Selahattin Demirtaş, kardeşlik hukuku ve duygusunun onarılmadan sürecin yürütülmeye çalıştığını söyleyerek tökezlemelerin, tıkanmaların sebebi olarak Türk ve Kürt halkları arasındaki kardeşlik hukuku ve duygusunun onarılmamasını öne sürdü.

Demirtaş sürecin güvenlik boyutunu " Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve Abdullah Öcalan’ın inisiyatifleriyle son bir yılda önemli gelişmeler yaşandı, ciddi adımlar atıldı.

- Bahçeli’nin Ekim 2024’teki girişimi ve çağrısı
- Öcalan’ın 27 Şubat çağrısı
- Erdoğan’ın süreci sahiplenmesi
- PKK’nin fesih kongresi
- TBMM’de komisyon kurulması
- Süleymaniye’de silahları yakma töreni yapılması
- PKK’nin Türkiye’den tümüyle çekilmesi
- SDG’nin Şam ile entegrasyon anlaşmasına varması" sözleriyle anlatarak olumlu buldu.

Silahın aradan çıkarılmasıyla eşzamanlı kardeşlik hukuku ve duygusunun onarılmadığını vurgulayan Demirtaş, sürecin silah ve güvenlik olarak algılanıp yürütülmeye çalışmasının yetersizliğini vurguladı.

Yöneticiler düzeyinde atılan, atılmaya çalışılan, atılacak adımların yasa boyutunda dahi olsa halkta karşılığının halkta atılacak adımlara bağlı olduğunu vurgulayan Demirtaş şunları söyledi:

"Mesela Meclis yarın, “Kürtler ile Türkler kardeştir ve birbirlerini sevmek zorundadırlar” diye bir yasa yapsa mesele hallolur mu? Sabahına herkes birbirini sevmeye mi başlar?
Evet, Kürt ile Türk kardeştir, birbirlerini kardeş gibi, ana gibi, yar gibi sevmelidir. Fakat son yüz yılın hataları nedeniyle araya kan girdi, silah girdi, ayrımcılık girdi. Tamamı Türk ve Kürt analarının evladı olan 50 bin kardeşimiz Türkiye’nin her mezarlığında toprağın altına girdi, bazılarının mezarı bile yok. Öfkeler, kızgınlıklar, kırgınlıklar, nefretler, intikam duyguları birikti, birikti, kardeşlerin arasına girdi. Bunları gidermek, yasımızı ve acımızı ortaklaştırmak, yaralarımızı karşılıklı sarmak, göz göze bakıp kardeşçe sarılmak, hüzün ve sevinç gözyaşlarını aynı anda dökmek yasadan çok daha öncelikli, yapıcı ve kalıcı olur. Zaten bunları yaptıktan sonra yasayı yapmak çok kolaydır ve o iş artık sadece küçük bir detaydır."

"KARDEŞLİK HUKUKU VE DUYGUSUNUN ONARILMASI"

Yaşanılanlardan sonra yapılması gerekenlere örnek olarak Demirtaş şunları önerdi:

  • "Liderler ve komisyon üyeleri; Adnan Menderes’in, Alparslan Türkeş’in, Orhan Doğan’ın ve Mehmet Sincar’ın mezarlarını ziyaret edip oradan Anıtkabir’e gitselerdi.
  • Konya’da Mevlana’yı, Doğubayazıt’ta Ehmedê Xanî’yi ziyaret etselerdi.
  • Diyarbakır’da Amedspor ile Trabzonspor arasında bir kardeşlik maçı organize etselerdi. Tüm Diyarbakır, Trabzonspor ve Amedspor bayraklarıyla donatılsaydı. Karadeniz’den akın akın gelen kardeşlerimiz Diyarbakırlıların evlerinde misafir edilselerdi, stadyuma maçı izlemeye birlikte gitselerdi. Vanspor, aynı şekilde Kayserispor’a konuk olsaydı ve Kürt kardeşlerimiz akın akın Kayseri’ye gidip evlerde misafir olsalardı.
  • Milli futbol takımı, bir maçını Diyarbakır Stadyumu’nda oynasaydı ve Diyarbakırlılar Milli Takım’a canı gönülden sahip çıksalardı.
  • Bir otobüs dolusu genç Edirne’den, bir otobüs genç de Hakkari’den yola çıksaydı, Anıtkabir’de buluşup Türkçe ve Kürtçe bir kardeşlik bildirisi okusalar, bildiriyi Anıtkabir defterine de yazsalardı.
  • Bir otobüs dolusu genç İzmir’den, bir otobüs de Kars’tan yola çıksa ve Çanakkale Şehitliği’nde buluşup kardeşlik bildirisini Türkçe ve Kürtçe okusalar, oradan beraberce Ankara’ya, Meclis’e gelip bildiriyi Meclis Başkanı’na teslim etselerdi.
  • Kültür Bakanlığı’nın girişimiyle yedi bölgede kardeşlik konserleri düzenlense ve TRT sanatçıları ile Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçıları aynı sahnede Türkçe ve Kürtçe kardeşlik türküleri, şarkıları söyleselerdi.
  • Milli Eğitim Bakanlığı’nın girişimiyle Kürtçe - Türkçe ve Türkçe - Kürtçe sözlük ile gramer kitabı basılsaydı ve tüm öğrencilere ücretsiz dağıtılsaydı.
  • Bursa Ulu Camide ve Diyarbakır Ulu Cami’de aynı anda Türkçe ve Kürtçe kardeşlik hutbesi okunsaydı.
  • Evlatlarını çatışmalarda kaybetmiş Türk ve Kürt anaları kol kola girip beraberce mezarlıkları ziyaret etselerdi, akşamına da Beştepe’de Cumhurbaşkanı tarafından ağırlansalardı."

Kardeşliğin hukukunun, yasalarının önce yüreklerde yapılmadığı için geri kalan normatif adımlar atılırken, yasalar yapılırken yeni kırılmalar, ayrışmalar yaşanmaya başladığını vurgulayan Demirtaş şunları söyledi:

"Eğer bu belirttiğim gibi çalışmalar yapılmış olsaydı Meclis Komisyonunun İmralı’ya gitmesi konusu da bir krize dönüşmezdi.

Bunlar yapılmadı ama başta da belirttiğim gibi bol bol dinleme yapıldı. Orada burada gereksiz yere sloganlar atıldı, televizyonlarda konuşanlar ağızlarının ayarını tutturamadılar; hakaretler, tehditler, şantajlar, ekranlardan halkın üstüne boca edildi.

MSB kötü haberi duyurdu! Kargo uçağımız düştü
MSB kötü haberi duyurdu! Kargo uçağımız düştü
İçeriği Görüntüle

Yetmedi, muhalefete yönelik ve özellikle CHP’yi hedefe koyan “mutlak butlan, iptal, tutuklama, kayyım, casusluk, rüşvet” operasyonlarıyla ayrışma iyice derinleştirildi. 30 yıllık hapis cezalarını bitirmiş siyasi mahpuslar, hasta mahpuslar bile cezaevinden çıkamadılar. Kayyım atanmış tek bir belediye bile halka iade edilmedi. Kürt – Türk kardeşliği pekiştirilmeden, üstüne Türk – Türk ayrışması eklendi."

DEM PARTİ'DEN DEMİRTAŞ'A DESTEK

DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, 9 yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın sürece ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na yönelik yazısından alıntı yaparak Demirtaş'ın değerlendirmesine destek verdi:

Muhabir: Haber Merkezi