Peki, bu süreçte hangi üniversiteler öne çıkıyor, dil yeterliliği ne kadar belirleyici, mezuniyet sonrası fırsatlar gerçekten beklendiği gibi mi? Tüm bu soruların yanıtını ELT Yurtdışı Eğitim Merkez Ofisler Direktörü Can ATAÖZDEN ile gerçekleştirdiğimiz röportajda…
Almanya, Avrupa'nın akademik anlamda en saygın eğitim sistemlerinden birine sahip. Sizce Almanya'yı uluslararası öğrenciler için bu kadar cazip kılan başlıca unsurlar neler?
Almanya üniversitelerini cazip kılan en temel unsur, "eğitimde kalite"yi herkes için erişilebilir hale getirmeleri diyebilirim.
Birçok Alman devlet üniversitesinde öğrenim ücretlerinin ya hiç olmaması ya da sembolik düzeyde tutulması, fırsat eşitliği açısından çok önemli bir avantaj. Bununla birlikte Almanya üniversiteleri, teorik bilginin yanı sıra uygulamaya, araştırmaya ve üretime de büyük önem veriyor. Yani öğrenciler sadece teorik bilgi edinmiyor, aynı zamanda bir şeyler tasarlıyor, geliştiriyor, deneyimliyor.
Ayrıca Almanya'nın istikrarlı ekonomisi ve güçlü sanayi altyapısı, üniversite sonrası kariyer planlarını da son derece somut hale getiriyor. Öğrenciler, eğitim sürecinde edindikleri bilgi ve becerileri doğrudan iş dünyasına taşıyabiliyorlar.
Türkiye'den öğrencilerin Almanya'ya ilgisi son yıllarda ciddi biçimde artıyor. ELT Yurtdışı Eğitim olarak bu artışı sahada nasıl gözlemliyorsunuz? Öğrencilerin motivasyonları geçmişe kıyasla nasıl değişti?
Evet, son birkaç yılda Almanya üniversitelerine olan ilginin belirgin biçimde arttığını net olarak söyleyebilirim. Eskiden öğrencilerimizin Almanya'yı tercih etmesindeki temel neden çoğunlukla "ücretsiz eğitim"di. Bugünse tablo çok daha farklı. Artık öğrenciler sadece ekonomik avantajlara değil; eğitim kalitesine, mezuniyet sonrası kariyer fırsatlarına ve uluslararası yaşam deneyimine de büyük önem veriyor.
Sahada gözlemlediğimiz en belirgin değişim, öğrencilerin hedef odaklı hale gelmesi. Eskiden "yurtdışında okumak istiyorum" diyen gençlerin yerini, "Almanya'da mühendislik eğitimi almak istiyorum çünkü bu alanda Ar-Ge'ye yatırım yapılıyor" diyen bilinçli bir öğrenci profili aldı. Bu, bence çok kıymetli bir dönüşüm.
Ayrıca ailelerin de bu sürece bakışı olgunlaştı. Eskiden sadece "çocuğum yurtdışında okusun" düşüncesi hakimdi; şimdi ise "çocuğum geleceğini nerede, nasıl inşa edebilir" sorusu ön planda. Bu da bizi danışmanlık sürecinde çok daha derin, kişiye özel yönlendirmeler yapmaya teşvik ediyor.
Almanya'da eğitim almak isteyen öğrenciler için en çok merak edilen konulardan biri dil yeterliliği. Almanca bilmeden Almanya'da üniversite okumak gerçekten mümkün mü?
Bu soru, bize en sık yöneltilen sorulardan biri ve oldukça önemli bir konuya değiniyor. Kısaca yanıt vermem gerekirse: Almanca bilmeden Almanya üniversitelerinden kabul almak mümkün ama planlı bir şekilde ilerlemek şart.
Bazı devlet üniversiteleri, öğrencinin Almanca seviyesi yeterli olmasa bile uluslararası öğrencilere "şartlı kabul" imkanı sunuyor. Bu, öğrencinin önce üniversitenin hazırlık sınıfında veya bir dil okulunda Almanca öğrenmesi anlamına geliyor. Genellikle C1 seviyesine ulaşıldığında lisans programına başlanabiliyor. Yani sıfırdan başlayıp adım adım ilerleyen öğrencilerimiz, kısa sürede akademik seviyede Almanca konuşabilir hale geliyorlar.
Öte yandan, İngilizce eğitim veren özel üniversiteler de oldukça yaygın. Özellikle işletme, mühendislik, bilişim ve tasarım gibi alanlarda İngilizce programlar tercih eden öğrencilerimiz, Almanca bilmeden de eğitimlerine başlayabiliyorlar.
