Netanyahu yolsuzluk kıskacında...
Soru şu: Trump’ın mektubu telafi değil, krizi aksine derinleştiriyor!
Peki, bugüne kadar neler oldu, bakalım...
7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye yönelik başlatılan soykırımda, 70 bini aşkın Filistinli katledildi.
İşgalci İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu sadece uluslararası hukuk karşısında değil, iç siyasette de dar bir köşeye sıkışmış durumda.
UCM’nin (Uluslararası Ceza Mahkemesi), hakkında verdiği tutuklama kararı ve yıllardır devam eden yolsuzluk davası, Netanyahu’nun meşruiyet krizini gittikçe derinleştiriyor.
TRUMP’IN MEKTUBU: YOK OLAN BİR DOSYAYI YENİDEN ALEVLENDİRDİ
Netanyahu’nun yıllardır süren yolsuzluk davası...
ABD Başkanı Donald Trump’ın 12 Kasım’da İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’a gönderdiği mektupla yeniden İsrail gündeminin merkezine oturdu.
Trump, Herzog’dan Netanyahu’yu affetmesini “resmen” istemişti.
Gazze ateşkes planında Trump’ın ağırlığını koyması ve Netanyahu’nun koalisyonunun itirazlarına rağmen bu plana razı olması, İsrail siyasetinde zaten ciddi bir gerilim yaratmıştı.
Mektup, işte bu gerilimi daha da keskinleştirdi.
İŞTE NETANYAHU’NUN YOLSUZLUK DOSYALARI
Netanyahu hakkında 2016’dan itibaren gündeme gelen yolsuzluk iddiaları dört ana dosyada toplanıyor:
* Yolsuzluk dosyası: Yaklaşık 300 bin dolar değerinde lüks hediyeleri beyan etmeden kabul etme.
* Yolsuzluk dosyası: Yedioth Ahronoth–Israel Hayom arasında medya lehçelemeyi amaçlayan bir pazarlık.
* Yolsuzluk dosyası: Alman Thyssen Krupp’tan alınan denizaltı ve korvetlerde rüşvet ve etki kullanma iddiası (bu dosya daha sonra düşürüldü).
* Yolsuzluk dosyası: Bezeq lehine ihale yönlendirme ve Walla üzerinden Netanyahu’ya olumlu haberler yaptırma.
NETANYAHU'NUN KATAKULLİLERİ TUTMADI!
Soruşturma Aralık 2016’da başladı, dava 2019’da açıldı ve Kudüs Bölge Mahkemesi 2020’de iddianameyi kabul etti.
Pandemi, Gazze soykırımı ve siyasi krizler nedeniyle yargı süreci defalarca uzadı.
Temmuz 2024’te iddia makamı delillerini sundu; savunmanın Nisan 2026’ya kadar ancak tamamlanabileceği, kararın ise 2027 sonlarına doğru çıkabileceği öngörülüyor.
Netanyahu yıllar boyunca kendisini yargı sürecinden kurtarmaya yönelik çeşitli hamleler yaptı.
Önce “görevdeki başbakan yargılanamaz” tasarısını meclisten geçirmeye çalıştı, ardından ülkeyi sarsan “yargı reformu” girişimini başlattı.
Bu girişim, hem yüksek mahkemenin yetkilerini kırpmayı hem de mahkemenin Netanyahu lehine şekillendirilmesini amaçlıyordu. Ancak kitlesel protestolar ve koalisyon içi çatlaklar bu planı akamete uğrattı.





