Toplumda büyük bir endişe kaynağı olan bel fıtığı ameliyatı, aslında doğru zamanda yapıldığında hastayı hayata bağlayan en önemli tıbbi müdahaledir. Özellikle sinir hasarının başladığı anlarda uygulanan acil bel fıtığı ameliyatı, kaybedilmek üzere olan fonksiyonları geri kazanmanın ve kalıcı sakatlıkları önlemenin tek yoludur.

Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanlarının "Kırmızı Bayrak" dediği bazı özel belirtiler, ameliyatın bir seçenekten ziyade zorunluluk olduğunun işaretidir. Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi, Beyin, Sinir ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Caner Sarıkaya’ya sorduk. İşte vakit kaybetmeden bir uzmana başvurmanız gereken o kritik sinyaller:

1. Ayaklarda ve Ellerde Güç Kaybı (Kritik Eşik)

Bel veya boyun fıtığında ağrı, vücudun bir savunma mekanizmasıdır; ancak güç kaybı, savunmanın çöktüğünü ve sinir liflerinin ölmeye başladığını gösterir. Halk arasında "fıtığım patladı" denilen durumun en somut göstergesi budur.

Bu durumu nasıl fark edersiniz? Kendi kendinizi test edin:

· Düşük Ayak Belirtisi: Yürürken ayağınızın uç kısmı yere takılıyor mu? Terliğiniz ayağınızdan istemsizce çıkıyor mu? Eğer yürürken ayağınızı yerden kaldırmakta zorlanıyor ve ayağınız "pat pat" diye yere vuruyorsa, bu acil bir durumdur.

· Topuk ve Parmak Ucu Testi: Topuklarınızın üzerinde veya parmak ucunuzda yükselemiyorsanız, o bölgeye giden motor sinirler baskı altındadır.

· Kavrama Kaybı (Boyun Fıtıkları İçin): Elinizdeki çay bardağını veya anahtarı farkında olmadan düşürüyorsanız ya da gömleğinizin düğmelerini iliklerken parmaklarınızda bir beceriksizlik yaşıyorsanız, bu boyun bölgesindeki ciddi bir baskının işaretidir.

Neden Çok Önemli?

Sinirler, üzerindeki baskı (bası) kalkmadığı sürece beslenemezler. Eğer güç kaybı başladıktan sonra ilk 24-48 saat içinde müdahale edilmezse, ameliyatla fıtık temizlense bile sinirdeki hasar kalıcı olabilir. Yani ameliyat sonrasında ağrınız geçebilir ama ayağınızdaki o güçsüzlük (felç durumu) sizinle kalabilir.

"Ağrım geçti, demek ki fıtığım iyileşiyor" diye düşünmek bazen yanıltıcıdır. Eğer ağrınız azalırken beraberinde bacağınızda bir incelme veya güç kaybı başlıyorsa, bu sinirin artık acıyı bile iletemeyecek kadar hasar gördüğü anlamına gelebilir.

2. Mesane ve Bağırsak Alışkanlıklarında Beklenmedik Değişimler

Birçok hasta, bel fıtığını sadece "bacaklara yayılan bir ağrı" olarak görür. Ancak omurgamızın alt kısmında, sinirlerin bir at kuyruğu gibi dağıldığı "Kauda Ekina" adı verilen çok özel bir bölge bulunur. Bu bölge, sadece bacaklarımızın hareketini değil, aynı zamanda vücudumuzun en temel hayati fonksiyonlarından biri olan boşaltım sistemini de kontrol eder.

Mekanizma Nasıl İşler?

Bel fıtığı nedeniyle omurilik kanalına taşan disk materyali, eğer bu sinir demetine şiddetli bir baskı yaparsa, sinir iletimi bir elektrik kablosunun kopması gibi kesintiye uğrar. Bu durum gerçekleştiğinde:

· Hissizlik ve Kontrol Kaybı: Beyinden gelen "tuvaletini tut" veya "şimdi boşalt" sinyalleri hedefe ulaşamaz. Hasta, mesanesinin dolduğunu fark edemeyebilir veya tam tersi, kontrol dışı sızıntılar yaşayabilir.

· "İdrar Yapamama" Paradoksu: Genellikle idrar kaçırma bilinir ancak idrar yapamama (retansiyon) çok daha sinsi bir işarettir. Mesane dolu olmasına rağmen boşaltım yapılamaması, sinirlerin ağır hasar gördüğünün en net kanıtıdır.

