Su Ekonomisi Küresel Komisyonları'nın 2023 raporunda, dünya nüfusunun 2.050 itibarıyla 9,7 milyara çıkması beklenirken, 2030'da % 40'lık bir arz açığı olacağı uyarısında bulunuldu.
Yolsuzluk ve su kaynaklarının kötü yönetimi de birçok ülkedeki akut su problemini daha da büyüttü.
Dünyadaki suyun % 95'i okyanuslardayken, pek çok kişi deniz suyunun potansiyel çözüm olduğunu söylüyor.
Ancak şu anda küresel su kullanımındaki payı çok küçük.
Çalışmalar, tuzlu su arıtma tesislerinin dünya genelinde 20 binden fazla yerde yapıldığını ve 10 yıl öncesine kıyasla iki katına çıktığını gösteriyor.
Dünyanın önde gelen su şirketlerinden, tuzlu su arıtma alanında da tecrübeli Veoila'nın CEO'su Estelle Brachlianoff, "Tuzlu su arıtma piyasasının gelecek beş yıl içinde büyümesi bekleniyor.
Özellikle de Ortadoğu, Kuzey Afrika, Asya Pasifik ve bazı Avrupa ülkelerinde" diyor.
O ÜLKE BAŞKENTİNDEN FERYATLAR YÜKSELİYOR!
Tuzlu su arıtma sistemi neden bu kadar gündeme geldi, gelmeye de devam ediyor?
Aşağıdaki habere dikkat;
Gelen haberlere göre, İran’ın başkenti Tahran’da su seviyesi kritik düzeye indi...
Su İdaresi Genel Müdürü Behzad Parsa, kentte yalnızca iki haftalık içme suyu stoğu kaldığını ve mevcut gidişatın değişmemesi hâlinde halkın ciddi bir su kesintisiyle karşılaşacağını duyurdu.
Ülkede yaygınlaşan su kesintileri nedeniyle şehirlerde halk sokağa çıkarak protesto gösterileri düzenledi.
Yetkililer, yaşanan krizin temel nedenleri arasında uzun süredir devam eden kuraklık ve altyapıdaki yetersizlikleri gösteriyor.
Ancak çevre uzmanları, asıl sorunun yanlış su politikaları, plansız kentleşme ve yönetimsel ihmallerden kaynaklandığını vurguluyor.
Tahran çevresindeki barajların çoğunda su seviyesi kritik eşiğin altına düşerken, tarımda ve sanayide yapılan aşırı su kullanımı da durumu daha da ağırlaştırıyor.
Vatandaşlar ise haftalardır düşük basınçlı su ve kesintiler nedeniyle günlük yaşamlarını sürdürmekte zorlanıyor.
İran’da yıllardır devam eden yetersiz altyapı yatırımları ve merkezi yönetimin plansız uygulamaları, sadece Tahran’da değil ülke genelinde de benzer krizlerin yaşanmasına neden oluyor.
Uzmanlar, hükümetin kısa vadeli çözümler yerine sürdürülebilir su yönetimi politikalarına yönelmemesi hâlinde, ülkenin çok yakında daha büyük bir çevresel felaketle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunuyor.
