Önceki yazımı şöyle sonlandırmıştım: “Osman abimiz yani Prof. Dr. Osman Eskicioğlu ile yapılan ve Akevler camiası (Adil Düzen çalışmaları) açısından birçoğu ‘ilmî ve amelî açıdan ilklerden olan’ o kadar çok yazacak şey var ki…” Bugün biraz daha yazalım…

Osman abimizin ‘doktora’ çalışmasını kısaca yazmıştım. Süleyman Hocam onunla yaptığı dr.’a çalışması ile ilgili şu detayları yazdı: “Osman Eskicioğlu ile İslam Ekonomisi üzerine ‘doktora’ çalışmasını yaptık. / Bu çalışma Adil Düzen üzerinde hazırlanan ilk kitaptır. / Çalışmayı şöyle yaptık: Kur’an’ı baştan sona kadar ekonomi gözüyle ayet ayet taradık ve çıkan ekonomik manaları cümle cümle yazdık. Osman Eskicioğlu bunları çalışma kartlarına geçerdi. Sonra bu kartları konu konu tasnif ettik. Ondan sonra Osman Eskicioğlu burada söylenenlere kaynaklar buldu. Böylece, belki İslam âleminde ilk defa, 700 sahifelik bir eser ortaya çıktı. Sabahattin Zaim onun doktora hocası idi...”

Bundan sonrasında yazılan detaylar yani engellemeler daha da önemli ve Adil Düzen çalışmaları açısından tarihe kayıt düşülmesi gereken detaylar: “Osman Eskicioğlu doktorasını Erzurum Üniversitesi’nde yapıyordu. Sabahattin Zaim’e karşı Ali Şafak ve Yusuf Ziya Kavakçı, ‘Bu tez Süleyman Karagülle’nin tezidir’ diyerek reddettiler! Sonra başka bir çalışma yaptırarak geçirdiler ve böylece Osman Eskicioğlu ‘doktor’ oldu. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde ilmi kariyerini tamamladı. Pek çok ilmi eser ortaya çıkardı. Hemen hemen her makalesinde benimle istişare ederdi. İzmir’e her gittiğimde hep ilk gelen o olurdu... / Evet, bugün Adil Düzen dediğimiz çalışmanın ilk doktorasını Osman Eskicioğlu yaptı ve ömrünün sonuna kadar da daima bir Adil Düzen çalışanı oldu...”

Bu detayları biliyordum ve önceki yazımda Osman abimizi anlatırken şu parantezi ilave etmeyi unutmamıştım: (Bence, asıl doktora çalışmasını Süleyman Karagülle Hocamızla, çok hacimli ve detaylı KUR’AN AÇISINDAN EKONOMİ diyebileceğim bir çalışma ile yaptı ama maalesef Erzurum’daki o zamanki akademisyenler(!) tarafından reddedildi!.. Ve kendisini ‘doktor’ yapan diğer çalışmasını yaptı. RNE)

Kemal Öztürk, 27 Mart günü, “Öldükten sonra kıymetini bilsek ne fayda” başlıklı bir yazı yazdı ve o yazıda dedi ki: “Rahmetli Erbakan’ın ölüm yıldönümü de aynı yüksek duygular, minnet ve kıymetli sözlerle geçti. Ne acıdır ki, onun Adil Düzen teorisini bile yaşarken okumamış, anlamamış ve kıymetini bilmemiştik. Şimdi ne büyük bir siyasi deha, bilge ve öngörülü olduğunu anlatıp duruyoruz...” Osman Eskicioğlu için de benzer durum geçerli...

Süleyman Hocamızın, Osman abimiz hakkında yazdıklarıyla bitirelim: “1961 yılında İzmir’e gittim, yapayalnızdım... / Bir gün görev yaptığım Hava Eğitim Komutanlığı’na biri geldi. Dr. Baha Kitapçı’nın başkanlığında İzmir Türk Ocağı yönetimini yeniden oluşturduklarını, beni de yönetim kuruluna alacaklarını söyledi... Israrı üzerine kabul ettim... / O gün bana gelen genç İhsan Emci idi. Osman Eskicioğlu onun sağ kolu idi. / Daha lise talebesi iken Arapçadan tercüme yapacak derecede çalışkan ve zeki olan İhsan Emci ile bitişik ikizler idiler. İhsan Emci gençleri bir araya topluyor, Osman Eskicioğlu ise ilmi çalışmalar yapıyordu. İkisi İzmir Müftü Muavini idiler. Bu iki genç ile Türk Ocağı’nda, Yeşilay’da, Komünizmle Mücadele Derneği’nde, Akevler Kooperatifi’nde ve Millî Nizam ile Millî Selamet Partisi’nin kuruluşunda beraber olduk. Gençleri ve o zamanki ilahiyat kadrosunu organize ettiler, bana İzmir’de konferanslar verdirdiler.../ Sonra Prof. Ahmet Tahir Satoğlu’nun başkanlığında Akevler Kooperatifi’ni onlar kurdular; ciddi söylüyorum, ben değil onlar kurdular.../ 1969 yılındaki seçim Bağımsız Adaylıklarımızı onlarla koyduk; ben Aydın ili adayı oldum. Millî Nizam ve Millî Selâmet parti teşkilatlarını onlar kurdular... ‘Onlar’ dediğim, onlar ve onların arkadaşları kurdular. Necmettin Erbakan’ı İzmir’de onlar meşhur ettikleri gibi; Sabahattin Zaim’i de İzmir’de tanıtan onlardı.../ Yalnız kendisi değil, kardeşleri de Millî Nizam Partisi’nin kuruluşundan beri bizimle birlikte idiler. / Oğulları Sakıp ve Sinan ile de aileler olarak görüşmelerimiz sonuna kadar sürmüştür. / Osman Eskicioğlu’nun babası da çok muhterem inanmış bir Hoca idi. Onu babası yetiştirmişti. Oda çocuklarını yetiştirdi...”