* Bundan sonra artık gazete, dergi, TV ve ajanslarda, internet medyasında muhabir çalıştırmaya gerek yok! Nasılsa yapay zekâ programı haberleri de yazıyor! Böyle bir şey olabilir mi?
* Cevap veriyoruz; cevabımız net ve kısa; kocaman HAYIR! Zira;
* Yapay zekânın iradesi yok, olamaz!
* Yapay zekânın duyguları yok, olamaz!
* Yapay zekânın sevinçleri yok, olamaz!
* Yapay zekânın kıyaslama yeteneği yok, olması da mümkün değildir!
* Yapay zekânın analitik düşünme yeteneği yok, olması da mümkün değildir!
* Yapay zekâ maziyi bilse bile ders alamaz!
* Yapay zekâ atiyi zaten bilemez, bilse bile ders veremez!
***
Bunlar gibi onlarca sebepten dolayı;
* Gazetelerde, dergilerde, televizyonlarda, ajanslarda, internet medyasında muhabirlerin yaptığı işi yapay zekâ yapamaz, yapması da mümkün değildir! Yapay zekâ, özel haber asla ve kat’a yapamaz!
* İşte bundan dolayıdır ki gazete, TV, internet medyası ile ajans patronlarına, genel yayın yönetmenlerine, yetkililerine buradan şöyle seslenmek isteriz;
- Gazete demek, televizyon demek, ajans demek, internet medyası demek haber demek! Haber demek, muhabir demektir. Muhabirsiz haber yazılmaz. Siz siz olun bu yapay zekâ programlarına bakıp muhabirsiz kalmayın!
Acizane görüşümüz budur...
AMA DURUN BİR DAKİKA!
Şunun için durun diyoruz;
2025 Dünya Ticaret Raporu’nda, boşluklar kapatılırsa yapay zekanın 2040 yılına kadar ticareti yaklaşık yüzde 40 oranında artıracağı öngörüsüne yer verildi.
Son derece ilginç tespitler...
Ekonomilerin hammadde, yarı iletken ve ara girdiler gibi yapay zekâ destekli ürünlere erişmesine yardımcı olarak küresel ticaretin 2023 yılında toplam 2,3 trilyon ABD dolarına ulaştığı tahmin ediliyor.
Dünya Ticaret Örgütü (World Trade Organization-WTO), bu yılın temasının “Geliştir, Yarat ve Koru” olarak belirlendiği ve 4.200’den fazla katılımcının kayıt yaptırdığı DTÖ Kamu Forumu’nun ilk gününde, 2025 Dünya Ticaret Raporu’nu açıkladı.
Rapor, yapay zekâ ile uluslararası ticaret arasındaki karmaşık ve hızla gelişen ilişkiyi ve bu ilişkinin kapsayıcı büyümeyi nasıl şekillendirebileceğini inceliyor.
DTÖ, YAPAY ZEKA İLE KÜRESEL TİCARETTE SIÇRAMA BEKLİYOR
Doğru destekleyici politikalarla yapay zekânın (YZ), üretkenlik artışları ve daha düşük ticaret maliyetleri sayesinde sınır ötesi mal ve hizmet akışlarının değerini 2040 yılına kadar yaklaşık %40 oranında artırabileceğini ortaya koyan Rapor, ancak, YZ ve ticaretin kapsayıcı büyümeye katkıda bulunabilmesi ve faydalarının geniş çapta paylaşılabilmesi için dijital uçurumu kapatacak, iş gücü becerilerine yatırım yapacak ve açık ve öngörülebilir bir ticaret ortamını sürdürecek politikaların uygulanması gerektiğini belirtiyor.
YZ yazılımlarının şirketlerin karmaşık düzenlemelere uyumunu kolaylaştırıp ekonomilerde verimliliği artırdığı vurgulanarak, yapay zekanın ticaretteki en büyük etkisinin dijital hizmetlerde görüleceğinin altı çizilen rapora göre, yapay zekâ, 2040 yılına kadar ticaret ve GSYİH’de önemli artışlara yol açabilir ve düşük, orta ve yüksek gelirli ekonomiler arasındaki farklı politika ve teknolojik ilerleme seviyelerine bağlı olarak küresel ticaretin farklı senaryolarda %34-37 oranında artması öngörülüyor.
