1860'ların sonu... O dönemki adıyla Galata, Osmanlı'nın finans ve ticaret kalbi. Bankalar, şirketler, hareketli liman... Pera (bugünkü Beyoğlu) ise elçiliklerin, lüks mağazaların, tiyatroların ve sosyal hayatın merkezi. Ancak bu iki hayat damarının arasında, aşılması zor bir engel vardı: %24 gibi devasa bir eğime sahip olan Yüksekkaldırım Yokuşu.


O yokuşu her gün tırmanmak zorunda olan bankerleri, tüccarları, diplomatları ve şık Levanten hanımefendilerini bir düşünün. Bu yorucu tırmanış, şehrin en büyük dertlerinden biriydi. Ta ki bir Fransız mühendis, bu çileye dâhiyane bir çözüm bulana kadar...

İstanbul'u ziyaret eden Fransız mühendis Eugène-Henri Gavand, bu günlük çileye şahit olunca aklına devrim niteliğinde bir fikir geldi: İnsanları bu yokuşun altından, bir tür "yer altı asansörü" ile taşımak!


Sultan Abdülaziz'den aldığı imtiyazla, 1871'de inşasına başlanan proje, dönemin teknolojisiyle inanılmaz bir adımdı. Tam üç yıl süren zorlu çalışmaların, kazıların ve mühendislik hesaplarının ardından, İstanbul'un kaderini değiştirecek o yapı tamamlandı.

Takvimler 17 Ocak 1875'i gösterdiğinde, İstanbul ve dünya, tarihi bir ana tanıklık etti. 1863'te açılan Londra Metrosu'ndan sadece 12 yıl sonra hizmete giren Tünel, dünyanın en eski ikinci, Osmanlı İmparatorluğu'nun ise ilk yeraltı toplu taşıma sistemi unvanını kazandı.


İlk başlarda hayvan gücüyle çalışması planlansa da, sonrasında buharlı bir sistemle hizmet verdi. İki ahşap vagon, gaz lambalarıyla aydınlatılıyor ve o meşhur 573 metrelik güzergâhı yaklaşık 100-120 saniyede katediyordu. İstanbullular için bu, bir mucizeden farksızdı.

Tünel, sadece yorgun bacakları dinlendirmekle kalmadı; bugünkü Beyoğlu'nu yarattı. Artık o yorucu yokuş bir engel olmaktan çıkınca, İstanbullular akın akın Pera'ya çıkmaya başladı. Bu yoğunluk, bölgenin inanılmaz bir hızla gelişmesini sağladı.


Tiyatrolar, pastaneler, lüks mağazalar, oteller ve eğlence mekanları birbiri ardına açıldı. İstiklal Caddesi o meşhur canlılığına kavuştu. Yani, o kısacık tünel, aslında İstanbul'un sosyal ve kültürel kalbinin Pera'da atmasını sağlayan en önemli devrimdi.

O buharlı sistemle başlayan yolculuk, 1910 yılında elektrikli sisteme geçti. 1939'da ise millileştirilerek İETT'ye devredildi. Zaman içinde defalarca yenilense de, o ilk günkü ruhunu ve görevini hiç kaybetmedi.


Bugün, o rayların üzerinde günde ortalama 300 sefer yaparak 24 bin yolcu taşıyan bu tarihi hat, sadece iki durak arası bir yolculuk değil, aynı zamanda İstanbul'un 150 yıllık modernleşme serüvenine yapılmış bir tanıklıktır. O kısacık 102 saniyede, aslında bir imparatorluğun ve bir cumhuriyetin anılarının içinden geçersiniz.

Daha Fazla Bilgi ve Kaynaklar


Bu haberdeki teknik ve tarihi bilgiler, İETT'nin resmi verileri ve kamuya açık ansiklopedik kaynaklardan derlenmiştir.



  1. İETT Resmi Sayfası:

    • Kaynak: İETT'nin kendi web sitesindeki Tünel (F2) hattı ile ilgili resmi bilgilendirme sayfası.

    • Link: İETT  Hattı Sayfası



  2. Genel Bilgi Kaynağı: