2024 yılı itibarıyla boşanma sayısı 187 bin 343’e ulaşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamına ulaştı. Uzmanlar, bu artışın sadece toplumsal dinamiklerden değil, aynı zamanda boşanma süreçlerinin daha erişilebilir hale gelmesinden de kaynaklandığını belirtiyor.
Ekonomik koşulların da boşanma kararlarında önemli rol oynadığını belirten Avukat. F. W. Kerem Özşen şöyle devam etti:
“2024 yılı itibarıyla toplumda ciddi bir ekonomik darboğaz var. Erkekler, evlilik süresince oluşabilecek nafaka yükünden korkuyor, kadınlar ise artık ekonomik bağımsızlıklarını kazanmış durumda ve beklentileri yükseldi. Yani iki taraf da birbirinden maddi ve manevi anlamda çok daha fazlasını bekliyor ama bu beklentiler karşılanmadığında çözüm daha kolay ulaşılan boşanma oluyor. Özellikle Kadıköy Boşanma Avukatı olarak hizmet verdiğimiz bölgede şunu çok net görüyoruz: Boşanma kararı artık tabu olmaktan çıktı. 2000’li yıllarda aile baskısıyla sürdürülen evlilikler artık daha fazla devam ettirilmiyor. Taraflar daha bilinçli, haklarını biliyor ve anlaşmalı boşanma davası ya da çekişmeli boşanma davası süreçler konusunda önceden bilgi sahibi oluyorlar.”
Son olarak doğum oranlarındaki düşüşe de dikkat çeken Özşen, şunları kaydetti:
“Toplumda evliliğin artık bir çocuk kurumu olarak değil, duygusal ve konfor odaklı bir birliktelik olarak görülmesi doğurganlık oranını da düşürüyor. İnsanlar çocuk sahibi olmayı geciktiriyor veya tamamen vazgeçiyor. Bu da hem boşanma oranlarını artırıyor hem de Türkiye'nin uzun vadeli demografik yapısını etkiliyor.”
Evlilik Sayıları Nüfus Artışına Oranla Geriliyor
2001 yılında 66 milyon olan Türkiye nüfusunda 544 bin 322 evlilik gerçekleşti. 2004 yılında bu sayı 615 bin 357’ye yükselse de, sonrasında istikrarlı bir düşüş yaşandı. 2014 yılında 599 bin 704 olan evlilik sayısı, 2024 yılına gelindiğinde 568 bin 395’e geriledi. Bu durum evlenme oranlarında dramatik bir düşüş anlamına gelmese de, nüfus artışıyla kıyaslandığında evliliklerin azaldığı net bir şekilde görülüyor.
Boşanma Sayısı 2 Katına Çıktı
Evliliklerdeki durağanlık boşanma verilerinde tam tersi bir tabloyu ortaya koyuyor. 2001 yılında 91 bin 994 boşanma gerçekleşmişken, 2024'te bu sayı iki katına çıkarak 187 bin 343’e ulaştı. Bu çarpıcı artış, hem toplumsal yapının değiştiğine hem de insanların evlilikten beklentilerinin dönüştüğüne işaret ediyor.
“Boşanma davalarının artmasının başlıca nedeni, insanların sosyal medya platformları tarafından sürekli olarak uyarılması, deyim yerindeyse dijital olarak taciz edilmesi. Özellikle Instagram gibi uygulamalarda insanların hayatlarına dair gerçekçi olmayan beklentiler oluşturuluyor. Bu da evlilik kurumu üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor,” diyen Avukat Kerem Özşen, evliliğe dair sabır eşiğinin her geçen gün daha da düştüğünü belirtti.
İlk 5 Yılda Boşanma Oranı Yüksek2024 yılı verilerine göre boşanmaların %33,7’si evliliğin ilk beş yılında gerçekleşti. Bu oran, çiftlerin evliliğin başında yaşadığı uyum sorunlarının kritik bir boşanma nedeni olduğunu gösteriyor. Ayrıca boşanmaların %21,3’ü ise evliliğin 6-10 yılı içinde meydana geldi.
İstatistikler, evliliğin ilk yıllarında taraflar arasında çözülmeyen çatışmaların biriktiğini ve bu durumun mahkeme salonlarında sonlandığını gösteriyor. Aile Hukuku çerçevesinde mahkeme içtihatlarının ve toplumsal teamüllerin de değişmeye başladığı bu son yıllar göz önüne alındığında, Türkiye’de aile yapısının ilerleyen yıllarda ne şekilde değişeceği merak konusu oldu.
Boşanmanın En Fazla Görüldüğü İller
2024’te bin nüfus başına düşen boşanma sayısı anlamına gelen kaba boşanma hızının en yüksek olduğu il Antalya oldu (binde 3,29). İzmir (3,09) ve Karaman (3,04) listede onu takip etti. Boşanmanın en az yaşandığı iller ise Hakkâri (0,45), Şırnak (0,55) ve Siirt (0,60) oldu.
Sosyolojik olarak bu farklılıkların birçok nedeni olabilir. Özellikle büyükşehirlerde kadınların ekonomik özgürlüklerinin artması, evlilik içi şiddete veya uyumsuzluğa karşı daha fazla direnç gösterebilmelerine imkân tanıyor Bağdat caddesi boşanma avukatı. Bu nedenle büyük şehirlerde boşanma oranlarının artması bir tesadüf değil.
Kaynak: ozsenhukuk.com
