Geçmiş dönemlerden bu yana çok çeşitli hastalıkların tedavilerini destekleyen kaplıca suları, uzmanlar tarafından da tavsiye edilmektedir. Öyle ki özellikle eklem ve kemik hastalıklarının tedavileri için kaplıca tedavileri önerilir.

Ülkemizin birçok şehrinde kökenleri oldukça eski zamanlara dayanan kaplıcaların hizmet verdikleri bilinmektedir. Yerli turistlerin yanı sıra yabancı turistler tarafından da ziyaret edilen kaplıcaların turizme katkıları da oldukça büyüktür.

Kaplıca suları böbrek hastalıklarından göz hastalıklarına kadar birçok hastalık türünün tedavilerinde destekleyicidir. Ancak bazı kişilerin kaplıcalara girmeleri tavsiye edilmemektedir. Peki, kimler, neden kaplıcaya girmemelidir? İşte konuya dair merak edilenler…

KALP VE DAMAR HASTALIKLARI OLANLAR

Kalp ve damar hastalıkları çok çeşitli faktörlere bağlı olarak gelişebilir. Bu tip hastalıklara zamanında müdahale edilmemesi halinde kişinin hayatı tehlikeye girebilir. Bu neden ile herhangi bir şikayet göz ardı edilmemeli ve vakit kaybedilmeden bir hekimden randevu alınmalıdır.

Kalp ve damar hastalıklarından mustarip olan birçok kişi kaplıcalardan medet umsa da uzmanlar o kişilerin kaplıca sularına girmemeleri gerektiğini belirtirler. Bunun nedeni ise tesislerde yüksek sıcaklıkların ve sert sıcaklık geçişlerinin hissediliyor olmasıdır. Bu faktörler, kalp ve damar sistemine aşırı yükün binmesine yol açabilir.

TANSİYON HASTASI OLANLAR

Yüksek tansiyon şikayeti olan kişilerin kaplıcaya girmemeleri gerekir. Kan basıncını önemli ölçüde artıran kaplıca tesisleri, tansiyon hastalarının hayatlarının tehlikeye girmesine yol açabilir.

ENFEKSİYON HASTALARI

Kaplıca suları mineral bakımından zengindir. Yanı sıra termal özellikli kaplıcalarda mantar ve bakteri başta olmak üzere birçok mikroorganizmanın geliştiği bilinir. Bu neden ile enfeksiyon hastalarının bu tip yerlere gitmemeleri gerekir.

Açık yarası bulunan, hali hazırda bir enfeksiyona karşı savaş veren ve yanı sıra bağışık sistemi güçlü olmayan kişiler, kaplıca sularına girmemelilerdir.

İNFLAMASYON TEMELLİ HASTALIKLARI BULUNANLAR

Birçok hastalık vücut içi inflamasyonun yani iltihap oranının artmasına yol açabilir. Termal suyu, inflamasyonun yayılmasına yol açabileceği için hastalıktan mustarip olan kişilerin kaplıcalara gitmemeleri gerekir.

Romatoid artir ve ankilozan spondilit gibi rahatsızlıkları bulunan kişilerin yanı sıra astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalıklarından mustarip olan kişilerin de kaplıcalara girmemeleri tavsiye edilmektedir.

HAMİLE KADINLAR KAPLICALARA GİDEBİLİRLER Mİ?

Hamile kadınların kaplıcalara gidip gidemeyecekleri de birçok kişi tarafından merak edilir. Sıcak suyun doğumu kolaylaştıracağını düşünen pek çok kişi, arama motorları üzerinden kaplıcalara yönelik sorgulamalarda bulunur.

Hamilelik süreci, kadının hem kendisinin hem de bebeğinin sağlığı için son derece titizlik ile yürütmek olduğu bir süreçtir. Özellikle hamileliğin ilk 3 ayında kaplıca, hamam ve sauna gibi yerlere gidilmemesi gerekir. Jinekologlara göre bu tip yerler hamileliğin ilk evrelerinde bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebilir.

Gebeliğin yalnızca ilk evrelerinde değil son evrelerinde de hekim onayı olmadan kaplıcalara gidilmemesi gerekir. 38 ila 40 derece aralığında değişen su sıcaklığı, anne adaylarının ve bebeklerin sağlık tablolarını olumsuz etkileyebilir.

KAPLICALAR BEBEKLER İÇİN UYGUN MU?

Hamilelerin yanı sıra bebeklerin de kaplıcaya götürülüp götürülemeyecekleri merak edilir. Bebekleri ile birlikte bir termal tatili geçirmek isteyen pek çok kişi, arama motorları üzerinden bu konuya yönelik sorgulamalarda bulunur.

Uzmanlara göre bebeklerin sıcağa ve soğuğa uyum sağlamaları yetişkinlere oran ile oldukça uzun sürebilir. Bu sebep ile bebeklerin yüksek sıcaklıkların hakim olduğu kaplıcalara götürülmeleri tavsiye edilmemektedir. Bebek, hipotermi ve hipertermi riskleri ile karşı karşıya gelebilir. Hipertermi bebeğin beyin sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir.

 

Muhabir: Haber Merkezi