Ancak burada altını çizmem gereken bir nokta var: Almanca sadece eğitim dili değil, aynı zamanda günlük yaşamın, sosyal uyumun ve iş hayatının anahtarı. Dolayısıyla öğrencilerimize her zaman, İngilizce programda dahi olsalar, Almanca öğrenmelerini güçlü şekilde tavsiye ediyoruz. Çünkü mezuniyet sonrası Almanya'da kalmak, staj veya iş bulmak istiyorlarsa, Almanca bilmek çok büyük avantaj sağlıyor.
"Şartlı kabul" kavramı son dönemde sıkça duyulmaya başlandı. Bize biraz bu sistemin nasıl işlediğinden ve öğrenciler açısından ne gibi fırsatlar sunduğundan bahsedebilir misiniz?
Evet, "şartlı kabul" son yıllarda hem öğrenciler hem de veliler arasında oldukça merak edilen bir konu haline geldi. Aslında sistem oldukça mantıklı bir yapıya dayanıyor ve özellikle Almanca seviyesi yeterli olmayan öğrenciler için büyük bir fırsat sunuyor.
Şöyle açıklayayım: Almanya'daki bazı devlet üniversiteleri, öğrencinin akademik yeterliliklerini uygun bulduğu halde Almanca seviyesi istenen düzeyde değilse, ona şartlı kabul veriyor. Bu, "akademik olarak seni kabul ediyoruz ama eğitime başlamadan önce dil yeterliliğini tamamlaman gerekiyor" anlamına geliyor.
Bu süreçte öğrenci, üniversiteye bağlı bir hazırlık okulunda ya da akredite bir dil okulunda Almanca dil eğitimi alıyor. Genellikle hedef seviye C1 düzeyi oluyor. Dil eğitimi tamamlanıp TestDaF, Telc veya DSH gibi bir sınavda yeterli skoru aldığında öğrenci lisans eğitimine başlıyor.
ELT olarak, öğrencilerimizin hangi üniversitelerin şartlı kabul sunduğunu, hangi şehirlerde dil hazırlığı alabileceklerini ve süreci nasıl adım adım ilerleteceklerini net şekilde planlıyoruz.
Kısacası şartlı kabul, Almanya'da üniversite eğitimi hedefleyen ama dil seviyesini henüz tamamlamamış öğrenciler için bir "kapı aralayıcı" sistem diyebilirim. Doğru planlamayla bu kapı, Almanya'da güçlü bir akademik geleceğe açılıyor.
İngilizce eğitim veren özel üniversiteler, özellikle küresel kariyer hedefleyen öğrenciler için önemli bir alternatif oluşturuyor. Bu kurumlar, Almanya'nın genel eğitim vizyonu içinde nasıl bir rol oynuyor sizce?
İngilizce eğitim veren özel üniversiteler Almanya'nın yükseköğretim sisteminde son yıllarda çok stratejik bir konum kazandı. Almanya geleneksel olarak akademik disiplini, araştırma odaklı yaklaşımı ve ücretsiz devlet üniversiteleriyle bilinir; fakat globalleşen dünyada eğitim modeli de evriliyor. İngilizce programlar, tam da bu dönüşümün bir sonucu.
Bu kurumlar, özellikle uluslararası öğrenci çeşitliliğini artırmak ve küresel iş gücüyle daha güçlü bağlar kurmak açısından çok önemli bir rol üstleniyor. Örneğin işletme, mühendislik, dijital pazarlama, uluslararası ilişkiler gibi bölümler tamamen İngilizce olarak yürütülüyor. Bu da öğrencilerin yalnızca Almanya'da değil, dünyanın her yerinde geçerliliği olan bir diplomaya sahip olmalarını sağlıyor.
Ayrıca özel üniversitelerin fark yarattığı bir diğer alan da esneklik. Devlet üniversitelerine kıyasla sınıf mevcutları daha küçük, akademisyenlerle iletişim daha yakın, uygulamalı projelere ve staj fırsatlarına çok daha fazla yer veriliyor. Bu da öğrencinin kendini sadece akademik olarak değil, profesyonel anlamda da geliştirmesine imkan tanıyor.
ELT olarak biz de bu noktada öğrencilerimizin hedeflerini analiz ediyoruz. Kimi öğrenci için devlet üniversitesi en doğru tercih olurken, kimi öğrenci için özel bir üniversitede İngilizce program çok daha uygun olabiliyor. Önemli olan, öğrencinin vizyonuna ve kariyer hedeflerine uygun yolu belirlemek.