Bu arada, küresel GSYİH'de farklı senaryolarda %12-13'lük bir artış görülebilir.
Ticaret ise, ekonomilerin hammadde, yarı iletken ve ara girdiler gibi yapay zekâ destekli ürünlere erişmesine yardımcı olarak kapsayıcı yapay zekâ destekli büyümenin güçlü bir destekleyicisi olabilir.
DTÖ raporu, bu ürünlerdeki küresel ticaretin 2023 yılında toplam 2,3 trilyon ABD dolarına ulaştığını tahmin ediyor.
Ancak yapay zekânın hedefe yönelik yatırımlar ve kapsayıcı politikalar olmazsa mevcut bölünmeleri derinleştirebileceği uyarısı yapılan DTÖ raporunda, “Yapay zekânın geliştirilmesi ve yaygınlaşmasının etkileri, birçok çalışan ve hatta tüm ekonomilerin geride kalabileceği endişesini beraberinde getiriyor” denildi.
***
Düşük ve orta gelirli ekonomilerin, yüksek gelirli ekonomilerle dijital altyapı farkını %50 oranında azalttığı ve yapay zekayı daha yaygın olarak benimsediği bir senaryoda, bu ekonomilerin gelirlerinin sırasıyla %15 ve %14 oranında artacağı öngörülüyor.
Raporda ayrıca, açık ve öngörülebilir ticaret politikalarına duyulan ihtiyaç vurgulanarak, yapay zekâ ile ilgili mallara uygulanan niceliksel kısıtlamaların sayısının, yüksek ve orta-üst gelirli ekonomilerin etkisiyle 2012'de 130'dan 2024'te yaklaşık 500'e çıkarak zaman içinde keskin bir artış gösterdiği belirtiliyor.
Yapay zekâyı destekleyen mallara erişim eşitsiz olmaya devam ediyor ve bazı düşük gelirli ekonomilerde bağlı tarifeler %45'e kadar ulaşıyor.
Raporda, eğitim ve öğretime yatırım yapmanın ve uygun işgücü piyasası politikalarının uygulanmasının, ekonomiler içindeki eşitsizliğin artmasını önlemeye yardımcı olabileceği belirtiliyor.
Rapor, DTÖ'nün yapay zekâya ve faydalarına kapsayıcı erişim sağlamadaki rolünü vurguluyor.
Raporda, kuruluşun DTÖ üyelerine yapay zekâ ile ilgili ticaret önlemlerini tartışabilecekleri bir forum sağladığı belirtiliyor ve DTÖ'de dile getirilen 80 spesifik ticaret endişesinin yapay zekâya odaklandığı vurgulanıyor.
E-Ticaret Çalışma Programı kapsamında yapay zekâ ve kapsayıcı ticaret üzerine özel tartışmalar da yürütülüyor.
DTÖ KAMU FORUMU’NDA RAPOR TANITILDI
Genel Direktör Okonjo-Iweala, DTÖ Raporunun tanıtımının yapıldığı 17 Eylül'deki Kamu Forumu’nun açılışında da şunları söyledi:
“Yeni rapor, küresel ticaret sisteminin 80 yıldır yaşadığı en kötü aksaklıkların ortasında geliyor. Ancak ticaret, büyüme ve kalkınma beklentilerine yönelik risklerin yanı sıra, parlak noktalar da var ve bunlardan biri de yapay zekanın potansiyeli.
Ticarete karşı süregelen siyasi tepkinin, küreselleşmenin son 30-40 yılında eğitime, becerilere, yeniden eğitime ve sosyal güvenlik ağlarına yapılan yetersiz yatırımla büyük ilgisi var. Yapay zekâ konusunda bu hatayı tekrarlamayı göze alamayız.”





