Mart ta yapılacak özellikle belediye seçimlerinde bir ilk
yaşanacak. Yani düzenlemeye göre büyükşehir statüsüne kavuşmuş olan illerde
belediye başkan adaylarına il sınırları içerisinde oturan tüm seçmenler oy
verecekler. Böyle olunca da büyükşehir adayları kendilerini il merkezi ve tüm
ilçelerde tanıtmak durumundalar. Hatta sadece adaylığı kesinleşmiş olanlar
değil aday adayları da ilin tüm ilçe ve beldelerini dolaşmak, hatta afişlemek
suretiyle tanıtımlarını yapmak zorundalar. Bir ilin tüm ilçelerini dolaşmak
sanıldığı kadar kolay olmayacağı gibi, büyük bir masrafı gerektirecektir. Yani,
zaten büyük harcamaları gerektiren partilerin seçim kampanyaları özellikle
büyükşehir belediye başkan adayları için yeni harcamaları gündeme getirmiştir.
Dereye giren paçalarını sıvamak zorundadır ama buna rağmen paçaların ıslanması
da kaçınılmaz olabilir. Bu bakımdan mahalli seçimlerde aday olmak isteyenler
her türlü sıkıntıyı ve harcamayı göze almak zorundadırlar. Bundan da doğal bir
şey olamaz. Ama seçimlerin giderek parası olanların öne çıkabileceği bir yarış
haline dönüşmesinin ciddi sorunlara yol açacağına dikkat çekmek istiyorum.
Çünkü görünen o ki, seçimler partilerin görüşlerini topluma anlatma ve ikna
etme yarışı olmaktan çıkarak parası olanların sesinin çıktığı ve duyulduğu bir
yarış haline alıyor. Kısacası, parası olan partiler ve adaylar seslerini
duyuracak propagandalarını yapabilecek olmayanlar ise formalite icabı
varlıklarını sürdüreceklerdir. Bunun adı da demokratik yarış olacak öyle mi
Daha önce de belirtmiştim. Her ağzını açan demokrasiden
ve demokratikleşmeden söz ediyor ama demokrasinin tüm kuralları ile
işleyebilmesi için gereken adımlar atılmıyor. Bu bakımdan demokratikleşmenin
önce partilerin içyapısında sağlanması gerekiyor. İkinci olarak da partilerin
seçimlerde eşit olmasa bile belli şartlarda yarışmasının sağlanması gerekiyor.
Bu sağlanamadığı sürece demokrasi şarkıları söylemenin fazlaca bir anlamı
olmayacaktır.
Bir ilde partilerin büyükşehir belediye başkan adayları
merkeze 200 220 kilometre uzaktaki ilçe seçmeninden de oy isteyecektir. Yeni
düzenlemeye göre bir ilin bütün ilçeleri artık ilin merkez ilçesi gibi
olmuştur. Böyle olunca bir belediye başkan adayının tüm ilçeleri gezmesi, çok
sayıda ekip oluşturmasını, bir o kadar araba temin edilmesini, afişler,
broşürler bastırılması ve bunların tüm ili kapsayacak şekilde dağıtılması
gerekiyor. Kısacası artık mahalli seçimler de genel seçimler gibi bir para
harcama yarışına dönüşmüş durumda. Diyebiliriz ki, ne kadar para harcadıysan
sokak ve meydanlarda o kadar görüntü verebileceksin. Parası olmayanlar ise
ortada görünemeyecekler. Böyle olunca da seçmen nazarında ortada görünenler bir
anlam ifade edecek, diğerlerinin projelerini bile bilemeyecektir.
Gelinen noktada toplumda giderek yaygınlaşan Paran kadar
konuş materyalist anlayış, mahalli seçimler için de geçerli olacaktır. Böyle
olunca da büyük şehir statüsüne tüm ilçelerin dâhil edilmesinin yararları
nedir Bu yararlar topluma gerektiği ölçüde anlatılabilmiş midir Ya da ilk
seçimlerde büyükşehir belediye başkan adayları mı son durumu anlatacaklardır
Derdim büyükşehir statüsünün ne getirip ne götüreceğinden çok seçim
kampanyalarının giderek büyük paralar harcamayı gerektirir hale gelmesine
dikkat çekmeye, eğer seçimler demokratik bir yarış, siyasi partiler de
demokrasilerin gerçekten vazgeçilmez unsurları ise, bu yarışta şartlar
eşitlenemese bile birbirine yakınlaştırılmalıdır. Aksi, halde parası olanlar
yarışacak diğerleri ise formaliteyi tamamlayacaklardır. Böyle olunca da
darbelerin son bulmasını, demokrasinin tüm kuralları ile yerleşmesini beklemek
boşuna olacaktır.
Siyasi partilerin kurulması kolay olsa da,
teşkilatlanması ve varlıklarını sürdürmeleri sanıldığı kadar kolay olmuyor.
Böyle olunca da partiler özellikle seçim kampanyalarında kaynak aramak zorunda
kalıyorlar. Hazineden beslenenler için seçim kampanyaları kolay ve rahat
geçerken, sadece üyelerinin destekleri ile varlıklarını sürdüren partiler eşit
olmayan şartlarda yarışta yerlerini alıyorlar.