Türk öğrencilerin en çok tercih ettiği Alman üniversiteleri hangileri?
Türk öğrenciler arasında Almanya üniversiteleri denildiğinde öne çıkan bazı isimler özellikle teknik ve mühendislik alanlarında güçlü bir geçmişe sahip okullar oluyor. Örneğin Münih Teknik Üniversitesi (TUM), Karlsruhe Teknoloji Üniversitesi ve RWTH Aachen, mühendislik ve teknoloji alanındaki prestijleriyle öğrencilerin radarında ilk sıralarda yer alıyor.
Bunun yanı sıra Münih Ludwig-Maximilians Üniversitesi ve Heidelberg Üniversitesi gibi köklü devlet üniversiteleri, sosyal bilimler ve işletme programlarıyla da oldukça talep görüyor. Ayrıca Berlin, Münih, Frankfurt ve Hamburg gibi büyük şehirlerdeki; Gisma, BSBI, UE, Arden, Constructor University gibi özel üniversiteler, hem akademik kaliteleri hem de İngilizce eğitim imkanıyla çok fazla tercih ediliyor.
Kısacası, Almanya üniversiteleri, Türk öğrencilerin en çok tercih ettiği seçenekler arasında yer alıyor. Her öğrencinin hedefi ve bölümü farklı olduğundan, seçim sürecinde rehberlik almak bu noktada kritik önem taşıyor.
ELT olarak yıllardır binlerce öğrencinin yurtdışı eğitim hayalini gerçeğe dönüştürdünüz. Sizi en çok etkileyen bir Almanya başarı hikayesini bizimle paylaşabilir misiniz?
Her öğrencimizin hikâyesi bizim için ayrı bir motivasyon kaynağı, ama Almanya'da eğitim alan bir öğrencimizin yolculuğu özellikle aklımda kaldı. Kendisi, küçük bir Anadolu şehrinden gelmişti ve Almanca bilgisi neredeyse sıfırdı. Biz onunla birlikte adım adım bir plan oluşturduk. Önce, Türkiye'de Almanca dil eğitimi almaya başladı. Aynı zamanda şartlı kabul başvurusu yaptık. Bir ay içinde şartlı kabulü geldi. A2 dil sertifikasını aldıktan sonra, Almanya'ya dil okuluna gönderdik. Hazırlık sınıfında yoğun bir dil eğitimi aldı ve yaklaşık dokuz ay içinde C1 seviyesine ulaştı.
Ancak iş sadece dil öğrenmekle bitmedi; öğrencimiz aynı zamanda sosyal entegrasyon ve akademik disiplin konusunda da büyük çaba gösterdi. Üniversitede grup projelerinde aktif rol aldı, staj fırsatlarını değerlendirdi ve okulu bitmek üzereyken Almanya'da prestijli bir şirketten iş teklifi aldı.
Doğru planlama, rehberlik ve öğrencinin azmi birleştiğinde, uzak görünen hedefler bile gerçeğe dönüşebiliyor. İşte bu yüzden her öğrenci bizim için bir başarı hikâyesi potansiyeli taşıyor ve bu yolculuğun parçası olmak, ELT olarak en büyük gururumuz.
Son olarak, Almanya'da üniversite eğitimi almayı düşünen gençlere neler tavsiye edersiniz?
Almanya'da üniversite okumak isteyen gençlere en önemli tavsiyem, bu süreci sadece bir akademik hedef olarak değil, aynı zamanda kişisel bir yolculuk olarak görmeleri. Yani yalnızca derslerle ve sınavlarla sınırlı kalmayın; kültürel adaptasyon, sosyal ilişkiler, kendi sorumluluklarınızı yönetme gibi beceriler de bu deneyimin ayrılmaz parçaları.
Hazırlık sürecinde disiplin ve planlama büyük önem taşıyor. Almanya üniversiteleri, öğrenciden kendi öğrenme sürecini yönetmesini ve sorumluluk almasını bekler. Bu nedenle zaman yönetimi, öz motivasyon ve problem çözme yetileri öne çıkıyor.
Ayrıca, merak ve esneklik de vazgeçilmez değerler. Farklı kültürlerden insanlarla etkileşim kurarken açık fikirli olmak, yeni deneyimlere kapıyı aralıyor. Dil öğreniminden sosyal yaşama, akademik başarıdan staj ve kariyer fırsatlarına kadar her adımda bu değerler size yol gösterecek.
Bu Bir İlandır




