Almanya Parlamentosu 18 Mart'ta yapılan tarihi oylamayla savunma harcamalarının artırılmasının önünü açan yasa tasarısını onaylamıştı. Öneri, savunma ve güvenlik harcamaları için Almanya anayasasında belirlenen üst sınırın kaldırılması ve 500 milyar euro tutarında bir harcama yapılmasına olanak sağlamıştı.

Hızla silahlanmaya başlayan Almanya bu silahları kullanacak askerleri de yetiştirmeye hazırlanıyor. Almanya’da koalisyon ortakları “gönüllü” askerliği cazipleştirmek, ama daha geniş çerçevede zorunlu askerliği zamanı geldiğinde geri getirmek için el sıkıştılar.

ASLINDA ZORUNLU ASKERLİK ELLİ YIL SONRA HAYATA GEÇİYOR

Ortaklar arasında yapılan bu anlaşma aslında yeni savaş konseptinin bir parçası.

CDU/CSU ve SPD’nin üzerinde uzlaştığı “yeni askerlik hizmeti” modeli, resmi açıklamalarda gençleri “vatan hizmetine kazandırmaya” yönelik teknik bir düzenleme gibi sunulsa da gerçekte ülkenin uzun yıllardır adım adım ilerlettiği savunma konseptinin hayata geçirilmesi anlamına geliyor.

Sözde gönüllülük esasına dayanan yeni askerlik modeline göre, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren 18 yaşına gelen tüm gençlere Alman ordusunda görev yapmak isteyip istemediklerini, sağlık açısından problemleri bulunup bulunmadığını, boy-kilo gibi kişisel bilgilerin de sorulduğu bir form gönderilecek.

Formları dolduran ve gönüllü askerlik yapmak isteyen adaylar sağlık muayenesine davet edilecek. Askerliğe elverişli olanlar ise yükümlülüklerini yerine getirmek için Alman ordusuna katılacak. Söz konusu formları yanlış dolduranlara, gerçeğe aykırı beyanda bulunanlara ve geç gönderenlere ise idari para cezası verilecek.

Şimdi gönüllü olan askerlik zamanı geldiğinde zorunlu olacak, çünkü doldurulan bu formlar sayesinde bakanlığın envanterinde ülkede askere elverişli gençlerin sayısı hazır olmuş olacak.

ASIL HEDEF İHTİYAÇ HALİNDE HIZLA ZORUNLU ASKERLİĞE GEÇİP

ORDUYU SAVAŞ HAZIR HALDE TUTMAK

Bu yeni model, ilk bakışta “gönüllülüğe” dayalı gibi görünse de hükümetin kendi belgeleri bile bunun kalıcı ve sürdürülebilir bir yol olmadığını kabul ediyor.

Gençleri ayda 2 bin 600 Euro maaş ve ehliyet desteği gibi maddi teşviklerle orduya çekme çabası, “gönüllülük” kavramının sınırlarını oldukça esnetiyor.

Gönüllü bulunamadığında devreye sokulacak “ihtiyaca dayalı zorunluluk” ve son aşamada başvurulabilecek kura sistemi, gönüllülüğün yalnızca geçici bir vitrin olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Asıl model, ihtiyaç halinde hızla zorunlu askerliğe geçişe imkan verecek bir mekanizma oluşturmak.

İNSAN GÜCÜ GEREKİYOR

Almanya’nın savunma/savaş sanayisine yaptığı yatırımların nükleer kapasite tartışmalarını yeniden gündeme getirmesi, stratejik sanayi alanlarını genişletmesi ve kriz dönemlerine uyumlu bir üretim yapısı kurması, büyük oranda insan gücü gerektiren kapsamlı bir planın parçaları.

Son yıllarda artan silahlanma bütçesi, stratejik silah programlarına dönüş, ağır silah tedarik zincirlerinin hızlandırılması ve endüstrinin askeri üretime uygun şekilde yeniden düzenlenmesi, esas meselenin savunmayı güçlendirmekten çok savaşa hazırlık olduğunu gösteriyor.

Tüm bu gelişmeler, Avrupa’nın merkezinde yer alan Almanya’nın dolu dizgin savaşa hazırlandığına işaret ediyor.

Sonuç olarak, Almanya’nın attığı adımlar tek tek değerlendirildiğinde teknik düzenlemeler gibi görünse de bütünüyle okunduğunda kapsamlı bir savaş mimarisinin adım adım inşa edildiği görülüyor.

Yeni askerlik modeli, bu mimarinin toplumsal ayağını temsil ediyor: Genç nüfusu kayıt altına almak, kategorize etmek, yönlendirmek ve gerekirse zorla savaş için seferber edebilmek.

Muhabir: Cihat Yunus İzmirli