“Ve onlardan önceki dönemlerden nicelerini yok ettik; onlar varlıkta ve görünüşte daha iyi idiler” (Meryem Suresi 74). Evet, topluluklar da önce doğarlar ve gelişirler, sonra yaşlanırlar ve ölürler. Topluluklar yaşlandıkları zaman, iktidardaki varlıklarını sürdürmek için daha güçlü ve gösterişli görünmek zorundadırlar. Oysa gelirleri azalmıştır. Dolayısıyla artık gösterişli inşaatları inşa edip yönetecek paraları yoktur. Borçlanarak yaşamaya başlarlar. Sonunda borçlarını ödeyemezler ve yeni borç alamayacak hale gelip yıkılırlar.

İnsanlar da böyledir...

Bu geçiş dönemlerinde müminler darlık ve yoksulluk içinde olur, Allah onlara servet vermez. Böylece servet ve iktidar peşinde olanlar oraya gelmezler. Müminler böylece seçilirler.

Varlıklılar ise kendilerinden emindirler. AK Parti’ye sorsan; askerler bir daha müdahale etmeyeceklerdi. Oysa 15 Temmuz en etkin hareket olarak ortaya çıktı ve yine askerlerin müdahalesi ile def edilebildi. FETÖ de devleti yıkmaya kalkıştı. Türkiye’de hiçbir zaman başarılmış bir halk isyanı olmamıştır. Mısır ve Roma tarihlerinde kaç hanedan değişmiştir? Osmanlılar, Selçuklular ve Karahanlılar’da hiç hanedan değişti mi?

Her şey Kur’an’ın dediği gibi gitmekte ve gelişmektedir.

Kur’an’ın söyledikleri masaldır, o eskidendi, şimdi artık bu güçlü Sermaye’ye bir şey olmaz, beş büyüklere bir şey olmaz diyenler çoktur. Onlara Sovyetlerin yıkılışı örnek olmalıdır. Bugünkü Sermaye’nin devrilişi bakımından Gülencilerin başına gelenler örnek olmalıdır. Afrin’de oradaki teröristler yenilmedi, tüm dünyanın sömürü Sermayesi ve onu destekleyen güçler yenildi. Hala inanmayanlar var ama Türkiye’deki PKK ne oldu? Örnekler çok…

İbret almak üzere ayetimizi bir kere daha hatırlayalım: “Ve onlardan önceki dönemlerden nicelerini yok ettik; onlar varlıkta ve görünüşte daha iyi idiler.”

Sonraki ayet, “Kim dalalette ise …” uyarısı ile başlıyor. “Dalalet” kelimesi burada marife olarak gelmiştir; o halde belli dalalettir, malum dalalet içinde olanlardır.

Nedir o dalalet? a) Başta ekseriyet sistemidir. “Arzda olanların ekserisine uyarsan seni idlal ederler” (Enam, 6/116) ayeti bunun açık delilidir. b) Karşılıksız faiz parasını kullanmaktadırlar. c) Güçlüler ve zenginler halkı ezmekte ve sömürmektedirler. d) Allah’ın helal ettiklerini haram ederek dünyayı cehenneme çevirmektedirler.

Bugünkü fesat ve fitne onların eseridir. Gelin “Adil Düzen’e Göre İnsanlık Anayasası”na da bu dalalette kurtulun diyoruz, bunun gerçekleşmesi için dua ediyoruz... Niçin dua ediyoruz? Öncelikle biz yapıcıyız, yıkıcı değiliz. Dolayısıyla kimsenin kötü olmasını istemeyiz. Onların düzelmelerini ve tövbe etmelerini istiyoruz... O zamana kadar onlar için dua et, onların doğru yola gelmesi için çalış, ola ki tövbe eder ve hak yola gelirler. Duan o zamana kadar devam etsin. Bizim görevimiz helak olmaları değil, ihtida etmelerine yardımcı olmadır.

Senin görevin onlara helakin gelmemesi için çalışmaktır ama bir gün gelecek senin görevin bitecektir. Bu görevin bitecek, çünkü ya cezalanacaklardır ya da helak olacaklardır. Artık ondan sonra onları korumak sana düşmez. Ondan sonra yargı kararı ne ise o olur. Yargı kararına müdahale edilmez, edilmemeli. Kamuya karşı suçlar için devlet zorlamadan tebliğ yoluyla gerekli tedbirleri alır ama suç işlenip mahkûm olduktan sonra kimsenin af yetkisi yoktur. Savaşın sonunda af yetkisi savaşı kazanan komutana aittir. Devlet başkanı tarafsızdır, infaz yapamaz, yargı kararını da değiştiremez.

Kur’an okuyan Allah’ın görevlileri; bize düşen işte budur. Ar-Ge çalışmalarını yaparak insanlara hidayetin ne olduğunu göstereceğiz. Ahşap Ev Atölyesi’ni kuracağız. Ahşap evleri ve seraları yapacağız. Bunlarla yüz lojmanlı dinlenme evleri yapacağız. Bir de inşaatlar yapacağız. Yüz lojmanlı işyeri apartmanları oluşturacağız. İnsanlara bu çalışmalara katılmaları gerektiğini anlatacağız. Matematik, Arapça, Proje ve Muhasebe derslerini oluşturacak, Ortaklık İlimlerini anlatacak, Kur’an Medresesi’ni kuracağız. Bin Dil Üniversitesi ile bir taraftan Kur’an’ı dünyaya duyuracağız, diğer taraftan insanlar arasında beraberlik sağlayacağız. Bunun için çalışacağız, bizim görevimiz budur. Allah bize kimse ile dalaşma görevini vermemiştir...