· Duyusal Kayıp: Sadece boşaltım değil, o bölgedeki (genital ve anal bölge) dokunma hissinin azalması da bu tabloya eşlik eder.

Neden "En Acil Vaka" Kabul Edilir?

Beyin cerrahisi literatüründe bu tabloya "Kauda Ekina Sendromu" denir ve bu durum gerçek bir cerrahi acildir. Neden mi?

1. Geri Dönüşümsüz Hasar: Sinir hücreleri baskı altında oksijensiz kaldığında hızla ölmeye başlar. Eğer baskı ilk 24 ila 48 saat içinde cerrahi olarak kaldırılmazsa, hasta ömür boyu sonda kullanmak zorunda kalabilir veya kalıcı cinsel fonksiyon bozukluklarıyla karşılaşabilir.

2. Ağrının Ötesinde Bir Durum: Hasta bazen "Ağrım geçti, sanırım iyileşiyorum" diye düşünebilir. Oysa ağrının geçip yerini hissizliğe ve boşaltım kontrol kaybına bırakması, sinirin artık tamamen sustuğunu gösteren bir tehlike işaretidir.

Özetle: Bel ağrınız varken aynı zamanda boşaltım sisteminizde bir düzensizlik hissediyorsanız, "sabaha geçer" diye beklemek yerine en yakın tam teşekküllü hastanenin acil servisine başvurmanız, hayata tutunma şansınızdır.

3. "Eyer" Bölgesinde Hissizlik

Bel fıtığı dendiğinde akla hep bacaklara vuran ağrılar gelir; ancak tıbbi açıdan çok daha korkutucu olan, ağrının olmadığı ama hissizliğin başladığı bölgelerdir. Bunların başında, tıp dünyasında "Eyer Tipi Anestezi" olarak bilinen durum gelir.

Neden "Eyer Tipi" Deniliyor?

Bu isim, belirtilerin görüldüğü bölgenin bir atın üzerine oturduğunuzda eyerle temas eden bölgelerle (kasıklar, iç bacaklar, kalça arası ve cinsel organ çevresi) tam olarak örtüşmesinden gelir.

Bu Belirtiyi Nasıl Fark Edersiniz?

· Pantolon ve İç Çamaşırı Testi: Pantolonunuzu giyerken kumaşın dokusunu o bölgelerde hissetmiyorsanız veya cildinize dokunduğunuzda sanki "başkasının tenine dokunuyormuşsunuz" ya da "orada bir katman pamuk varmış" gibi bir hissizlik varsa bu bir kırmızı bayraktır.

· Sıcak/Soğuk Farkı: Duş alırken suyun sıcaklığını vücudunuzun genelinde hissedip, kasık ve iç bacak bölgenizde hissedemiyorsanız sinir iletimi kesintiye uğramış olabilir.

· Karıncalanma ve Uyuşma: Sadece tam his kaybı değil, bu bölgede geçmeyen bir "karıncalanma" veya "elektriklenme" hissi de baskının başladığını gösterir.

Neden Çok Tehlikeli?

Bu bölgedeki his kaybı, sadece bir uyuşukluktan ibaret değildir. Buradaki sinirler, vücudun hem boşaltım hem de cinsel fonksiyonlarını yöneten S2, S3 ve S4 sinir kökleridir. 1. Cinsel Fonksiyon Kaybı: Bu bölgedeki hissizlik, sadece birkaç saat içinde kalıcı cinsel işlev bozukluklarına (iktidarsızlık veya his kaybı) yol açabilir. 2. Kalıcı Felç Riski: Eğer bu bölge uyuşmuşsa, fıtık omurilik kanalını neredeyse tamamen kapatmış demektir. Bu durum, bacaklarda ani gelişebilecek tam felcin bir önceki aşamasıdır.

Ne Yapılmalı?

Eğer bu belirtiyi fark ettiyseniz, "yarın bir doktora giderim" deme lüksünüz kalmamıştır. Eyer tipi hissizlik, cerrahi olarak müdahale edilmesi gereken sürenin (altın saatler) işlemeye başladığı andır. Bu bölgedeki duyu kaybı fark edildiği an, tam teşekküllü bir hastanenin Acil Servisine başvurulmalı ve mutlaka bir Beyin ve Sinir Cerrahı ile görüşülmelidir.

