Bu vesile ile Yüce dinimizin kadına verdiği gerçek değeri ve hakları kısaca üç ana grubta toplayarak ve herbiri ile ilgili kesin naslara işaret edeceğiz.

a- İnsanî yönden kadın

Öncelikle bu ideolojiyle mücadele ederken Kur’ân-ı Kerîm’in ve Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin üzerinde durduğu husus şudur. Öncelikle kadın ve erkek değil, insan vardır. Yaratılış gayesi bakımından insan insandır. Sadece sorumluluklar açısından kadın ve erkek tasnif edilir. Ancak ALLAH Teâlâ’ya muhatap olma bakımından, ALLAH Teâlâ’nın vahyine muhatap olmak bakımından, ALLAH Teâlâ’ya kulluk bakımından, yaratılış gayesi bakımından, yeryüzünü imar etmek bakımından, yeryüzünde hakkı, hakikati, ahlâkı, fazileti yerleştirme bakımından kadınla erkek arasında hiçbir fark yoktur. Bu farkı kim ortaya koymaya kalkarsa, o ideolojiye teslim olmuş demektir. İslâm’ın mücadele ettiği cahiliye çağının anlayışını yeniden ortaya koyuyor demektir. Kur’ân-ı Kerîm’de ve Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin sünnetinde bu çok açık bir mesajdır. Her şeyden önce Kuran-ı Kerim ve Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz meseleye böyle bakmıştır. Kadın ve erkek aynı yaratılış gayesiyle yaratılmıştır. Yeryüzünü birlikte imar etmek için kadın da erkek de topraktan yaratılmışlardır.

İslâm’da erkekle kadın bir bütünün parçalarıdır. Biri diğeri için vazgeçilmez hayat arkadaşıdır. İbadet ve muamelelerde cinsiyet ayrılığından doğan önemsiz bazı farklar dışında, dinî görev ve sorumluluklarda kadın-erkek eşitliği esastır. İslâm’ın gelişinden önce toplumda hak ettiği yeri alamayan kadın, İslâmiyetle insana yakışır haklara sahib olmuştur. Kadının durumundaki bu önemli değişikliği bizzat Kur’ân-ı Kerîm getirmiş ve Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz bunu tamamlamıştır.

Yaratılış gayesi bakımından kadınla erkek arasında hiçbir fark yoktur, yaratılış bakımından kadın ve erkek eşittirler. Aynı asıldan gelmişler, bir tek ALLAH Teâlâ’ya iman ve ibadet etmekle emredilmişlerdir. Bütün insanlar Hz.Adem (A.S.)dan, Hz.Adem (A.S.) da topraktan yaratılmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurulur:

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar yaratıp yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinden dilekte bulunduğunuz ALLAH Teâlâ’dan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz ALLAH Teâlâ sizin üzerinizde gözetleyicidir.”

b- İslâm’da ana olarak kadın

1- Hz.Havva, bütün insanların annesidir. Bütün peygamberler anneleri olan kadınların şerefli mevkiilerini belirtmişlerdir.

2- Kur’ân-ı Kerîm’de, ALLAH Teâlâ’ya itaat ve ibadetten sonra Müslümanlar ana-babaya ihsan ve onlara iyilik etmekle emredilmişlerdir. Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor:

“ALLAH Teâlâ’ya ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara (köle, cariye, hizmetçi ve benzerlerine) iyi davranın. Allah kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.”  Nisa süresi:1

  Nisa süresi:36