DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, dün Ankara gazetecilerden bir grup ile partisinin genel merkez binasında bir araya geldi. Gündemin öne çıkan konu başlıkları hakkında değerlendirmelerde bulunan Babacan, partisi ile ilgili iddialara da net cevap verdi.
“İLK KAREDE CUMHUR İTTİFAKI VARDI"
1 Ekim Meclis resepsiyonunda çekilen ve kamuoyunda tartışmalara neden olan fotoğraf karesine ilişkin konuşan Babacan, söz konusu anın nasıl geliştiğini anlattı. Babacan, kendilerine Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un özel kalemi aracılığıyla davet iletildiğini söyledi. İlk karede yalnızca Cumhur İttifakı temsilcilerinin yer aldığını, muhalefetin ise daha sonra davet edilerek oturma düzenine dahil edildiğini belirten Babacan, bu görüntü üzerinden DEVA Partisi’ne yöneltilen eleştirileri ise sert bir dille reddetti. Partisinin bağımsız bir siyasi yapıya sahip olduğunu vurgulayan Babacan, "Kimseye hesap verecek durumda değiliz, kararlarımızı kendimiz alırız" dedi.
“AK PARTİ'YE DÖNÜŞ İHTİMAL DEĞİLDİR"
O fotoğraf karesi üzerinden gündeme gelen “AK Parti’ye yeşil ışık” iddialarını da yalanlayan Babacan, partiden ayrılmasının temel nedenlerinin hukuksuzluk, adaletsizlik ve büyüyen menfaat şebekeleri olduğunu söyledi. Kurucu ilkelerden uzaklaşıldığını ve zamanla bir düzelme iradesi görmediğini belirten Babacan, bu kök sebeplerin hâlâ ortada durduğunu vurgulayarak, "Değişen bir şey yok" dedi. Açıklamaları, AK Parti’ye geri dönüş ihtimalini tamamen dışladığını ortaya koydu.
“İKTİDAR SAMİMİ İSE KAMU İHALE YASASINI ÇIKARTSIN"
Son dönemlerde yapılan yolsuzluk operasyonlarını da değerlendiren Babacan, iktidarın yolsuzlukla topyekün mücadele başlattığına inanmadığını söyledi. Babacan, asıl mücadelenin Kamu İhale Yasası ile İmar Yasalarının düzenlenmesinden geçtiğini belirtti. Babacan, 2013-2014 yıllarında hazırladıkları düzenlemelerin, siyasi çıkarlar nedeniyle hayata geçirilemediğini, bu süreçte medya üzerinden kendisine yönelik baskı ve saldırılarla karşılaştığını dile getirdi.
“ÖCALAN KOMİSYONA KONUŞABİLİR"
Babacan, Terörsüz Türkiye süreci kapsamında çalışmalarını yürüten Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun Abdullah Öcalan’ı dinleyip dinlemeyeceği tartışmaları ile ilgili de partisinin görüşünü dile getirdi. Öcalan’ın 27 Şubat’ta örgüte silah bırakma çağrısı yaptığını hatırlatan Babacan, örgüt içindeki etkisine dikkat çekerek, süreçle ilgili söyleyeceklerinin komisyona ulaştırılmasının anlamlı olacağını ifade etti. Ancak bu konunun şu ana kadar komisyonun resmi gündemine gelmediğini belirten Babacan, önce komisyon dışında olgunlaştırılmasının, ardından içerde değerlendirilmesinin daha uygun olacağını söyledi.
“YENİ YOL DERİNLEŞECEK VE GELİŞECEK"
Saadet, DEVA ve Gelecek Partilerinin Meclis çalışmaları için kurduğu Yeni Yol Meclis Grubu’nun geleceği ile ilgili de konuşan Babacan, hedeflerinin bu iş birliğini derinleştirerek ve genişleterek sürdürmek olduğunu söyledi. Babacan, üç parti arasındaki iş birliğinin sadece Meclis grubu kurmakla sınırlı kalmaması gerektiğini, ileride seçim iş birlikleri ve yeni partilerin katılımıyla bu yapının büyüyebileceğini vurguladı. "Biz bu zemini önemsiyoruz, vizyonumuz hem derinleşme hem de genişleme yönünde" diyen Babacan, Yeni Yol’un gelecekte daha kapsayıcı bir yapıya dönüşebileceğinin sinyalini verdi.
“ERDOĞAN'IN REFLEKSLERİNİN ZAYIFLADIĞINI GÖRMÜŞ OLDUK"
Dış politika gündemi ile konuşmasına devam eden Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretiyle ilgili de dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Oval Ofis’te basının aniden içeri alınması ise Babacan’a göre Erdoğan için hazırlıksız yakalanılan ve siyasi reflekslerin zayıflığını ortaya koyan bir an oldu. Babacan, Oval Ofis’te Erdoğan’ın basın karşısında yaptığı açıklamaları “kontrolsüz ve hazırlıksız” olarak değerlendirerek, diplomasi kurallarına uygun olmayan bir tablo çizildiğini belirtti.
"BARIŞ DEĞİL, İSRAİL MERKEZLİ YENİ MİMARİ"
Gazze'de ilan edilen ateşkesi de değerlendiren Babacan, Gazze ateşkes planını “barış planı” olarak görmenin hata olduğunu söyledi. Belgenin, İsrail’in güvenliğini esas alan ve Filistin’in temel haklarını dışlayan bir yapıda olduğunu ifade etti. İşgal, 1967 sınırları, mültecilerin dönüş hakkı gibi temel unsurların metinde yer almamasını “kaygı verici” olarak nitelendirdi.

"ATEŞKES DİRENİŞİ UNUTTURMASIN"
Babacan, ateşkese rağmen 67.000’den fazla can kaybının hesabının sorulmadan “zafer” ilan edilmesini yanlış buldu. Bu insanların Filistin’in bağımsızlığı için hayatlarını kaybettiğini vurgulayarak, “insanlar artık ölmeyecek” demenin yeterli olmadığını belirtti. Filistin’in egemen, bağımsız bir devlet olması ve Netanyahu gibi isimlerin uluslararası mahkemelerde yargılanması gerçekleşmeden gerçek bir zaferin mümkün olmayacağını ifade etti.
"ERDOĞAN YENİDEN ADAY OLAMAZ: ANAYASA AÇIK, PAZARLIK KONUSU EDİLEMEZ"
Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı adaylığına kapıyı kapatan Babacan, mevcut anayasanın açıkça iki dönem sınırı getirdiğini ve YSK’nın “kilometre sıfırlandı” yorumunun hukuken geçersiz olduğunu savundu. “Anayasa neden var?” diye soran Babacan, anayasal sınırlamaların gücün yozlaşmaması için konduğunu hatırlattı ve “Tatlı bir yönetim değişimine ihtiyaç var” diyerek demokratik geçişin gerekliliğini vurguladı.





