Birkaç gün önce...
Erzincan'ın, bugüne kadar gördüğü en büyük depremin, 1939 Büyük Erzincan Depremi’nin yıl dönümü idi...
Şehir yerle bir oldu. Binlerce kişi hayatını kaybetti.
Tam da bu noktada bir çarpıcı anekdota yer vermek istiyoruz;
Büyük Erzincan Depremi'nin bilinmeyen birçok hikâyesinden sadece birini hatırlatmak istiyoruz;
Tarih; 27 Aralık 1939…
Erzincan 7,2 büyüklüğünde bir depremle sarsıldı.
Depremde 30 binden fazla insan hayatını kaybetti.
100 binden fazla insan yaralandı.
Şehir neredeyse tamamen yıkıldı.
1939 Erzincan Depremi, Dünya tarihinin en büyük depremlerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Deprem, soğuk bir kış günü (Aralık ayında) meydana geldi.
Isınmak için kullanılan sobaların ve mangalların devrilmesi sebebiyle yangınlar da çıktı.
100 binden fazla ev yıkıldı.
Dış dünyayla bağlantısı kesilen Erzincan'da adeta can pazarı yaşandı.
O dönem iletişim bugünkü kadar ileri olmadığı için de bölgeye yardımlar gerektiği gibi vaktinde gönderilemedi.
İŞTE BU ANEKDOTA DİKKAT DİYORUZ!
Bu arada… Önemli bir fotoğraf daha yansıdı Erzincan’dan tüm dünyaya;
1939 Depremi’nde Erzincan cezaevi binası da ağır hasar gördü.
Sabıkasında adam öldürme, gasp, hırsızlık, kaçakçılık gibi suçlar olan mahkûmlar açıkta kaldı.…
İşte buraya dikkat; dönemin Erzincan Cumhuriyet Savcısı İzzet Akçal, böyle bir ortamda mahkûmları topladı ve onlara şu tarihi cümleleri söyledi:
- “Sizi şimdi kurtarma çalışmalarında görev almak üzere serbest bırakacağım. Aranızda civar köylerden olanlar varsa iki günlüğüne köylerine gidip ailelerini görebilirler. Ancak bir şartım var; hiçbiriniz kaçmayacaksınız. Canla başla çalışacaksınız. İşiniz bitince cezaevine döneceksiniz.”
Ne oldu, biliyor musunuz; Erzincan Cezaevi’ndeki mahkûmlar, her sabah depremin yaralarını sarmak için dışarı çıktı ve akşam da yeniden cezaevine döndü.
Cumhuriyet Savcısı İzzet Akçal tarafından her akşam cezaevinde sayım yapıldı.
Dördüncü Umumi Müfettişlik çektiği telgrafta, mahkûmların Erzincan Depremi'nde bin kişiyi kurtardığını yazdı.
MAHKUMLARA ÖZEL AF NEDEN ÇIKARILDI?
Peki, sonrasında neler yaşandı?
Mahkûmların bu iyi niyeti ve fedakârlığı dolayısıyla TBMM'ye bir kanun teklifi verildi.
Bu, özel bir af kanununu içeriyordu.
Görüşmeler sırasında Erzincan Milletvekili Abdülhak Fırat’ın şu cümlelerine dikkatinizi çekmek istiyorum; “Biliyorsunuz ki, bu insanlar hakikaten hayatlarında bazı günahlar işlemiş, hatta can acıtmışlardır, fakat buna mukabil yüzlerce can kurtarmak suretiyle yararlıklar ve fedakârlıklar, ahlâkî birçok vasıflar da göstermişlerdir.”
26 Nisan 1940'ta Özel Af Kanunu Resmî Gazete'de yayımlandı ve yürürlüğe girdi.
Af kanununa göre aralarında adam öldürme, hırsızlık, gasp, kız kaçırmaya teşebbüs, tütün kaçakçılığı gibi suçları bulunan 241 mahkûmun, mahkûmiyet sürelerinin beşte dördü affedildi.