4. Geceleri Artan Şiddetli Ağrı ve Kilo Kaybı

Sıradan bir bel fıtığı ağrısı genellikle hareketle artar, istirahatle veya uygun pozisyonu bulunca azalır. Ancak bazı ağrı türleri vardır ki, tıp dünyasında "mekanik olmayan ağrı" olarak adlandırılır ve çok daha ciddi bir tablonun (tümör, enfeksiyon veya iltihaplı omurga hastalıkları) habercisi olabilir.

1. Uykudan Uyandıran "Gece Ağrıları"

Eğer ağrınız gün içindeki hareketlerinizden bağımsızsa ve özellikle gece yatağa yattığınızda şiddetleniyorsa bu ciddi bir uyarıdır.

· Pozisyondan Bağımsızlık: Sağa da dönseniz, sola da dönseniz, bacaklarınızı da çekseniz ağrı hiçbir şekilde hafiflemiyorsa; bu durum ağrının mekanik bir fıtık baskısından ziyade, kemik dokusu veya omurilik içindeki bir yer kaplayıcı oluşumdan (tümör vb.) kaynaklanabileceğini düşündürür.

· Sinsi İlerleme: Gece ağrısı genellikle sinsi başlar ve haftalar içinde şiddeti sürekli artar.

2. İstemsiz ve Ani Kilo Kaybı

Bel ağrısına, herhangi bir diyet veya ağır egzersiz yapmadan yaşanan kilo kaybı eşlik ediyorsa alarm zilleri çalmalıdır.

· Vücudun Enerji Tüketimi: Vücutta kontrolsüz büyüyen bir kitle (tümör) veya ciddi bir enfeksiyon varsa, vücut tüm enerjisini bu durumla savaşmaya harcar. Bu da hastanın iştahı yerinde olsa bile hızla kilo vermesine neden olur.

· Kritik Eşik: Son 6 ay içinde vücut ağırlığınızın %10’undan fazlasını istem dışı kaybettiyseniz ve buna geçmeyen bir bel/sırt ağrısı eşlik ediyorsa, bu durum bir beyin cerrahı veya onkoloji uzmanı tarafından detaylıca incelenmelidir.

3. Ateş ve Gece Terlemeleri

Eğer gece ağrılarınıza hafif ateş, titreme veya pijamalarınızı değiştirecek kadar şiddetli gece terlemeleri eşlik ediyorsa, bu durum omurga enfeksiyonu (diskit veya osteomiyelit) belirtisi olabilir. Omurga enfeksiyonları, en az tümörler kadar acil müdahale gerektiren ve kemik yapısını hızla bozan durumlardır.

Vücudunuzun Sessiz Çığlığını Duyun

Beyin ve Sinir Cerrahisi disiplininde ağrı, aslında dostumuzdur; çünkü bize yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu haber verir. Ancak ağrının karakteri değiştiğinde, durum bir "rahatsızlık" olmaktan çıkıp "sistemik bir tehdit" haline gelir.

Özetle: "Belim ağrıyor" diyerek geçiştirmeyin. Sıradan bir bel fıtığı ağrısı, vücudunuzu dinlendirdiğinizde genellikle size müsaade eder. Fakat eğer bu ağrı;

· Uykunuzu Bölüyorsa: En derin istirahat anında bile sizi yatağınızdan fırlatacak kadar hırçınsa,

· Dinlenmekle Geçmiyorsa: Pozisyon değiştirmek, uzanmak veya oturmak hiçbir ferahlama sağlamıyorsa,

· Tartıdaki Rakamlar Siz Çabalamadan Düşüyorsa: İştahınızdan bağımsız olarak vücut ağırlığınız hızla azalıyorsa;

Bu artık sadece yerel bir fıtık uyarısı değil, vücudunuzun sistematik bir yardım çağrısıdır. Bu sinyaller; omurgada sinsi bir iltihaplanmanın, gizli bir enfeksiyonun veya yer kaplayan bir kitlenin habercisi olabilir. Kendi sağlığınızın dedektifi olun; vücudunuz alarm veriyorsa, çözüm için profesyonel bir yardımın kapısını çalmaktan çekinmeyin.

Bilgilendirme: Bu içerik, Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Op. Dr. Caner Sarıkaya’nın klinik görüşleri ve güncel tıbbi bilgiler doğrultusunda, genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Tanı ve tedavi yöntemleri kişiye özgü olarak değişiklik gösterebilir. Kendi sağlık durumunuzla ilgili en doğru tanı ve tedavi planı için mutlaka bir hekime başvurunuz.

Kaynak: www.drcanersarikaya.com