Soru şu; başkalarının zihnini okuyabilir miyiz?

“Başkalarının ne düşündüğünü, sözlerindeki veya davranışlarındaki niyeti anlamak insanlar için her zaman önemli olmuştur.

Sosyal bir çevrede varlığını sürdüren insan, önceleri hayatta kalabilmek için diğer insanların mimiklerini, davranışlarını ve bakışlarını doğru analiz etmek ve düşüncelerini tahmin edebilmek zorundaydı.

Günümüzde daha çok sosyal çevremize uyum sağlamak ve ilişkilerimizi sürdürmek için bu analizleri doğru şekilde yapmamız gerekiyor.

Bunun için doğuştan sahip olduğumuz bir yeteneğimiz var.”

Tübitak sayfasında yer alan bilgilere göre;

“Zihin kuramı ile açıklanan bu olgu başkalarının duygu, düşünce ve niyetlerinin farkına varabilmemizi ve bunlar hakkında çıkarım yapabilmemizi sağlıyor.

Zihin kuramı ilk olarak 1978 yılında David Primack ve Guy Woodruff tarafından önerildi.

İlerleyen yıllarda Heinz Wimmer ve Josef Perner, çocukların başka insanların ne düşündüğünü tahmin etme becerisini nasıl kazandıklarını araştırmaya başladılar.

1983 yılında gerçekleştirdikleri araştırmada yaşları 3-9 yaş arasında değişen çocuklara çeşitli resimler gösterildi.

Bu resimlerde odadaki kişi bir eşyayı bir yere saklıyor, daha sonra o kişi odada değilken başka biri gelip eşyanın yerini değiştiriyordu.

Örneğin bir kişi odadaki sepete bir top koyuyor, daha sonra başka bir kişi ise bu topu sepetten alıp odadaki sandığın içine bırakıyordu.

Resimler gösterildikten sonra çocuklara ilk kişi odaya tekrar geldiğinde topu nerede arayacağı soruldu.

Bu durumda çocuklardan ilk kişinin odaya döndüğünde sepete bakacağını tahmin etmesi beklendi.

Bu tahminin doğru şekilde yapılma oranı 3-4 yaşlarında hayli düşüktü. 4 yaşından daha büyük çocukların ise yaştaki artışa bağlı olarak çok daha yüksek oranda doğru tahmin yapılabildiği görüldü.

Yani çocukların 4 yaşından sonra başka insanların ne düşündüğünü tahmin etme becerisini kazandığı anlaşıldı…”

BU ALANDA YENİ GELİŞME

Japon araştırmacı Tomoyasu Horikawa, yapay zekâ destekli “zihin altyazısı” tekniğiyle insanın zihinsel görüntülerini açıklayıcı cümlelere dönüştürmeyi başardı.

Japonya’da bir bilim insanı, beyin tarama yöntemleri ile yapay zekâyı birleştirerek insan zihnindeki görüntüleri doğru, tutarlı ve açıklayıcı cümlelere dönüştüren devrim niteliğinde bir teknik geliştirdi.

Science Advances dergisinde yayımlanan çalışmanın yazarı Tomoyasu Horikawa, düşüncelerin kelimelere dökülmesinde ilerleme sağlansa da karmaşık zihinsel görüntülerin çözümlenmesinin uzun süredir büyük bir bilimsel engel olduğunu ifade etti.

Horikawa'nın “zihin altyazısı” olarak adlandırdığı bu yeni yöntem, beynin nesneler, sahneler, eylemler ve olaylar hakkında taşıdığı bilgileri analiz ederek yapay zekâ ile açıklayıcı metinlere dönüştürüyor. CNN'in haberine göre teknik, beyin aktivitesindeki ilişkileri çözümleyerek görüntülerin anlamını yazıya aktarma kapasitesine sahip.

ÇALIŞMA NASIL YAPILDI?

Araştırma, 22–37 yaş arasında Japonca konuşan dört erkek ve iki kadın üzerinde yürütüldü. Katılımcılar, ses içermeyen ve saniyeler süren 2 bin 180 farklı sahneden oluşan videolar izledi. Bilim insanı Horikawa, bu sırada ölçülen beyin aktivitelerini sayısal dizilere çevirmek için “kod çözücü” adı verilen yapay zekâ modellerini eğitti.

Eğitim sürecinde kullanılmayan yeni videolar izletildiğinde, sistem bu beyin aktivitelerini çözümleyerek en uygun kelime dizilerini seçti ve gördüklerine dair açıklayıcı metinler üretti. Aynı yöntem, katılımcılar videoları yalnızca hatırlarken kullanıldığında da başarılı sonuçlar verdi.

KONUŞMA YETİSİNİ KAYBEDENLERE UMUT OLABİLİR

Teknolojinin en önemli potansiyellerinden biri, afazi veya ALS gibi konuşmayı etkileyen hastalıklarda iletişim desteği sağlaması. Uzmanlar yöntemin, sözel iletişimde zorluk yaşayan otistik bireyler için de büyük bir adım olabileceğini belirtiyor.

Bilim dünyası, insan zihninin çözülmesi yolunda atılan bu yeni adımın gelecekte iletişim biçimlerini tamamen dönüştürebileceğini söylüyor.

Kaynak: Haber Merkezi