeye de bir sinek konmuş olsun. Bu ölçüde nispetsizlik yok mudur

Biz nankör değiliz!

Müsbeti alkışlarız. Ama sizler de bu kıytırık müspet hizmetlerin devasa maliyetini görmezden gelmeyin!

Gülünç olmayın!..

ÜÇ MAYIN

ABD, Avrupa ve İsrail

Yurdumun yolundaki üç mayın!

Ey halkım, bağımsızlığımız var

Zannederek avunup uçmayın!..