Bismillahirrahmanirrahim

Âlemlerin Rabbi, Rahman ve Rahim olan Allah (c.c)’a hamd ederim. Salât ve selâm, peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ya, âline ve sahabelerine olsun.

Hak- Batıl mücadelesi dünya hayatımızın gerçeğidir. Batıl; değerlendirmeye değer olmayan şeylerdir ve bir hükmü yoktur. Küfür, hakkı inkâr batıla imandır. Batıla iman edenlerin en önemli karakteri ise, her anda ve mekânda hakktan yüz çevirmek ve hak ile mücadele halinde olmaktır. KEHF 56: “Biz resulleri, sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise HAKKI, batıla dayanarak ortadan kaldırmak için batıl yolla mücadele verirler. Onlar ayetlerimizi ve uyarıldıkları şeyleri alaya almışlardır.” Hakka inananların temel görevi ise, batıl ile mücadele etmektir. İnananların bu mücadelesi ile batıl yok olup gider. ENBİYE 18: “Bilakis biz, hakkı batılın tepesine bindiririz de o, batılın işini bitirir. Bir de bakarsınız ki, batıl yok olup gitmiştir. (Allah’a) yakıştırdığınız sıfatlardan dolayı yazıklar olsun size!” Hakkın bulunduğu yerde batılın varlık ortaya koyması mümkün değildir. SEBE 49: “De ki: Hak geldi; artık batıl ne bir şeyi ortaya çıkarabilir ne de geri getirebilir.” Ve batıl eninde sonunda yok olup gidecektir.  CASİYE 27: “Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Kıyametin kopacağı gün var ya, işte o gün batıla sapanlar hüsrana uğrayacaklardır.”

Günümüzde batılı kim temsil ediyor Bugün batılı; BATI dünyası, küresel emperyalizm temsil ediyor. Bunlar karşımıza ABD olarak çıkıyor, AB olarak çıkıyor, İSRAİL olarak çıkıyor. Kurumsal yapısını güçlü bir şekilde inşa eden BATI, bütün kurum ve kuruluşlarıyla İSLAM ve Müslümanlara karşı fıtrat ve karakterinin gereği olarak büyük bir savaş veriyor. Bunlar bu savaşı niçin veriyor Allah’ın rızası olan İSLAM’IN nurunu söndürmek ve insanlığı cehaletin karanlığına mahkûm etmek için bu savaşı yapıyorlar. Bunların, İSLAM ve Müslümanlara karşı beslediği kin ve nefreti görmemiz gerekir. KUR’AN bize, hak-batıl mücadelesinde BATIL için savaşan inkârcıların halini bildirmektedir. TEVBE 31-35: “Yahudiler Allah’ı bırakıp HAHAMLARINI Hristiyanlar da RAHİPLERİNİ ve Meryem oğlu Mesih’i (İsa’yı) RABLER edindiler. Hâlbuki onlara ancak tek İLAHA kulluk etmeleri emrolundu. O’ndan başka ilah yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır. Allah’ın nurunu ağızlarıyla (bütün mücadele vasıtalarını kullanarak) söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez. O (Allah), müşrikler hoşlanmasalar da (kendi) dinini bütün dinlere üstün kılmak için Resulünü hidayet ve Hak Din ile gönderendir. Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve rahiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) ALLAH YOLUNDAN engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! (Bu paralar) cehennem ateşinde kızdırılıp bunlarla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanacağı gün (onlara denilir ki): “İşte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Artık yığmakta olduğunuz şeylerin (azabını) tadın!” İnsan için İNKÂR arıza, İMAN ise esastır. Tarih boyunca batılın hakkı engelleme şamaları; 1- Yok sayma, 2- Alay etme, 3- Dolaylı ikaz, 4- Teklif ve Tehdit, 5- Baskı, İfrat veya Tefrit, 6- Şiddet, anarşi ve terör, 7- Ambargo, 8- İmha etmektir. Günümüzde BATIL hakkı engellemek için bunların hepsini uygulamaktadır.

SALDIRILAR

1- İslamın yasaklanması veya sulandırılması, İslam dünyasının bölünüp parçalanması,

2- İslam’ca eğitimin, batıca eğitim ile değiştirilmesi,

3- Kur’ân ahlakının yerine batı ahlakının dayatılması,

4- Faizin dünya gerçeği sayılması, faizci kapitalist nizam dayatması,

5- Aile yapısının çökertilmesi, kadının evinden koparılıp ifsat edilmesi, kadının elinden annelik sıfatının alınması ve nesillerin sahipsiz bırakılması,

6- Müslüman fert ve topluma dünya sevgisinin ve ölüm korkusunun aşılanması,

7- Fısk ve fücurun yaygınlaşması, Kur’ân’ın, Sünnet’in yasak ve haram kıldığı bütün azgınlıkların ve rezilliklerin toplumda yaygın hale getrilmesi,

8- Rüşvetin, ihalelere fesat karıştırmanın, her türlü yolsuzluğun normalleştirilmesi,

9- Haram yemenin genelleşmesi, haramların helal, helallerin haram görülmesi,

10- Erkeklerin kadınlaşması, kadınların erkekleşmesi,

11- Kumarın, zinanın, içkinin, domuzun bir medeniyet değeri olarak görülmesi,

12- Televizyonların bir ifsat aracı olarak kullanılması ve iç savaşlar ile ülkemiz ve İslam coğrafyasının yok edilmeye çalışılması.

Müslümanlar, inananlar bu saldırılar karşısında ne yapmalıdırlar Müslümanlar kurumsal yapılarını tamalyarak, hakta ittifak ederek BATILIN karşısında direnme kabiliyeti yüksek bir güç haline gelmek zorundadır. Bu bir emirdir ve Müslümanlık görevidir. ENFAL 60: “Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.” Bu kurumsal yapıyı inşa etmenin mücadelesini ERBAKAN Hocamız 1969 yılında MİLLİ GÖRÜŞ harekâtı olarak Konya’dan başlatmıştır. İSLAM BİRLİĞİ bu kurumsal yapının ta kendisidir. Bugün bu birliğin krulması için Milli Görüşçüler SAADET PARTİSİ ve MİLKO’lar içinde mücale etmektedirler. Milli Görüş; batıl karşısında eğilmeyip İslam’da kara kılmanın adıdır. AHZAP 48: “Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. Onların eziyetlerine aldırma. Allah’a güvenip dayan, vekil ve destek olarak Allah yeter.” Biz batıla karşı verilmesi gereken bir mücadele ile emrolunduk. NİSA 76: “İman edenler Allah yolunda savaşırlar, inanmayanlar ise tağut (batıl davalar ve şeytan) yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarına karşı savaşın; şüphe yok ki şeytanın kurduğu düzen zayıftır.” Vesselam.